BDP'li Altan Tan, yeni anayasaya Alevilerin devletin din hizmetlerinden eşit yararlanması için hüküm eklenmesini isterken AKP ve MHP'li üyeler buna karşı çıktı. CHP'li üyeler ise düşünmek istedi.

Radikal'den Rifat Başaran'ın haberine göre, yeni Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünü yazan Alt Komisyon dün tartışmalı maddelerden biri olan “Din, vicdan ve inanç özgürlüğü” maddesini görüştü.

Maddenin ilk fıkrası uzlaşmayla “Herkes din, vicdan ve inanç hürriyetine sahiptir. Bu hürriyet, inanma, inanmama ve inancını değiştirme hürriyetini de içerir” şeklinde yazıldı. İkinci fıkrada ise din eğitimi tartışması yaşandı.

Metinde “Bu hürriyet, tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı olarak ibadet, öğretim, uygulama ve tören yapmak sureti ile dinini ve inancını yaşama, açıklama ve yayma hürriyetini de kapsar” cümlesine AKP ve BDP “eğitim” ifadesinin de eklenmesini istedi.

“Din kültürü ve ahlâk eğitimi ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” fıkrası da tartışmaya neden oldu. BDP’li Altan Tan bu ifadeye karşı çıkarak, Tevhid-i Tedrisat’a karşı olduklarını söyledi. AKP ve MHP zorunlu din eğitiminin devamını isteyerek, “Din kültürü ve ahlak eğitim ve öğretimi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır” ifadesinin eklenmesini isterken, CHP ise “Din ve din kültürü ve ahlak eğitimi, küçüklerin yaşına uygun olacak biçimde verilir. Seçmeli din ve din kültürü eğitim ve öğretimi çoğulcu, nesnel ve eleştirel olmak zorundadır” cümlesinin eklenmesini istedi.

ALEVİLİK ÖNERİSİNE İTİRAZ

BDP’nin Alevilerin din hizmetlerinden yararlanması için maddeye son fıkra olarak “Dini hizmetlerin sağlanması için kamu kaynaklarının kullanımında devlet adil bir dağılımı sağlamakla yükümlüdür ve elverişsiz konumda olan farklı inanç grupları lehine pozitif ayrımcılık hükümleri uygulanır” cümlesinin eklenmesi talebi de AKP ve MHP’nin itirazıyla karşılaştı. CHP ise bu ifade üzerinde düşünmek istediklerini ifade etti.

AZINLIKLAR TARTIŞMASI

Azınlıkların dini hakları da masada tartışıldı. BDP’li Tan, bu konuda anayasaya hüküm eklenmesini talep ederken MHP’li üyeler, azınlıkların Lozan Antlaşması çerçevesinde dinlerini yaşadıklarını ifade ederek öneriye karşı çıktı.

UZLAŞILAN METİN

Dört partinin uzlaşısıyla madde metninde şu ifadeler yazıldı:

“Hiç kimse, ibadet, dini uygulama ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; ya da bunları yapmaktan men edilemez dini inanç, düşünce ve kanaatlerinden ve inancının gereklerini yerine getirmekten ya da getirmemekten dolayı kınanamaz, suçlanamaz ve farklı bir muameleye tabi tutulamaz.

Devlet, işlem ve eylemlerinde bütün din ve inançlara karşı tarafsızdır; din, inanç ve kanaatlerin çeşitliliğine dayalı toplumsal çoğulculuğa saygı gösterir.

Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir. Din eğitimi ve öğretimi kişilerin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır”