MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

AKP'li Şamil Tayyar'ın 'FETÖ borsası kuruldu' ifadelerine değinen Bahçeli, "Şimdi önümüzdeki yılllarda devletin içine sızmış dar bir kadronun, grubun, projelendirilmiş örgütlerin devletten ele geçirdiği imkanlarla millete savaş açamayacağının, ölüm saçmayacağının garantisi var mıdır? 16 Temmuz sabaha karşı püskürtülen FETÖ’nün iltisaklı olduğu asker, bürokrat, polis, esnaf, sivilin yakalanması durumu kurtarmaya yetecek midir? Gelecek onyıllarda FETÖ değil de farklı bir örgüt peydahlanırsa ve bu sefer proje sahipleri tarafından iyi hazırlanıp torunlarımızı üzerine gönderilirse yattığımız yerde nasıl uyuyacağız?" dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

İnsanımızın hayatını doğrudan ilgilendiren sosyal ve ekonomik taleplerini yok saymamalıyız. Çözülmeyi bekleyen pek çok sorunumuz vardır. Sabilerin yüzü gülmezse, bıyığı terlememiş yavruların umutları yeşermezse ne söylenirse boştur. Tezgahında sıkıntılı işçi, iş yerinde derin derin iç çeken memur, sahipsiz girişimci, ağırlaşan geçim durumu samimi bir dokunuş beklemektedir.

Türk ekonomisinin yüzde 7.4 büyümesi taktir edilecek bir durumdur. Parti olarak Türkiye’nin büyümesinden sadece mutluluk duyarız. Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler güçler, döviz silahını da çekmişlerdir. Türk lirasının döviz karşısında erimesi, faizin tırmanması, baskı kurmak için ayak oyunudur. Emperyalizmin tüm enstürmanlarını harekete geçerek dehşet tablosunu genişletmenin peşindedirler.

Hiçbir iktidar insanının işsiz kalmasını kasıtlı bir şekilde istememiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kadar siyaset adamları insanımızın refah ve huzura kavuşması için mücadele etmişlerdir. Dayatılan ekonomik ilişki ağları milletimizin ciğerini yıllarca dağlamıştır. Dünden bu güne tuzak aynıdır. Zorla kurulan emperyalist mekanizmalar, insanlarımızın bitap düşmesi, çaresiz kalmasına sebep olmuştur. Yaşasın yaşasın, kazanan yaşasın olayını milli değerlerimizin neresine sığdıracağız.

TOSUNCUKMUŞ, ÇİFTLİK BANKMIŞ

Ülkemizin sinir uçlarıyla oynanıyor. Ölüm gösterilip sıtmaya razı ediliyor. Makro dengelerin gelişmesinin yanında insani seviyelerin büyümesine hassasiyet göstermeliyiz. İnançla söylüyorum zaman Türk’ündür. Tosuncukmuş, Çiftlik Bank’mış Sütbank’mış, böyle sülüklerin kanımızı emmesibe, sırtımızdan geçinmesine asla ama asla izin verilmemelidir. Bunlar her neredelerse enselerinden tujtulup demir parmaklıkların arkasına konulmalıdır. Sorunlar bir bir çözülmelidir. Kutlu bir hamleyle oyunlar bozulmalıdır. Üzerimizde hesap yapanların kalemleri kırılmalı, hesapları dürülmeli, burunların fitil fitil getirilmelidir.

HESAPLAŞMAK MİLLİ BİR SORUMLULUK

Türkiye hedef ülkedir. Tüm emareler, tüm olaylar, tüm yaşananlar buna işaret etmekte. Bu tablo karşısında hiçbir Türk vatandaşı azıcık aşım, kaygısız başım ürkekliğini göstermeyecektir. Milletimizi üzmeye çalışanları buna pişman etmeliyiz. Yurdumuzu yıkmaya kalkanların yuvasını viran etmeliyiz. Türkiye, meşru ve hukuka uygun şekilde terörle mücadele etmektedir.

Türkiye’yi durdurmak isteyenler her ihtimalden medet ummaktadır. Bunda şu ana kadar başarılı olamadılar. Es kaza olmaları da eşyanın tabiatına aykırıdır. Bunu yaparken terörle aralarına kalın bir çizgi çekemediklerini görecekler. Varsa utançları konuşmaya yüzleri bile olmayacaktır. Milli Güvenlik Kurulu 28 Mart 2018 tarihinde toplanmış ve açıklanan maddelerle Türkiye’nin ulusal güvenlik kurallarını yedi düvele haykırmıştır. Proje terör örgütleri kavramının altı çizilmelidir. FETÖ projeyse ki öyledir.

YENİDEN HAREKET GEÇMMEYECEKLERİNİN GARANTİSİ VAR MI?

Bahsi geçen terör örgütleri, proje oldukları kadar kiralık tetikçilerdir. FETÖ projesine hedef çizen mihraklarla hesaplaşmak da tarihi ve milli bir zorunluluktur. FETÖ ile mücadele aynı zamanda proje sahipleriyle de mücadeledir. 15 Temmuz 2016’da bir felakete maruz kaldık. Proje olduğu devletin hafızasına kaydedilmiş bir terör örgütü milletin silahını millete çevirdi.

31 Mart 1909’dan 15 Temmuz 2018’e gelen süreçte diyebilirim ki bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz. Şimdi önümüzdeki yılllarda devletin içine sızmış dar bir kadronun, grubun, projelendirilmiş örgütlerin devletten ele geçirdiği imkanlarla millete savaş açamayacağının, ölüm saçmayacağının garantisi var mıdır? 16 Temmuz sabaha karşı püskürtülen FETÖ’nün iltisaklı olduğu asker, bürokrat, polis, esnaf, sivilin yakalanması durumu kurtarmaya yetecek midir?

Gelecek onyıllarda FETÖ değil de farklı bir örgüt peydahlanırsa ve bu sefer proje sahipleri tarafından iyi hazırlanıp torunlarımızı üzerine gönderilirse yattığımız yerde nasıl uyuyacağız? Hem tarihe hem talihe hem de geleceğe karşı sorumlu değil miyiz?..

KARŞIMIZDA YENİ BİR SYKES PİCOT VARDIR

ABD Başkanı Trump Suriye’den kısa süre içinde çıkacaklarını söylemiştir. Bu, afaki bir konudur. Bu konu hakkında papatya falları açmak yararsızdır.

ABD’nin çekilmesi demek şu şartlarda Ortadoğu’dan tamamen sökülüp atılması demektir ki bu derin Anglosakson aklına pek uygun değildir.

Bu sözler sadece Trumpvari bir değerlendirmedir. Fransa kimlerin arasını bulacaktır. Kiminle kimi buluşturacaktır. Bu nasıl aymazlıktır. Fransa Türkiye’nin müttefiki değil midir? Peki bu çirkeflik, bu çirkinlik nasıl yorumlanmalıdır. Karşımızda yeni bir Sykes Picot vardır.

CHP’NİN TİPİTİP GRUP BAŞKANVEKİLİ BUNA NE DİYECEKTİR?

CHP’nin geveze ve gevşek bir grup başkanvekili “seçim ordusu kuruyoruz” diyerek aklının dibini dökmüştür.

Bizim bildiğimiz ordu tektir. Yeni bir ordu kurma teşebbüsü paralele bir örgütlenme olsa gerektir. Teröristler de bu orduya sızdırılırsa CHP’nin tipitip grup başkanvekili buna ne diyecektir?

Eğer ordu kuruyoruz diye ortalığı velveleye vermeye kalkarlarsa bunların alayının alnını karışlamak bizim için farz olacaktır.