İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın görüşüldüğü TBMM’de açıklamalarda bulundu.

Milletvekillerinin görüş ve sorularına cevaben söz alan Bakan Soylu, cinsiyetçilik tartışmasının içerisine girmeyi doğru bulmadığını, bu yasa tasarısı içerisinde cinsiyetçiliğin bulunmadığını öne sürdü.

Tasarının, vatandaşlık tanımı üzerinden hazırlandığını dile getiren Soylu, cinsiyetçilik tanımı içerisinde bir değerlendirmenin söz konusu olmadığını savundu.

Soylu, vatandaşların birtakım teknik ve bürokratik taleplerine yönelik bir tasarı hazırlandığını söyledi.

Bakan Soylu, "Biz kadına, erkeğe, temelde insana ve bizim kendi değerlerimize göre oluşmuş kurumlara önem veririz. Evlilik bu kurumlardan bir tanesidir. Bunu örnek olsa dahi bir şirket olarak değerlendirmek bana göre dönülmesi gereken bir yaklaşımdır" diye konuştu.

Soylu, "Cinsiyetçilik konusunda sabıkası olan biz değiliz. Buradaki insanlar falan değil. Cinsiyetçilik konusunda sabıkası olan terör örgütü liderleridir. Başta Apo olmak üzere" dedi ve ekledi, "13-14 yaşındaki bir kızın dağa gitmesini engelleyemiyorsam ben bundan sorumluyum arkadaş"

Türkiye'nin, Diyarbakır'ın Sur ilçesi dahil olmak üzere hiçbir noktada bir savaşın içerisinde olmadığını savunan Soylu, şöyle devam etti:

"Biz eğer savaş yapacaksak ki bu bizim için bir tercih değildir, ama savaş yapılırsa bu Türkiye sınırlarının dışında düşmanlarla gerçekleştirilen bir halin adıdır. Yani biz gerek çukur operasyonlarında, gerek diğer operasyonlarda savaş terminolojisi kullanamayız. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bunu kabul edemeyiz. Bunu milletimize, vatandaşımıza da anlatamayız."

'12 YAŞINDAKİ KIZI DAĞA GÖTÜREN İRADEYE SORMAK İSTİYORUM'

Kadınlar üzerinden bir değerlendirme yapılmasına da karşı çıkacağını ifade eden Soylu, "12 yaşındaki bir kızı dağa götüren bir iradeye, ben insan hakkı savunucularına sormak istiyorum, kaç kere gittiler de bu konuda Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Hakkari'de, Yüksekova'da bir irade ortaya koydular, 'Siz bunu yapamazsınız' diye haykırdılar?" diye sordu.

‘CİNSİYETÇİLİK KONUSUNDA SABIKASI OLAN BEN DEĞİLİM’

İçişleri Bakanı Soylu, "Cinsiyetçilik konusunda sabıkası olan biz değiliz. Buradaki insanlar falan değil. Cinsiyetçilik konusunda sabıkası olan terör örgütü liderleridir. Başta Apo olmak üzere. Kitapları, değerlendirmeleri, kadına olan yaklaşımları…" ifadesini kullandı.

Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben bunu kabul edemem. Ben bakansam benim bir tek derdim var. 13-14 yaşındaki bir kızın dağa gitmesini engelleyemiyorsam ben bundan sorumluyum arkadaş. Ama affedersiniz sizler de bizler de sorumluyuz. Bu kızları oraya çıkarıyorlar. Bu kızların fiziklerine göre onlara pantolon ve etek giydiriyorlar. O çocukları, orada o kisvenin içerisine soktukları ve ailelerine bir daha bakamayacakları için de onları taciz ediyorlar. Ben insanım, ben bir kız çocuğu sahibiyim. 16-17-20 tane böyle 18 ila 22 yaş arasındaki kızların resmini gördüm. Ben insan olarak bundan etkilendim. Bu çocuklar nasıl oraya gitti, hangi motivasyon bunları oraya götürüyor? Bizim esas derdimiz bu."

Hükümetin, kadınlarla ilgili çok önemli adımlar attığını savunan Soylu, Türkiye'nin bu konuda hiçbir zaman geçmişe öykünme içerisinde olmadığını öne sürdü.

Resmi nikah ile imam nikahının ayrı kavramlar olduğunu dile getiren Soylu, bu konuda hiçbir şekilde Avrupa örneği vermediğini söyledi.

Soylu, "Çünkü bizim getirdiğimiz anlayışla oradaki kilisenin resmi nikah kıyma anlayışı arasında hiçbir bağ yoktur. O apayrı bir şey, bu apayrı bir şey. Biz, özellikle belirtilen şekil şartlarının dışında bir değişiklik de ortaya koyuyor değiliz. Tam tersi 'Bunu birtakım memurlar kıyıyor. Bunun sayısını böyle artıralım' diye bir anlayış ortaya koymaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Burada herhangi bir şekil şartı değişikliğinin söz konusu olmadığını savunan Soylu, "Nasıl nüfus memuru memursa, nasıl nüfus idaresi, belediye, büyükelçilikler, köy muhtarları bunu kıyabilme hakkına sahipse bu konuda müftülüklerimize de yetki verilmesi, hem vatandaşımızın bir kısmından gelen taleplerle gerçekleştirilmiş hem de bu konunun biraz daha yaygınlaştırılmasına yönelik gerçekleştirilmiştir" ifadesini kullandı.

'İSTİFA TEK TARAFLI BİR MÜESSESE'

Bazı belediye başkanlarının istifasının istendiği iddiasına da değinen Soylu, İçişleri Bakanı olarak belediyelerin hiyerarşik amiri olmadığını, Bakanlığın belediyelerle sadece vesayet ilişkisinin bulunduğunu aktardı.

İstifanın tek taraflı bir müessese olduğunu savunan Soylu, bunu ortaya koyan iradenin ise kişinin kendi iradesi olduğunu kaydetti.

(Kaynak: Sputnik)