Sabah gazetesinden Mahmut Övür, Süleyman Yaşar ve Erdal Şafak'ın sorularına cevap veren Erdoğan Oslo sürecine ilişkin iddialara bir kez daha değindi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasi uzantılarının bundan dolayı bağırıp çağırmaktan başka bir davranışları kalmıyor. Siyasi uzantının hiçbir fonksiyonu yok olay herhalde yine İmralı'ya gidebilir" dedi.

 

Başbakan Erdoğan, "8 Ekim Pazartesi günü Stockholm'de terörle mücadele ya da sorunu olan gerillalar ve ülke temsilcileri masaya oturacaklar ve çözüm olmadan masadan kalkmayacaklarını taahhüt ettiler. Bu şekilde masadan kalkmayacak güçte, ama yettiği ve temsil niteliği olan kimi bulacağız karşı taraftan? sorusuna şöyle cevap verdi:

 

"Burada bildiğiniz gibi KCK boyutu var, siyasi kanat yurtdışında. KCK başı dağda, terör örgütü başında böyle bir yapı var. Yurtdışına baktığımız zaman onlarla bizim teröristlerle benzer yanı nedir bunu iyi incelemek lazım. Çıkıp bazen Srilanka'daki gibi bir mücadele deniliyor bunlar bizi yanıltmasın.

 

Bunlar bizim isabetli adım atmamızı engelleyebilir, eğer bu işte çözüm olacaksa bir defa terör örgütünün silah bırakması lazım, silah bırakılmadığı sürece burada bir anlaşmanın sağlanması mümkün değil. Şimdi sayın Zana randevu talep etti, geldi görüştük. Silahlar bırakılmadığı sürece netice almak mümkün değil, ama bunlar ne diyor? 'Asker, polis silahı bıraksın.' Allah aşkına polis, asker silahı bırakır mı?

 

O onun enstürümanıdır, halkımızın güvenliği için olması gerekenlerdir bunlar operasyonlar zaten silahlar bırakıldığı zaman sıfırlanacaktır. Onlar da durup dururken operasyon yapmaya meraklı değil ki. Bence bu adımın o boyutu çok önemli, bu görüşmelerde zaman zaman olumlu şeyler olmadı mı? Oldu, şehit cenazelerinde belli süreçlerde azalma oldu, seçimlere gidişte bazı sıkıntıların dışında daha olumlu zeminde gidilebildi. Bu daha ileri noktalara taşınabilir, ama şu anda İmralı'nın ya da Kandil'in tesiri ne olur bilemem. Avrupa'nın şu anda bir temsili var, paranın kaynağı orası."

 

"OLAY HERHALDE YİNE İMRALI'YA GİDEBİLİR"

Oslo'da ki nihai amacın olayı bitirmek olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan şunları kaydetti: "Strasburg'daki gibi 'bu işi bitirmeden çıkmayacağız' kararlılığı yoktu. Çünkü bunlarda karar verici çok fazla. Siyasi kanatla müzakereyi bitirmek bizden kaynaklanmıyor. Dağdaki teröristle, parlamentodaki milletvekilleri sarmaş dolaş olunca bunun ülkedeki yansıması nasıl olur? Şimdi biz aynı zamanda ülkeyi yönetiyoruz, ama siyasetçiyiz, bunun halkımın üzerindeki genel izlenimi nedir, bunu ölçmek durumundayız. Yüzde 90 civarında araştırmalarda bu konuyla ilgili tepki geliyor. Şimdi biz siyasette müzakere diyoruz, onlar inadına gidiyor dağdaki ile öpüşüyor, merhaba dedik diyorlar. Nasıl bir merhabaysa bu artık, madem sen siyasetini yapacaksın gel onu yap ne işin var onlarla.

 

Benim bakanlarım bunların eşbakaşkanları ile defalarca görüştüler. Bütün bunları yapmamıza rağmen siyasi uzantılarının hiç bir fonksiyonu yok. Ben görüşmeden kaçmam, ama ellerinde kullanabilecekleri şu anda ne bir kozları var, ne de yetkileri var. Siyasi uzantılarının bundan dolayı bağırıp çağırmaktan başka bir davranışları kalmıyor. Siyasi uzantının hiçbir fonksiyonu yok olay herhalde yine İmralı'ya gidebilir."

 

ÖCALAN'A EV HAPSİ

Erdoğan, Abdullah Öcalan'a ev hapsi gibi beklentilerin bulunduğunun ifade edilmesi üzerine de şunları söyledi: "Kusura bakmasınlar. Biz ısmarlama hukuk düzenlemesini yapamayız. Yani bu işin kararı verilmiştir, adımı atılmıştır. Zaten zamanında siparişle biliyorsunuz idamla yargılanması gerekirken ve burada onunla ilgili kararlar bu istikamette verildiği halde gönderilirken farklı gönderildiği için, şarta bağlı gönderildiği için ondan sonra da şimdi cezaevinde. Şimdi de ne deniyor 'ev hapsi.' O zamanki hükümet onu yerine getirmiştir ama biz böyle bir vebalin altına asla giremeyiz. Kimden gelirse gelsin."