Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) tarafından "Öcalan'a özgürlük siyasi soykırıma son" kampanyası başlatıldı. Bu çerçevede Mersin'de yapılmak istenen mitinge polis gaz bombaları ile müdahale etti. Çok sayıda kadın atılan gaz bombaları ile yaralandı. 60 yaşlarındaki bir yurttaş kafasına gaz bombasının isabet etmesi sonucu hastaneye kaldırıldı.

Olaylar sırasında kitle dağılarak yakın çevrede bulunan evlere sığınırken, polis bu kez bazı evlerin kapısını kırarak evin içine gaz bombası attı. Çok sayıda kişi gözaltına alınırken, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ile BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın alana gelmesiyle kitle tekrar bir araya geldi.

"Bijî Serok Apo" sloganları atan kitle Buldan ve Kışanak'ı sevgi gösterileriyle karşıladı. Ardından Emniyet amiri ile vekiller arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Bunun üzerine polis alanı terk etti ve miting başladı.

Abdullah Öcalan'ın resimleri ile PKK bayrakları taşıyan kitle sık sık sloganlar attı.

Pervin Buldan AKP hükümetinin bir kez daha Mersin'de Kürt halkı üzerinde uyguladığı zulmü ortaya koyduğunu belirterek, AKP'nin Kürt halkının dilini, kültürünü yok sayarak, imha ederek yıldırmaya çalıştığını ifade etti.

Buldan, "Bu ülkede yaşanan bir savaş var. Bir taraf Türkiye Cumhuriyeti'dir bir taraf PKK'dir. Bu savaş bu ülkeyi yönetenler tarafından yapılıyor. Eğer bu ülkeye gerçek anlamda bir barış getirmek isteniyorsa o zaman muhatap almak zorundasınız. Bu tarafın muhatabı da bellidir. Şu anda İmralı Cezaevi'nde bulunan Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'dır" dedi.

'ÖCALAN’I ÖNDER OLARAK KABUL EDİYORUZ'


BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ise konuşmasında Erdoğan'ın "Sivil halka el uzatanlar diktatördür" sözlerini hatırlatarak, "Peki buradaki halk sivil değil mi?" diye sordu. Bu ülkede anaların evlatlarını yitirdiğini ama barış umutlarını yitirmediğini kaydeden Kışanak şöyle dedi: "AKP'nin faşizmi burada. Sözümüz ve sloganlarımızdan korkuyorlar, bin kere atacağız. Meydanları inleteceğiz. Kürt halkını var eden, direnişe kaldıran ve görünür kılan Sayın Öcalan'ı önder olarak kabul ediyoruz. Bu gerçeği neyle değiştirebilirler? 30 yıldır yapmadıkları zulüm mü kaldı? Bizim üzerimize sürmedikleri tank, panzer mi kaldı? Bu halk yılmadı yılmayacak."

'BE SEROK JİYAN NA BE'

Kışanak Ağrı'da temsili bir mezarın yapıldığını ve üzerine beton dökülerek mezar taşına, "Hayali Kürdistan burada meftundur" yazıldığını hatırlatarak, şunları ifade etti: "Diyorlar ki Kürt halkını bitirdik. Yok ettik. Artık burada yatıyorlar. Ama Sayın Öcalan öylesine bir direniş gösterdi ki o betonu param parça etti. Kürt halkı meydanlarda özgürlüğünü istiyor. Bu nedenle Kürtler ile Öcalan arasındaki bağ varlık ve yokluk kadar güçlüdür. Bizi kimliğimizle buluşturdu. Kürtlüğü bir değer haline getirdi. Bu ülkede bizler 'Kürdüm' demeye utanıyorduk. Başımıza bir şey gelir diye korkuyorduk, ama bugün dünyanın dört bir yanında Kürt halkı onuruyla, kimliğiyle yaşıyor. Başımız dik. Bu nedenle Bê Serok jiyan na be!"

Kürt halkının direnişinin Öcalan'la özdeş olduğunu ve bunun mücadelesinin Kürdistan'ın dört bir tarafında verildiğini söyleyen Kışanak, "Sayın Öcalan 11 yıl boyunca tek kişilik hücrede direnerek Kürt halkını barışa ve özgürlüğe götürecek mücadeleyi temsil etti. Eğer barış olacaksa bu Sayın Öcalan'la görüşerek, müzakere ederek, diyalog kurarak mümkündür" dedi. Konuşmaların ardından miting MKM kadın grubunun müzik dinletisiyle son buldu.

DİYARBAKIR’DA BASIN AÇIKLAMASI MİTİNGE DÖNÜŞTÜ

DTK Koordinasyon Kurulu üyesi Batman Milletvekilli Ayla Akat Ata, demokratik meşru direnişi geliştireceklerini belirterek, "Bugün İmralı Cezaevi'nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan'ın güvenliği ve sağlığı Türkiye halklarının güvenliği ve sağlığıdır. Özgürlüğü tüm Kürdistan halkının özgürlüğüdür" dedi.

Ayla Akat Ata, gerçekleştirmek istedikleri mitinge valilik tarafından izin verilmemesi nedeniyle platform kurmalarının yasaklandığını belirterek, "Devleti demokrasiye karşı duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz. Demokrasilerde çare tükenmez diyoruz. Bu üzerine çıktığımız masa bizim platformumuz oluyor" dedi.

Ata, bugüne kadar uygulanan asimilasyon politikalarını, yasaklanmaları, Kürt tarihinin yok sayılmasını, soykırım politikalarını kabul etmeyen Kürt halkının PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yoğunlaştırılan tecrit politikalarını da asla kabul etmeyeceğini söyledi.

Tecridin kaldırılması ve demokratik sürecin önünün tıkanmaması için bugün alanlarda AKP'ye uyarıda bulunduklarını dile getiren Ata, "Bugün İmralı Cezaevi'nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan'ın güvenliği ve sağlığı Türkiye halklarının güvenliği ve sağlığıdır. Özgürlüğü tüm Kürdistan halkının özgürlüğüdür" dedi. (anf)