MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe demokrasiden kopuşa, ara rejim özlemlerine dayanak ve esas teşkil edemeyecektir.
“Tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacaktır. Türk milleti, demokraside karar kılmıştır. İktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir. Seçimle gelen, muhakkak suretle seçimle gidecektir” dedi.
 
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
 
Karmaşık günlerden düşe kalka, ağlaya sızlaya geçiyor, yaşanan ağır ve travmatik olaylara hep birlikte kafa yoruyoruz. Sonunda bu da oldu, kaos ülke genelinde tutuşturuldu. Türkiye, demokrasi dışı arayış ve müdahale çabalarıyla sarsıldı.
 
Akılların bir köşesinde devamlı asılı duran, hepimizi kara kara düşündüren vahim olaylara sinsi sinsi gelindi. Husumet depremi vicdanları yıkacak kadar şiddetli oldu, ileri demokrasi iddiaları boş ve asılsız çıktı. Bilinsin ki, Türkiye şuan çıkmazdadır.
 
‘TÜRKİYE YOĞUN BAKIMDA’
 
Bugün, 93 yıllık Cumhuriyet tarihinin en kırılgan, en yürek yaralayıcı dönemini yaşıyoruz. Sabırlı olmalı, sağ duyunun rehberliğinden ayrılmamalıyız. Kin, nefret, öfke salgınına kapılıp bu cennet vatana tuzak kurup arkasına yaslanarak birbirimize girmemize seyre dalanların değerlerine su taşımaktan kaçınmalıyız.
 
‘TÜRKİYE KORSAN DEVLET DEĞİLDİR’
 
Üzerimizde oynanan acımasız kumarı görmeli, aklımızı başımıza almalıyız. Türkiye yoğun bakımda, yoğunlaşmış risk altındadır. Türkiye Cumhuriyeti muazzam bir mücadelenin eser ve hediyesidir. Bu tarihi gerçeğin kötülenmesi, üstünün örtülmesi vatana millete ihanet etmekle eş değerdir
Türkiye korsan bir devlet değildir, Türkiye hukukun altında süründüğü yeniyetme çadır ve çukur devlet değildir. Kaldı ki, tam tersi bir teşebbüse sessiz kalmamız, milli onura, akıla hayale sığmamaktadır.
 
Milli ve üniter yapımızın temelleri 1923'te atılmıştır, egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Buna karşı her düşünce, her plan gayrı meşru, gayrı ahlakidir. Geleceğimiz ortası, milli irademiz demokratik telif.
 
‘TANK PALETLERİ DEMOKRASİNİN SESİNİ BASTIRAMAYACAKTIR’

Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe demokrasiden kopuşa, ara rejim özlemlerine dayanak ve esas teşkil edemeyecektir. Tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacaktır. Türk milleti, demokraside karar kılmıştır. İktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir. Seçimle gelen, muhakkak suretle seçimle gidecektir. Başka bir yol, başka bir seçenek yoktur. Bu darbe denemeleri, muhtıracı odaklar, cunta arayış ve çabaları ülkeye yapılacak en büyük girişimdir. Erken kalkanın darbe yaptığı dönemler artık geride kalmıştır, kalmak zorundadır.
 
ASKERİ MÜDAHALELER HER ZAMAN YIKIM GETİRMİŞTİR’
 
Türkiye darbenin faturalarına katlanmak durumunda kalmıştır. Askeri müdahaleler her zaman yıkım getirmiştir.
 
Demokrasiye darbe vuran söylem, eylem ve her türlü girişim bu vatanın önünü kapatmış, ufkunu kapatmıştır. Yakın tarihimiz darbeler tarihidir. Darbe, milli iradenin boğazına bağlanmış yağlı urgan, masumların ölüm fermanıdır.
 
MHP, 47 yıllık şerefli geçmişinde darbelerden en çok zarar gören demokrasi anıtıdır. Hiçbir zaman darbecilerle ortak gelecek düşünmedik. Kararlı bir şekilde meşruiyete sadık kaldık. Çünkü darbe ile Türkiye'nin sorunu çözülemezdi.
 
Biliyorduk ki, milliyetçilik ve demokrasi birbirinden ayrılamazdı. Ara rejim sevdalılarına, sllahlı kuvvetlerini alet eden kokuşmuşlara destek vermesi görülmüş, duyulmuş şey değildir.
 
Baktık ki, olağan dışı askeri bir hareketlenme vardır. Türkiye'nin büyük bir tehlike eşiğinde olduğunu anladık. İlk andan itibaren olası bir kalkışmanın kabul edilemeyeceğini, halkımızın yanında olduğunu Binali Yıldırım'a ilettim.
 
Yaptığımız yazılı açıklamayla da her türlü girişime karşı olduğumuzu ifade ettim. Ama demedik, ancak demedik, bize yarar mı hesabı yapmadık. Darbe cüretinin karşısına çakı gibi çıktık. Darbecilere "Hayır" dedik. MHP, en sert ve tavizsiz tepkiyi vermiştir. Bizim yalnızca Allah'a can borcumuz vardır.
 
Zulümle iktidarı gasp etmeye kalkan haydutlara göz yummamız, bir kere varlık gayelerimizi inkardır. Çok şükür biz inkarcılardan olmadık. Biz haysiyetli davrandık. "Millet" dedik, milli iradenin namusunu yılmadan savunduk. MHP, 47 yılını şehit ve gazilerinin mücadelesiyle geçirmiştir.
 
Hangi çılgın, hangi kudurmuş bir demokrasi düşmanı irademize zincir vurabilecektir? Biz suskun kalsak, 12 Eylül'ün idam sehpasına çıkarılan şehitlerimizin manevi hatıraları susacak mıdır? Damarlarımızda delice akan asil kan hiç duracak mıdır?

Demokrasi tankın altına girse de eninde sonunda oradan çıkacaktır. İnsanlık tarihinin 2016'yı gösterdiği bu zamanda bunu aklından geçirmek ihanettir, rezalettir, düşmanlara hizmettir.
 
MHP'nin kalbi milletiyle bir atmaktadır. MHP'nin teslimi roman ve hikayelerde okunabilecek bir hikayedir. 15 Temmuz gecesi, TSK'nın içine mevzilenmiş dar bir kadro ülke yönetimini ele geçirmeye kalkışmıştır. Türkiye, hiç olmamış saldırılara maruz kalmıştır.
 
Darbe girişimi sırasında Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri askerlerce kapatılmıştır. Genelkurmay Karargahı işgal edilmiş, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları rehin alınmıştır.
 
İstanbul'da bir düğüne katılan hava kuvvetleri komutanı da rehin alınmıştır. Genelkurmay Başkanı'nın emrinde çalışanlar, ona silah dayamışlar, darbe bildirisini imzalatmaya çalışmışlardır. Marmaris'te Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otel bombalanmıştır.
 
‘VAHŞİLİK DARBECİLER TARAFINDAN YAPILMIŞTIR’
 
TRT'de kirli bildiriler okunmuştur. Sanıyorum, üçüncü dünya ülkelerinde olmayan vahşilik, darbeciler tarafından yapılmıştır. Emniyet müdürlükleri, MİT, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi arka arkaya taranmıştır. Kabus yaşanmıştır. Cumhuriyet tarihinde böyle bir tarihin izi aransa bile bulunamayacaktır.
 
Kendi Meclis'ini bombalayan çok az sayıda mel'un vardır ki bunların arasına 15 Temmuz'cular da girmiştir. Bu firavun artıkları, bu üniformalı teröristler milletin kalbine bomba atmışlardır. Türkiye'nin milli kurum ve kuruluşlarına kurşun ve bombayla saldırıp 145 sivil vatandaşımızın şehadetine 1491 kardeşimizin yaralanmasına neden olan rezillerin PKK veya IŞİD'ten ne farkı vardır.
 
TSK'nın içine gizlenmiş, asker görünümlü bu caniler vatan hainidir, Türkiye düşmanıdır. Bunların Pensilvan'yadaki çürümüşten emir alıyor olmaları bir başka düşündürücü yandır. Darbe teşebbüsü, millete çarpmış ve dağılmıştır. Demokrasinin itibar ve iffeti kurtarılmıştır.
 
‘DEMOKRASİNİN İFFETİ KURTARILMIŞTIR’
 
Halkımızın canı pahasına darbeyi püskürtmesi asil bir duruştur. Milletimle övünüyorum, demokrasiye bağlı herkesi kutluyor, Allah razı olsun diyorum. Medya, demokrasi imtihanından alnının akıyla çıkmıştır. 7'den 70'e tüm Türkiye darbe emellerine direnmiştir. Askeri kalkışmada şehit olan vatan evlatlarına rahmet diliyorum. Halen tedavisi süren tüm kardeşlerime şifa temenni ediyorum.
 
TSK'da hiyerarşik silsileyi tanımayan, kanun ve ahlak dışı bir yuvalanma olduğu netleşmiştir. Gülen cemaati olduğu anlaşılmaktadır. Adalet, emniyet ve bürokraside çok geniş bir ağ kurmuştur. Devlet bu ihanet odağı tarafından ele geçirilmiştir. Kritik görevlere bunlar getirilmiştir.
Eleştiri günü değil, farkındayım. Ancak yine de şu soruların cevabını aramak sorumluluğumuzdur.
 
2. Ordu Komutanı, Hava Kuvvetleri Eski Komutanı ve çok sayıda tuğgeneralin bulunduğu ihanet çetesi nasıl bu ülkeye musallat olmuştur? Teröre karşı verilen bu mücadele bu hainler tarafından yavaşlatılmıştır? Şehit haberleriyle darbe ortamının alt yapısı mı oluşturulmak istendi.
 
Gülen cemaatinin TSK'ya konuşlanmak istediği bilinen bir gerçektir. Ama duyan olmadı. Tehlikenin farkına varılması konusunda bilhassa hükümeti uyardık. Dinlemek yerine suçlamalarla karşılaştık. Gülen cemaati hakkında faaliyetlerinin durdurulduğunu açıklamasında yarar olduğunu söyledim.
 
Partimizi yaylım ateşine tuttular. Şimdilerin siyaset sahnesinde görülmeyen eski bir bakan ve AKP'li "Cemaat devleti ele geçirmiş, bunlar kargaları güldürür" diyordu. Belki kargalar gülmedi ama milletimiz hüngür hüngür ağlayacak noktaya geldi.
 
Cemaat devlete kafileler halinde yerleştirilirken bir Allah'ın kulu MHP'yi dikkate alsa darbe görülmeyecekti. Milletini ve vatanını canından aziz bilen bir Türk milliyetçisi olarak tarihe not düşüyorum.  8 bine yakın asker gözaltında.

Cemaat kafileler halinde devlete yerleştirilirken bir Allah'ın kulu MHP'yi dikkate alsaydı ne darbe görecektik, ne haşhaşi örgüt bu denli büyüyecekti. Okyanus ötesi devlete sızarken, bizim haricimizde rahatsız olan yoktu.
 
Gülen cemaatinin kurduğu paralel yapı 5 ayağa dayanmaktadır; TSK, emniyeti yargı, bürokrasi ve siyasi partilerdir. 24 darbeci hayatını kaybetmiş, 50'si yaralanmıştır. Bu kapsamda, 316 darbeci tutuklanmıştır. Binlerce kamu görevlisi açığa alınmıştır. Devlet allak bullaktır.
 
‘ASKERİN KAFASININ KESİLMESİ CANAVARLIKTIR’
 
Doğru olup olmadığını belli değilse de, bir askerin kafasının kesilmesi canavarlıktır. Hayatını kaybetmiş bir mehmetçiğin başında bozkurt işaretiyle sosyal medyada paylaşan iblis bulunup, darbecilerle birlikte cezalandırılmalıdır. Bu şerefsiz doğduğuna pişman edilmelidir. Biz 12 Eylül'de haklı olmamıza rağmen askere el kaldırmadık. İçin için ağladık "Ne yapalım, devlete ne söylenir" dedik işimize baktık. Çile çektik, belli etmedik.
 
‘MEHMETÇİĞE ZULÜM NE DEMEKTİR?’
 
Mehmetçiğe zulüm ne demektir? TSK'yı topluca suçlamak kime ne kazandıracaktır? Mehmetlerimize kıymayalım, salalar verilsin, imamlar halkı sokağa çağırsın, ama askerle asker cepheleşmesin, Allah korusun bu ülkenin salası duyulmasın. Bırakalım, kimin ne suçu varsa ortaya çıkarsın.
 
HÜKÜMETE ‘İDAM’ DESTEĞİ
 
Darbecilere bir daha güneş ışığı dahil gösterilmesin. İdam talebi çok sık dillendiriliyor, AKP hazırsa biz de varız. Gereği neyse huzur içinde yaparız. MHP, idam cezasını ele almaya hazırdır, yarım yamalak demokrasimizi bunları cezalandırırken daha fazla yıpratmayalım

(Kaynak: T24)