BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, ABD'li gazeteci Seymour Hersh'in Suriye'deki kimyasal saldırının arkasında Türkiye'nin olduğu yönündeki iddialarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sordu.

Meclis Başkanlığı'na bir soru önergesi veren BDP'li vekil İdris Baluken, 21 Ağustos 2013'te yüzlerce kişinin öldüğü kimyasal saldırıya ilişkin Erdoğan'a sorular yöneltti.

Baluken, ABD’li gazeteci Seymour Hersh,'in “The Red Line and The Rat Line” (Kırmızı Hat ve Gizli Hat) adlı makalesinde yer verdiği, 21 Ağustos 2013 tarihinde Suriye’de düzenlenen kimyasal saldırının arkasında Türkiye hükümetinin olduğunu iddia ettiğini ve bu iddiasının arkasında durduğunu hatırlattı.

BDP'li Baluken, Hersh'in “Bu değerlendirmeyi destekleyen unsurlar da saldırı sonrasında dinlemeye takılan konuşmalar sayesinde bizzat Türklerden geldi..." şeklinde iddialarını da hatırlattıktan sonra, Erdoğan'a şu soruları yöneltti:

2013’ün baharında ABD istihbaratının, sizin bilginiz dâhilinde MİT ve Jandarma aracılığıyla kimyasal silah yeteneklerini geliştirebilmeleri için Nusra ve müttefikleriyle birlikte çalıştığına dair iddiaların gerçekle ilişkisi nedir? “Terörle mücadele” adı altında güncel istihbarat istihbarat alışverişi içinde olduğunuz ve son derce güvenilir bulduğunuz ABD istihbaratının bu iddiasının mesnetsiz olduğunu nasıl açıklayacaksınız?

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT )’nın isyancılarla siyasi irtibatı sağladığı, Jandarmanın askeri lojistik ve kimyasal eğitim gibi işleri üstlendiğine dair iddialar ile Dışişleri Bakanı, Müsteşarı, Orgeneral ve MİT Müsteşarı'nın Suriye ile ilgili toplantısının dinleme kayıtlarında yer alan ‘Suriye’ye girmek için 8 füze attırır, gerekirse Süleyman Şah’ı vururuz’ böylelikle Esad toprağımıza saldırmış olur, biz de Suriye’ye gireriz" senaryosuyla ilişkilendirildiğinde bir savaş hazırlığı içerisinde olduğunuz söylenebilir mi?

"Mezkur toplantıda Obama’nın, Fidan’ı işaret edip “Biz de sizin Suriye’deki radikallerle neler yaptığınızı biliyoruz’ dediği radikaller kimlerdir? Ve MİT sözü edilen radikallerle nasıl bir ilişki ağı içerisindedir?

Söz konusu iddialarla ilgili kanıtların saldırıdan sonra çeşitli dinlemelerden elde edinildiğine dair tapeler bir montajdan mı ibarettir?

Önümüzdeki günlerde “dış mihraklar” söz konusu tapeleri ifşa etmeye kalkarsa buna yönelik tutumunuz ne olacaktır?

Hükümetinizin, Obama’yı 'kırmızı çizginin aşıldığı'na ikna etmek ve Suriye’ye saldırtmak için, 21 Ağustos sarin gazı saldırısının tertip ettiği iddiası gerçek midir?

Bütün bu olup bitenlerden sonra ülkenin Başbakan’ı olarak Suriye politikanızın doğruluğunda ısrar edecek misiniz? Suriye’deki politikalarınız yüzünden zarar gören başta Kürtler olmak üzere oradaki halklardan özür dilemeyi düşünüyor musunuz?

Suriye’ye dönük dış politikanızı Türkiye’de yürüyen “çözüm süreci”nin Suriye’de yaşayan Kürtlerin kazanımlarını da kapsayacak ve orada oluşan kantonları tanıyacak şekilde yeniden revize etmeyi düşünüyor musunuz?" (ANF)