CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Kürt meselesinde çözüm önerilerini masaya yatıran Erdoğan, A Haber- Atv ortak yayınında kritik görüşmeyi ve gündemdeki konuları değerlendirdi. Bugünkü görüşmede CHP'nin sorunla ilgili bir öneriden çok tespitlerde bulunduğunu aktaran Erdoğan, "CHP'nin attığı adım olumlu bir yaklaşımdır. Bize sunulan paket daha çok bir tespit niteliğindedir. Burada öneri olarak sunulan iki şey var; birisi toplumsal mutabakat, diğeri akil adamlar komisyonu" diye konuştu.

 

Erdoğan, programda CHP ile AK Parti arasındaki görüşmeyi sert bir dille eleştiren MHP lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına da değindi.

 

Bahçeli'nin bu açıklamalarını 'yakışıksız' olarak değerlendiren Erdoğan, 'CHP'nin toplumsal mutabakat komisyonu önerisinin MHP'nin bugünkü açıklamalarıyla birlikte otomatik olarak düşmüş' olduğunu söyledi. Erdoğan "MHP'nin bu tavrıyla mutabakat sağlanamaz" dedi.

 

ANAYASA TARTIŞMALARI, BAŞKANLIK SİSTEMİ, SURİYE MESELESİ…

A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün moderatörlüğünde gazetelerin genel yayın yönetmenleri sordu, Başbakan Erdoğan canlı yayında yanıtladı.

 

Programa katılan gazeteciler:

Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı

Hürriyet Gazetesi Yazarı Taha Akyol

 

Erdoğan katıldığı canlı yayında şu açıklamalarda bulundu;

CHP'nin desteğini ve bu konudaki yaklaşımını olumlu karşılıyorum. Artık benim için Kürt meselesi yok Türkiye'de PKK meselesi vardır. Bunu böyle bilmemiz bu şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Kürt vatandaşımın PKK'lıymış gibi lanse edilmesinden son derece rahatsızım. Kürt vatandaşıma bu şekilde bir yakıştırmaların yapılmasını uygun görmüyorum. Türkiye'nin tek sorunu PKK terör örgütü olduğunu bilmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum.

 

Biz parti olarak bu sorunun peşindeyiz. Bu konuda CHP'nin desteğini almak da son derece sevindirici bir durum. Aynısını MHP'den de bekliyoruz.

 

Bu konuyla ilgili olarak da partimizin kuruluşunda, programımızda bizim doğu ve güneydoğu başlığında kalkınma programı vardır ve gayet özet, üzerinde düşünüldüğü zaman güneydoğu, doğu, Kürt sorununa yönelik cevabı bulursunuz. Ta başından bu yana bunu programımıza koymuşuz ki bugüne kadar attığımız adımlar var. Biz şu anda öneri değil uygulama safhasındayız.

 

CHP'NİN ÇÖZÜM PAKETİ

Habur'da büyük bir samimiyet gösterdik. MHP bizim milli birlik ve kardeşlik projesini ihanet olarak gösterdi. Milli birlik diyoruz, kardeşlik diyoruz bundan daha güzel bir kelime olabilir mi? Habur’da neydi bizim derdimiz özellikle Kuzey Irak'tan geleceklerin kendi kendilerine teslim olacaklarla ilgili yasa var. Onların ülkeye girişlerini sağlıyor. Bu ne yazık ki terör örgütü öbür tarafta uzantısı olan BDP'nin bir provakasyonuna kurban gitti. Bizim orada niyetimiz çok çok samimiydi. Özellikle Kuzey Irak'taki başta Mahmur olmak üzere ülkesine dönmek isteyenlerin önünü açmaktı. Biz orada başarılı olamadık. Bunu da siyasi istismar meselesi yapmayı muhalefet ve diğer partilere yakıştıramadım.

 

ULUDERE OLAYININ SONUÇLARINI PAYLAŞIRIZ

Uludere olayları farklı zeminlere çekiliyor. Biz bu tür olayların üstünü örtmedik ve örtmeyiz. Bu konunun adli soruşturması sürüyor. Burası ne bölgesidir bir defa bu bölge bir terör bölgesidir. Bu terör bölgesinden kaçakçılar gidip geliyormuş olabilir. Unutmayınız ki bir Hantepe, Gediktepe yaşadık. Orada katırlarla Doçka'lar taşındığında onu uçaklarla helikopterlerle bombalamadığımız için bir General açıklama yaptı ve çoban zannettiğimiz için bombalamadık dedi bu konu günlerce haftalarca köşelerde konuşuldu tartışıldı. Ben DVD'lerini izledim. İnanın orada ne olduğunu anlamanız mümkün değil. Orada sadece bir hareket görüyorsunuz. Giyim kuşam hemen hemen aynı. Katırlarda ne vardır bunu da bilemezsiniz.

 

YEREL İSTİHBARAT DOĞRU MU?

Anlık istihbarat yok. Daha önce gelen istihbaratlar var. Sağ kalanlardan birinin açıklaması var. Sınıra 5 km kala biz atışları duyduk ama devam ettik diyor. Atışlar duyuluyor ama devam ediliyor. Uçaklar da devam ettiğine göre teröristler sınırı geçip atmaları gereken adımı atacaklar diye vazifelerini yerine getiriyorlar. Burada bir hata var. Bunu hepimiz söyledik. Atılması gereken adımları da attık. Burada hala illa faili kim gibi durmayı, parti meselesi siyasi meseleye yöneltiyorlar. Soruşturma sürüyor. Gerek askeri gerek sivil bu konuda tüm çalışmalar devam ediyor. Bunun neticesini bekleyeceğiz. Neden süratle bitmiyor deniyor. Bir sürü dava var uzun süren. Sonuçlanınca zaten kamuoyu ile paylaşacağız.

 

ULUDERE OLAYINDA ÖZÜR KULLANILSA DA SULH GELMEZ

Bu iş ne kadar sürer sürmez bunu Taha bey daha iyi bilir. Arkadaşlarımızdan aldığımız bilgi süreç devam ediyor, şu kadar zamanda biter demek mümkün değil ama kısa zamanda bitirmenin gayreti içindeyiz gibi bilgiler alıyorum. Hata özür, yani biz Dersim ile ilgili özür ifadesini kullandık da benim iktidarım dönemim değil bütün bunlara rağmen şu anda Başbakan olmam vesilesi ile böyle bir çalışma yaptık. Şu anda aynı kelime olsa bile bu işler sulh olacak böyle bir şey yok. Yasal olarak bunu konuşmak istemem ama atılan adım olarak söylüyorum. Bu tür olaylarda verilmesi gereken bir tazminat var. Biz kalktık bunun 4 katı tazminat verdik. Hemen getirdikleri şu. Biz kanı parayla değişmeyiz. Bunun manisi neresi yine aynı yer terör örgütü ve uzantıları. Şimdi hatayı burada bir hata var diyorsunuz hatta Genelkurmay Başkanı da söylüyor biz de söylüyoruz daha ileri de gitmiyoruz. Olay salt bir kaçakçılık olayı değildir. Bu olayın içerisinde bu kaçakçılığın da başlangıcında neler var noktasına gelince burada terör örgütünün beslenmesi var. Buralardan mal satışlarından elde ettikleri kaynak var. Ama nedir o köyün evlatları gençleri bu oyun içinde kullanılmıştır. Bütün bunlar olurken, ortaya konulurken onlar bunların hepsini gizliyor. Bu sadece Uludere değil, Irak sınırındaki tüm bu giriş çıkışlarda bu sıkıntılar var. Bu süreçten sonra oralardaki attığımız adımlar, aldığımız tedbirler. 3 tane yeni kapı adımı attık ki bunu minimize etmek. Madem burası fakir buyurun 3 kapı daha açtık buyurun buradan ticaretinizi yapın ama kaçakçılık yapmayın diyoruz.

 

BARZANİ KANDİLDEN RAHATSIZ

Olumlu gelişmeler var. Şuanda başta Mesut Barzani olmak üzere kendileri ile yaptığımız görüşmelerde olumlu adımları her ne kadar henüz istediğimiz noktada değilse terör açısından da belli olumlu adımlar atılıyor. Şuanda Neçirvan Barzani ile yaptığımız görüşmelerde de bu yaklaşımları görüyoruz. Olayın boyutları genişlemeye başladı. Irak'ın bu sıkıntısında Mesut Barzani ciddi bir sıkıntı yaşadı ve ciddi bir duruş koydu. Bu duruş devam ederse Irak'ta yeni bir demokratik yapılanma ve açılım ortaya çıkacak. Önümüzdeki günler böyle bir şeye de gebe. Bu konuları kendileri ile görüştüm. Dün İstanbul'da yaptığımız görüşmede de Neçirvan Barzani ile bu konuları görüştük. Kuzey Irak'ın özellikle bizimle ilişkilerinde olmazsa olmazları var. Kuzey Irak'ı hiçbir zaman dışlamadık. Ta rahmetli Turgut Özal zamanında bile. Saddam'ın zulmünden kaçtıkları zaman bile neredeyse 1 milyona yakın insanı Güneydoğu'da ağırladık. Ben belediye başkanı iken kamyonlarla tırlarla gıda elbise gönderdik. Bu dönemde de bunlar bizim kardeşlerimizdir. Onlarla da Irak genelinde mezhepsel, etnik çatışmaları bir kenara atıp, parlamentoda son zamanlardaki olumsuz adımları parlamenter demokrasi içerisinde çözmeleri onların takdiridir. O irade yeni bir tablo ortaya koyacaksa bu inanıyorum ki çok daha olumlu ve farklı etkileyecektir. O noktada da belli bir umudu taşıyorum.

 

PKK VE UZANTISI KANDİL DIŞI GÜÇLER OLARAK BİLİNEN GÜNEYDOĞU'DAKİ PARTİLER BİLE GİDİP KANDİLLE GÖRÜŞME TURLARINA BAŞLADILAR. BARZANİ'NİN BU KONUDA ETKİSİ OLABİLİR Mİ? GEREKTİĞİNDE BARZANİ ORADAKİ PKK'LILARA GİDİN DİYEBİLİR Mİ? BÖYLE BİRŞEY YAPACAK MI BARZANİ?

Barzani bundan rahatsız ki onlar da sabrın son demlerini oynuyorlar. Ulusal Kürt Kongresini toplama niyeti de sadece bundan dolayıdır. Biz, silahı bırakmalarını kendilerinden isteyeceğiz. Çünkü Türkiye ve bizim aramızda herhangi bir sıkıntı olamaz olmamalı. Bunu ortadan kaldırmalıyız. Bununla ilgili her türlü adımı da atacağız dediler. Gerekirse güvenlik boyutu da olacak ama belki gerek olmadan da çözüm olabilir. Belki güvenlik güçlerine ihtiyaç kalmadan ülke terki vasıtası ile bu tür bir çıkış yolu olabilir.

 

TC VATANDAŞLIĞI ALTINDA BİR OLALIM, BÜTÜN OLALIM

Şuanda bu tabi Anayasa uzlaşma komisyonlarında yapılan gündeme gelecek olan başlıklardan bir tanesi. Geldiğinde hangi parti nasıl yanaşacak bunu göreceğiz. Ben burada partimizin görüşünü söylüyorum. Bizim bu noktada etnik ayrımcılığı çağrıştıran veya tavsiye eden bir başlıktan yana değiliz. Biz diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında buluşalım. Benim Kürt kardeşim bundan neden çekiniyor. Bundan MHP de kaçınmaması lazım. MHP neden bundan rahatsız oluyor. Bu ülkenin gerçeklerini kabul edeceksin. Bunlar doğrudan alınmış haklardır. Bunları yok farzedemeyiz ki. Sipariş üzerine doğum olmuyor ki... Biz hamdolsun bu işlerde asla bir tutuculuğun içinde olmadık.

 

OY ORANI ARTIYOR MU DÜŞÜYOR MU? GÜNEYDOĞU DA OYLARIN DURUMU NEDİR?

Artıyor. Stabil tabii ki. Stabilin biraz üzerinde artış oluyor.

 

ULUDERE'YE BİRLİKTE GİDECEK MİSİNİZ SAYIN KILIÇDAROĞLU İLE?

Bugünkü konuşmamızda böyle bir diyalog geçti ben de kendisine biz seninle bir çok yere beraber gidebiliriz dedim. Bu hafta Diyarbakır'da kongre yaptım orada bir yol açılışı da yaptık. Baktım bir grup çıkmış bize el salladılar durduk. Dedik ki bize bişey mi ikram edeceksiniz diye sordum. Tarlanın içinden yürüdük eve kadar gittik. Gittik ki hemen orada onlar dövme diyorlar. Ondan yaptıkları bir çorba var. Başka yerlerde kırma diyorlar. Çok da nefisti. Bütün arkadaşlar oturduk ikramları kabul ettik. Bu insanlar bizi seviyor, biz de o insanları seviyoruz. BDP çıkıyor sanki Kürtlerin temsilcisi benim, yok sen değilsin yahu. Sen korkutarak yaptırıyorsun biz severek yaptırıyoruz. Onlar benim kardeşlerim. Allah rızası için yapıyorum. Biz onların hizmetkarıyız. Diyarbakır bir değişim yaşıyorsa orada yaptığımız yatırımın katkısı var.

 

ALACAKSANIZ MİT MÜSTEŞARINI DEĞİL BENİ ALIN

Şunu peşinen ifade etmekte fayda görüyorum. Yasama, Yürütme, Yargı bu kuvvetler ayrılığı anlayışına baştan bu yana önem verdik. Yasama bir erk olarak bir güçtür, yürütme de yargı da bir güçtür. Ama bunlar birbirlerinin faaliyet alanlarına girmemelidir ki bunu da anayasa belirliyor. 250'nin kurulması olayı da geçmişteki MGK'larla ilgili bir kurum durumunda ve bu sürecin içerisinde en çok bunun tartışılmaya başlanmasının sebebi özellikle mit müsteşarımızın yani başbakanlığın iznine tabi olmasına rağmen bazı gazetelerde çıkmasına istinaden onun çağrılması üzerine başlayan bir süreçtir. Bu gerçekten kabul edilir bir yaklaşım tarzı değildir. Yargı tamamıyle her şeyi bir kenara koyup yasayı bir kenara koyarak MİT Müsteşarını şüpheli olarak çağırıyor. Böyle olunca her şey alt üst oluyor. Devletin işleyişine çomak sokuluyor. Olay bazı gazetelerde çıktığı gibi OSLO'da şöyle olmuş böyle olmuş gibiyse benim arkadaşlarım kimseye böyle bir taviz vermek yazı vermek söz konusu değildir. Orada konuşulanları yazılı ifadeler, bölücü terör örgütünün yayın organlarında çıkmış olan haberleri müsteşarıma yıkmaya çalışmak onun üzerinden müsteşarımı yargılaman kabul edilir değil. Mit Müsteşarım adaya bile gittiği zaman bir şey için gidiyor. Devam eden terörle mücadele konusunda ne yapabiliriz diye gidiyor. Bu arkadaşlarım bunun mücadelesini veriyor. Sayın Emre bey de gitti geldi. Yardımcıları konumunda olan hanımefendi de bu süreci beraber yaşadılar. Dünyanın her yerinde bu böyle. Bu iyice çizmeyi aşan bir şey oldu. Bir başbakan olarak direk bana bağlı olan müsteşarıma sahip çıkmazsam, ona talimatı veren benim. Alacaksanız beni alın. Talimatı veren benim. Talimat verilen alınmaz. Çok yanlışlar yapılıyor. Alacaksan beni al. Ben terörle mücadele ediyorum ve mücadelede tüm her şeyi kullanmak zorundayım. Bizim elimiz ayağımız konumunda olan böyle kurumları bir şüpheye sevk edersek bu insanlar yarın nasıl çalışacak. Bu insanlar birçok yere canlarını ortaya koyarak gidiyorlar. Bu tabi ister istemez bizi demek ki bu madde haddinden fazla bir yetki alanı doğuruyor, biz devlet içinde devletiz havasına sokuyor. Ben Cumhurbaşkanına varıncaya kadar hepsini istediğim anda buraya çağırırım. Bu da var. Çağırır. Mesele buradaki nasıl yorumluyorsun nasıl anlıyorsun. Çağırdım oldu.

 

250. MADDEYİ DEĞİŞTİRME TALEBİ NEREDEN GELDİ?

Bu olağanüstü şartların bir ürünü. Ergenekondu balyozdu çeteler mafya bütün bunlara karşı mücadele gayretini biz göstermedik mi biz gösterdik. Bizim buradan geri adım atmamız söz konusu değil. Burada bizim bu işin işleyin üzerinde düşünmemiz lazım. Bu tür yanlışların olmaması gerekir. Bu sadece MİT olayı değil. MİT'in dışında da aynı durumlar söz konusu olabilir veya bir vatandaşımız olabilir. Ama söylendiği gibi gazetelerde yazıldığı gibi biz bu konudaki mücadelemizi vereceğiz tabii ki ama 250 bütün yetkileri kendisinde toplamış ve bunu da istedikleri gibi kullanıyorlar.

 

28 ŞUBAT SORUŞTARMASI DA BALYOZ DA ETKİLENECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR BU TASLAĞA GÖRE

Bu haberlere aldanmayın. Tutuksuz yargılanabileceği halde maalesef tutuklu yargılanan insanlar var. Bu gazetecidir, bu ne bileyim bir siyasidir kim olursa olsun. Bu insanların tutuksuz yargılanmaları mümkünken neden tutuklu yargılama yapılıyor. Bu süreci bizim çok daha farklı bir şekilde yumuşatarak atlatmamız lazım. Bunlar ülkede yargıyı da zor duruma sokuyor. Yargıya güven ciddi manada artmışken şimdi azalmaya başladı. Bunları da görmemiz lazım.