BDP, eski Milletvekili Orhan Doğan'ın ölümünün 6. yılında mesaj yayımladı. Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın imzasının yer aldığı mesajda şunlar söylendi:

“Değerli Orhan DOĞAN, halkın oylarıyla seçilerek girdiği Meclis’ten, halk iradesini tanımayan, darbeci zihniyet tarafından yaka paça cezaevine gönderildi.

Ama o, mücadelesinden asla geri adım atmadı. 10 yıllık cezaevi yaşamında ortaya koyduğu büyük kararlılıkla, büyük direnişle özgürlük ve demokrasi mücadelesinin, halk iradesinin asla esir alınamayacağını herkese gösterdi.

Tüm yaşadıklarına rağmen, çözümden ve barıştan umudunu hiçbir zaman yitirmedi, barış mücadelesinden asla vazgeçmedi.

Demokrasi-özgürlük ve barış için yılmadan verdiği mücadele nedeniyle barışın sembolü oldu.

Onca acıya rağmen yüzünden gülümsemeyi, dilinden barışı hiçbir zaman düşürmedi.

Aramızdan ayrılmadan önce ‘…Değerli dostlar! Size barış ortamını sağlayamadığım için özür dilerim…’ demişti.

İşte bu tarihi sözlerle, adeta bizlere yol gösteren büyük bir mirasla aramızdan ayrıldı.  

Biz de kendisine söz veriyoruz. Onun büyük mirasına bağlı kalacağız.

O’nun barış dili, demokratik direnişimizin rehberi olacaktır.

Hasret gittiği barışı ve özgürlüğü halkımıza armağan edeceğimiz günler yakındır.

Bir kez daha Değerli Orhan Doğan’ı saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.

O’nu kalbimizde ve mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.”

ORHAN DOĞAN KİMDİR?

Orhan Doğan, Ankara Hukuk Fakültesi mezunuydu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in ifadesiyle, 'Avukat Petroçelli'ye özenip hukuku seçti. Murathan Mungan'ın babası İsmail Mungan'ın yanında stajdan sonra Cizre'de avukatlığa başladı. 12 Eylül döneminde bölge insanının davalarını üstlendi. 80'li yılların sonunda birçok silahlı, bombalı saldırının hedefi olmuştu.  1991 yılında SHP'nin seçim ittifakı yaptığı HEP'in kontenjanından Şırnak Milletvekili olarak Meclis'e girdi.

Arkadaşlarının Kürtçe yemin kararlılığı, cezaevi sürecini de başlattı. Evinde PKK'lilerin kaldığı ve tedavi gördükleri iddia ediliyordu. Dönemin siyasetçilerinin 'PKK'liler Meclis'ten atılacak' söylemiyle dokunulmazlığı kaldırılan dört milletvekilinden biri oldu. 2 Mart 1994 günü Leyla Zana, Hatip Dicle ve Selim Sadak'la birlikte Meclis kapısında gözaltına alındı. 'Bölücü örgüt üyeliği, yardım ve yataklık'tan 15 yıl cezaya mahkûm edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verince, 2004'te serbest kaldı.

Kitlesel bir partinin kurulması gerektiğine inanıyordu, bunun için Türklerin katılımını zorunlu görüyordu. 'Kadrolar' kabul etmedi, kenarda kaldı. DTP genel merkez yönetiminde yer aldı ve bağımsız milletvekili aday adayı oldu. Ancak YSK adaylığına geçit vermedi.

24 Haziran 2007’de kalp krizi geçiren Doğan, 'kardiyojenik şok ve çoklu organ yetmezliği'nden 29 Haziran 2007’de öldü. Doğan, Doğubayazıt Ahmed-i Hani Kültür Sanat ve Turizm Festivali'nin kapanışında yaptığı 'son konuşmasında' "Yaşamını yitiren Mehmetçik de, dağdaki de bizim kardeşimizdir. Akan kan durdurulsun. Kim akan kanı durdurursa önünde eğilmeye hazırız. 22 Temmuz'da yeni bir Türkiye yaratacağız. Bu namus borcumuzdur. Ben bugüne kadar size barış ortamını sağlayamadığım için özür dilerim" demişti.