AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen ''Siyaset Okulu 9'' sertifika programında yaptığı konuşmada, siyaset algısının her geçen gün düzeliyor olması ve gençlerin siyaset bilimine daha çok ilgi göstermesinin sevindirici olduğunu söyledi.

Çelik, geçmişte devletin ırkçı bir temel üzerinde şekillendirilmeye çalışıldığını anlatarak, şöyle devam etti: ''Takrir-i Sükun kanunuyla ötekileştirme başladı. Türkiye'de köylüler, Aleviler, Kürtler, dindar insanlar, gayrimüslimler ötekileştirildi. 1946'da çok partili siyasi hayata geçince, köylünün oyu kıymetlenince, köylü öteki olmaktan çıktı. Bu memlekette Aleviler var, biz onları yok saymışız. Şimdi sen Aleviyi görmezden gelince onlar yok mu oluyor? Sonra 'Kürt ve Kürtçe diye bir şey yoktur' demişiz. Bir insanın yüzüne karşı 'Sen yoksun' dediğiniz zaman, o varlığını göstermek için ayrıca bir gayret gösterir. 'Kürtçe yoktur' diye bir şey yok. Eğer öz bir şey ararsanız dünyada dil bulamazsınız. Duru Türkçe'ye evet ama kuru Türkçe'ye sonuna kadar hayır. İnsanlara 'yoksunuz' dediğiniz zaman onları aşağılamış olursunuz.''

Aynı dili konuşanların değil, aynı duyguyu paylaşanların anlaşabileceğini vurgulayan Çelik, ''Bu ülkede bir toprak bölünmesi olacağına inanmıyorum. Hiçbir Hakkarili, Iğdırlı, Muşlu, Vanlı, Antalya'ya pasaportla gitmek istemez. Hiçbir Diyarbakırlı, gümrükten geçerek İstanbul'a gelmek istemez. Bu memlekette 5 milyon Türk-Kürt evliliği var. Esas gönüllerdeki bölünme sıkıntılıdır. Buna meydan vermememiz gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Çelik'in gündeminde yeni anayasa ve İmralı'yla müzakere süreci vardı.

Hüseyin Çelik, "Ahmet Türk'e Türk soy ismini takınca Türk oluyor mu, kendini Türk hissediyor mu? Ben Van'da biliyorum, 24 ayar Kürt olan aşiretler var, soy isimleri ya Öztürk ya Öztürkçü. Bu komediye de gerek yok" dedi.

YENİ ANAYASANIN REFERANDUMA GÖTÜRÜLMESİ GEREK

Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Çelik, yeni anayasanın yapım sürecine vatandaşların nasıl katılacağının sorulması üzerine, "Anayasa yazılmadan önce Türkiye'nin muhtelif yerlerinde gerek sivil toplum örgütleri, gerek Meclis Başkanı'nın bizzat katıldığı, yine bazı STK'larla birlikte çeşitli oturumlar, paneller düzenlendi ve bu arada sanal ortamda 'Herkes anayasayla ilgili ne düşünüyorsa, lütfen bize yazsınlar' dendi ve bununla ilgili olarak TBMM'nin web sayfasında bölümler açıldı ve oraya milyonlarca sayfa teklif yağdı" dedi. Çelik, yeni anayasanın TBMM'den kaç oyla çıkarsa çıksın, referanduma götürülmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin eninde sonunda darbe anayasalarından kurtularak, kendi anayasasını yapabileceğine inandığını söyledi.

BENİM ÇOCUKLARIM NEDİR?

"Anayasa'da alt kimlikler var, amenna. Ama biz bunlara üst kimlik olarak Türk'tür dediğimizde bunu birleştiren bir kavram olarak değil de, ırkçılık olarak neden görüyorsunuz?" sorusuna Hüseyin Çelik, "Biz hazırlanacak olan anayasada kesinlikle bir etnik veya mezhep vurgusunda bulunmayacağız. Doğru da değil. Böyle bir etnik vurgu olmayacak. Ama dini, mezhebi, dili, etnisitesi, bölgesi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan herkes eşit, hür vatandaşlardır ilkesini benimsediğimiz zaman burada problem kalmaz. Benim babamın anadili Arapça, babamla ninem evde Arapça konuşurlardı ve biz anlamazdık. Rahmetli ninem Türkçe'yi de Kürtçe'yi de öğrenmeden vefat etti. Annemin dili Kürtçe'dir, bana ilk öğrettiği dil de Kürtçe'dir.

TÜRKÇE'Yİ İLKOKULDA ÖĞRENDİM

Ben 7 yaşında ilkokula gittikten sonra Türkçe'yi öğrendim. Benim eşim Türk'tür, çocuklarım da Türkçe'den başka dil bilmiyorlar. Gelin işin içinden çıkın bakayım. Benim çocuklarım nedir? İsimlendirmelere takılırsak, kaybederiz. Mesela Ahmet Türk'e Türk soy ismini takmışsınız. Ahmet Türk'e Türk soy ismini takınca Türk oluyor mu, kendini Türk hissediyor mu? Ben Van'da biliyorum, 24 ayar Kürt olan aşiretler var, soy isimleri ya Öztürk ya Öztürkçü. Bu komediye de gerek yok. Birinin ismini değiştirerek, siz olan bir şey yapamazsınız. Adamın adı Zeki, bakıyorsunuz suratından aptallık akıyor, ne yazar. Bizim işadamımız Korkmaz Yiğit'i hatırlıyor musunuz? Adı Korkmaz, soy ismi de Yiğit, diyor, 'Çakıcı telefon ettiği zaman vücudumun kimyası bozuluyor'. Yani isminizin ne olduğu çok önemli değil" diye konuştu.

YÖK'ÜN BU HALİYLE OLMAMASI GEREK

Çelik, YÖK'ün neden kaldırılmadığının sorulması üzerine de, "Anayasanın 130-131'inci maddeleri kaldırılmadan YÖK kaldırılmaz. Dünyanın hiç bir yerinde önce kanun sonra o kanuna uygun anayasa yapılmamıştır. Bizim YÖK Kanunu böyledir. Ben, bugünkü YÖK'ün bu haliyle olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Bizim hükümetimiz de böyle düşünüyor. YÖK 'e benzer, üniversiteler arasında koordinasyonu, denklikleri sağlayan, akademik yükselmeleri temin eden bir kuruluş mutlaka olmalıdır. Ama YÖK bu haliyle adeta bir deli gömleğini 170 üniversiteye birden giydiren bir YÖK olmamalıdır. YÖK Başkanı benim kardeşim de olsa düşüncem budur" dedi.