BDP'li milletvekilleri son günlerde bazı okullara yönelik saldırılara tepki gösterdi. BDP Muş milletvekili Demir Çelik, olayları yanlış olarak nitelendirirken, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise, eylemi kim yaparsa yapsın tamamının terör eylemi olduğunu söyledi.

 

TBMM'de basın toplantısı düzenleyen BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, okullara yönelik saldırılara ilişkin şunları söyledi: "Her şeyden önce anadilde eğitimi savunmak doğru ama anadilde eğitim yapılmıyor diye okulu hedef almak doğru değil, insani değil. Okullar Milli Eğitim Bakanlığı'nın kurallarını uygular. Onu basmak, molotofla yangın yerine çevirmek yanlış" diye konuştu. 

 

Seçilme yaşının 18'e düşürülmesinin daha önce kendi partilerinin teklifi olduğunu söyleyen Çelik, er ve erbaşların oy kullanmasını ise AK Parti'nin Güneydoğu'ya oy kaldırma planı olduğunu söyledi.

 

TBMM basın toplantısında düzenleyen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise okullara yapılan saldırılar ile ilgili, "Bu olaylar kim tarafından yapılırsa yapılsın, yanlıştır, terör eylemidir. Eskiden devletin bekaası adına birileri köy yakıyordu, insanlar caddelerde infaz ediliyordu. Bugün de eğitimin engellenmesi yanlıştır. Kürt siyasal talepleri adına da yapılsa terör eylemidir" dedi.

 

“BAŞBAKAN'IN KONUŞMASININ NERESİNİ DÜZELTELİM?”

Başbakan'ın partisinin grup konuşmasındaki, "Cumhuriyet tarihinde atılmayan adımları biz attık. Kürt kelimesini ağzına alamayan bu ülkede, Kürt kardeşleri kelimesini ağzına alan ilk hükümet bizdik. Almanya'da da anadilde eğitim yok" sözlerini de eleştiren Tan şunları söyledi: "Başbakan, İslamcı, Enver Paşacı, ittihatçı yoldan döneceğine, son zamanlarda yaptığı açıklamalarla yanlış yolda ilerlemeye devam ediyor. Kürt meselesini ayrıştırıcı, ayrılıkçı, bölücü bir noktaya götürüyor. Üslubu ve politikası Türkiye'nin bölünmesine hizmet ediyor. Başbakan'ın konuşmasının neresini düzeltelim? Başbakan'ın efendinin kölesine bahşedici üslupla konuşmasını, emredici, posta koyan, lütfeden, meydan okuyaan, tahkir eden üslubunu kabul etmek asla mümkün değildir. Kürt realitesini resmi olarak tanıyan ilk iktidar, Demirel ve Erdal İnönü hükümetidir. Özal'ın bu konudaki gayretleri de göz ardı edilemez. Kürtler kimsenin bahçesinden fındık talep eden bir halk değildir. Dünyada birden fazla anadili olan 100'ün üzerinde ülke varken Başbakan, Almanya'yı örnek olarak veriyor. Başbakan'da ciddi bir bilgi eksikliği var. O kadar eksik ki, ne kadar bilgi var o gözükmüyor. Kürtler buraya çalışmaya gelen işçiler mi, yabancı vatandaşlar mı? Özrü kabahatinden büyük. Başbakan 'Kürtler artık evine gitsin, benden hayır yok' dedi. Zaten hayır beklemiyorduk o kapıdan. Başbakan'ın yaptığı abuk sabuk bir değerlendirmedir."

 

“AKP'YE OY VEREN KÜRTLERE YAZIKLAR OLSUN”

"AKP'ye oy veren Kürtler, Başbakan'ın sözlerinden rahatsızlık duymuyor, incinmiyorlarsa yazıklar olsun onlara" diyen Tan, AK Partili milletvekillerinin bölge vekillerinin Başbakan'dan hesap sormaları ve istifa etmeleri gerektiğini savundu.

 

Toplantı sonrası soruları cevaplayan Altan Tan, seçilme yaşının 18'e çekilmesine ilişkin soruyu şu sözlerle cevapladı: "Esas sorun askere oy kullandırılması. Çaldığı minareye kılıf uydurmak istiyor. Hile hurdayla ne yapabilirim onun hesabını yapıyor. Alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete… Şırnak'ta oyun bitti; polisle, hakimle, savcıyla ayakta durmaya çalışıyorsun. Bakalım askerle de nereye kadar gidecek?"

 

3 PARTİ BİRLEŞSİN VE TEK PARTİ OLSUN: DEVLET PARTİSİ!

Başbakan'ın Diyarbakır Emniyet Müdürü ile ilgili sözlerinin sorulması üzerine Tan, "Bülent Arınç gözleri yaşlı tebrik ediyor Emniyet Müdürünü. AKP'li milletvekilleri destek veriyor bu sözlere. Başbakan ise bindirdi. Gaz alıcı sözlere tahammülü yok. Arınç, sözlerine sahip çıkıyor musun? CHP'nin ise ne yaptığı, ne dediği belli. 3 ayda bir maddeyi hazırlayamıyor. Yakında 3 parti birleşsin ve tek parti olsun: Devlet Partisi. CHP'lilerin de Cuma’ya gitmeleri gerekecek. Onu da nöbetleşe yaparlar artık" diye konuştu.

 

Altan Tan seçim barajı ile ilgili soruya ise şu cevabı verdi: "Türkiye'nin ciddi bir siyasi partiler kanununa ihtiyacı var. Bu hile ve sahtekarlıklara başvuruldukça, Kürtler dağdan başka yol kalmadı diyecekler. Kürtlerin demokrasiye inancı kalmayacak. Kardeşliğe, birliğe, beraberliğe dinamit koymayın. Gelin Avrupa standartlarına göre Anayasa yapalım. Seçim barajını yüzde 3 yapalım."