Hrant Dink ve rahip cinayetlerinin henüz davaları bile sonuçlanmamışken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü konuşmasındaki İslam vurguları, misyonerliği bir suç ve düşman gibi göstermesi, islama yönelik saldırılar olduğu iddiaları dikkat çekti.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın çeşitli bölgelerinde İslam ile ilgili kara propaganda ve misyonerlik çalışması devam ederken İslam dünyasının birbiriyle uğraşmaya devam ettiğini iddia etti. Müslümanların öncelikle kendisini sorgulaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Biz hala birbirimizle uğraşıyoruz biz dayanışma içinde değiliz, biz hala birbirimizi anlamıyoruz, anlamamak için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz. Ancak 'Müslümanlar kardeştir' ifadesini biz yaşamıyoruz." dedi.

 

'Kardeşlik Buluşması' sloganıyla gerçekleştirilen 2. Afrika Kıtası Müslüman Ülke ve Toplulukları Dini Liderler Zirvesi'nin açılışı Dolmabahçe Sarayı Madhal Salonu'ndaki törenle yapıldı.

 

Konuşmasına zirveye katkı verenlere ve katılanlara teşekkür ederek başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afrikalı dini liderlerin 550 yıl Osmanlıya başkentlik yapmış İstanbul'un tarihi ve manevi havasının doyasıya teneffüs etmeleri tavsiyesinde bulundu. İstanbul'un başta Medine'ye hicretinde evini Hz. Muhammed'e açan Eyyüp El Ensari olmak üzere birçok önemli şahsiyete ev sahipliği yaptığını belirten Erdoğan, "Yine bu şehir, kutsal emanetlerin büyük bir şerefle muhafaza edildiği bir şehirdir. Bu şehirde Hazreti Peygamberin, kılıcı, mektubu, sakal-ı şerifi, Hırkası, oku, yayı, mezar toprağı, ayak izi, Kabe-i Muazzama'ya ait nice eşya başta olmak üzere, dinimizin, peygamberimizin ve medeniyetimizin en değerli maddi mirasları bu şehrin emniyeti altındadır. İstanbul, ismi, Mekke, Medine ve Kudüs'le birlikte anılan önemli bir medeniyet merkezidir." dedi.

 

'İSLAM DÜNYASINDAKİ SORUNLARIN TEMELİNDE İSTİŞARENİN TERK EDİLMESİ YATMAKTADIR'

 

İslam dininin ve ortak medeniyet kaynaklarının en başta Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in sünneti olduğunu söyleyen Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'den ve hadislerden örnekler verdi. İslam'ın bu önemli referansları, kaynaklara ve tarihin tecrübelerine rağmen İslam coğrafyasının ve dünyanın bu emir ve tavsiyeleri sergileyen bir manzara arz etmediğini belirten Erdoğan, "Bugün, Afrika ve Ortadoğu başta olmak üzere, Müslümanların yoğun olarak yaşadığı coğrafya, ne acıdır ki, çatışmalarla, yoksullukla, sömürüyle, baskı, zulüm, kan, gözyaşı ve huzursuzlukla anılan bir coğrafyadır. Programın başında izledik ve Afrika'daki hali gördük bir tarafta da saltanatı gördük. Medeniyetler inşa eden, insanı yücelten, hırsı, zulmü, baskıyı, öldürmeyi ve eziyeti men eden öyle sistemler önümüzde duruyor ki böyle bir coğrafyada her ikisini birden görüyoruz ve acımasızca görüyoruz." ifadelerini kullandı.

 

İslam tarihinin bilim, sanat, mimari hoşgörünün önemli örneklerini barındırdığını söyleyen Erdoğan, ancak İslam tarihindeki zenginliği, derinliği gelecek tasavvurunu inşa etmek için kullandığımız sürece, geçmişin nostaljinin ötesine geçmeyeceğini aktardı. Diğer medeniyetler karşısında gerileyenin İslam Medeniyeti değil, medeniyetin mensupları olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bugün tüm dünyada ortaya çıkan, Müslümanlara yönelik olumsuz algı, altını çizerek ifade ediyorum, İslam'ın değil, İslam'ı yanlış yorumlayan ve yaşamayan kişilerin oluşturduğu bir algıdır."

 

Batı'da kimi art niyetli çevreler tarafından Müslümanlara yönelik karalama kampanyasının yürütüldüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Birileri, marjinal örneklerden çıkarak, terörle, çatışmayla, hoşgörüsüzlükle, yoksullukla İslam'ı ve Müslümanları eşdeğer göstermeye çalışıyor. Bir dinin, bir toplumun mensubunun yaptığı yanlış, asla ve asla tüm topluma ve o dine mal edilemez. Nasıl ki bir Musevinin, Yahudinin hatası, bir Hristiyanın, Budistin yanlışı, bu kişilerin ait olduğu dini gölgeleyemezse, bir Müslümanın yanlışının, hatasının faturası da bütün Müslümanlara, İslam'a kesilemez. Yani Irkçılık ve Antisemitizm kadar, İslamafobia da kınanması, lanetlenmesi gereken bir suçtur. Bunu bütün uluslar arası toplantılarda işliyoruz anlatıyoruz. Ama bütün buna rağmen uluslararası camia bir kara propaganda sürdürmeye devam ediyor. Peki biz ne yapıyoruz? Biz hala birbirimizle uğraşıyoruz biz dayanışma içinde değiliz, biz hala birbirimizi anlamıyoruz, anlamamak için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz 'Ancak Müslümanlar kardeştir' ifadesini biz yaşamıyoruz. Bunu kendi ülkem için de bütün İslam alemi için de söylüyorum Önce bunu çözmemiz gerek."

 

Bu karalama kampanyasının uluslararası ölçekte yürütüldüğünü iddia eden Erdoğan, "Misyonlerin nasıl İslam coğrafyasında cirit attığını gayet iyi biliyoruz. Peki bütün bunlara karşı biz ne yapıyoruz? Biz önce kendimiz bir 'check' etmeliyiz Biz başkalarını suçlama kolaycılığına kaçmadan, kendi kendimizi sorgulamak, kendi kendimizi de sorguya çekmek zorunda olduğumuz artık reddedilemez bir gerçek olarak görmeliyiz." ifadesini kullandı.


Başbakan Erdoğan, ''Afrika kıtasında, yoksulluğun da etkisiyle, misyonerlik faaliyetlerinin hız kazandığını üzülerek müşahede ediyoruz. Sadece gayri müslimlerin değil, Müslümanların da bu faaliyetlerin hedefi olduklarını, Müslümanlara karşı ayrımcı tavırlar takınıldığını görüyoruz. Dini duyguları istismar etmek suretiyle yapılan bu faaliyetlere karşı adım atmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. 5 gün sürecek bu zirvenin, bu önemli meseleyi de etraflıca ele almasını, bu meseleyi de istişare etmesini temenni ediyorum'' dedi.

 

“MÜSLÜMAN OLMAYANLARIN CANLI BOMBA OLMASINI ANLAYABİLİRİZ”

 

Ağustos ayı başında Somali'ye yaptığı ziyareti hatırlatan Erdoğan, "Müslümanların Müslümanlar tarafından katledilmesi, Müslümanların, bizzat Müslümanlar tarafından aç ve açıkta bırakılması; kardeşlerin, din adına değil, kör ideolojiler, çıkarlar ve iktidar adına birbirlerine silah doğrultmaları kabul edebileceğimiz, tahammül edebileceğimiz bir yaklaşım asla olamaz." Dedi.

 

"Birisi çıkıyor 'ölene kadar savaşacağım' diyor. Kime karşı savaşacaksın? Ülkene, yönettiğin Müslüman kardeşine karşı mı savaşacaksın?" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: " Bir tarafta Şia, bir tarafta Sünni. Aslolan Şia mı? Sünnilik mi? Yoksa aslolan İslam mı? Eğer 'İslamdır' diyorsak o zaman zaten böyle bir problem ortada kalmaz. Ama acımasızca Müslüman Müslüman'ı öldürüyor. Canlı bombalar görüyoruz. Müslüman olmayanların canlı bomba olmasını anlayabiliriz ama, bir Müslüman'ın bir Müslüman kardeşine karşı canlı bomba olmasını anlamayız, çünkü onun dinimizde kesinlikle yeri yoktur."

 

Konuşmasında Filistin sorununa da değinen Erdoğan, İslam dünyasının Filistin için seferber olmuşken Filistin'de görülen bölünmüşlük ve parçalanmışlığın acı verdiğini dile getirdi. Erdoğan, "Müslüman'ın Müslüman'a zulmüne artık tahammül edemiyoruz. Artık bir tarafta Hamas bir tarafta El- Fetih görmek istemiyoruz. Filistin'de sadece Filistinli görmek istiyoruz, bunu başarmak istiyoruz." dedi.

 

Erdoğan konuşmasının ardından zirveye katılan dini liderlerle Dolmabahçe Sarayı önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

5 gün sürecek zirveye 46 Afrika ülkesinden 125 temsilci katılıyor. Açılış töreninin ardından oturumlar Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in başkanlığında aynı gün Conrad Otel'de devam edecek. Zirvenin sonuç bildirgesi 24 Kasım Perşembe günü Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda açıklanacak.