Kabataş'taki taciz iddiasının boşa çıktığını belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a seslendi: Özür dileme erdemi gösterecek mi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Gündemi ekonomi, yolsuzluk iddiaları, dış politika, çözüm süreci olan Bahçeli, bu madeler üzerinden hükümete ve Başbakan Erdoğan’a yüklendi.

Konuşmasının sonunda Kabataş'taki taciz iddialarına değinen Bahçeli, Başbakan'ın bir yalana sarıldığının ortaya çıktığını ileri sürdü ve "Bir saldırı olmadığı sabitleştiğine göre, Başbakan çıkıp özür dileme erdemi gösterebilecek midir? Yoksa muamma olan adli tıp raporuna sarılacak kadar küçülecek midir?" dedi.

Gezi Parkı olayları sırasında ortaya atılan iddianın tarafsız kalınamayacak kadar önemli olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:

“Başbakan bu olayı sakız gibi ağzında çiğnedi ve sanki başörtülü kardeşlerimize karşı sistematik bir saldırı varmış gibi gösterdi. Kamera görüntüleri ortaya çıkardı ki, söylendiği gibi bir saldırı olmamıştır. Başbakan konuyu incelemeden, bir yalanın üzerine atlamış ve insanımızı birbirine düşman etmek için insafsızca bu yalanı kullanmıştır. Saldırı olmadığı sabitleştiğine göre, Başbakan çıkıp özür dileme erdemi gösterebilecek midir? Yoksa muamma olan adli tıp raporuna sarılacak kadar küçülecek midir?.."

'HAİN' ÇIKIŞI

Çözüm sürecine de ağır eleştiriler yönelten Bahçeli, "Bu Başbakan ki paralel yapılanma ezberleriyle milletin aklını karıştırırken, Türkiye çatır çatır bölünmektedir. Özerklik provalarına her gün yenisi eklenirken, Başbakan hala ona buna hain demektedir. Başbakan hain arıyorsa, masada pazarlık yaptıklarına, Türkiye’yi satmaya hazırlandığı mihraklara; bunlar da yetmiyorsa boyunca bir ayna bulup ona bakmalıdır. O aynanın karşısına geçtiğinde emin ol ki orada haini göreceksin” dedi.

Bahçeli'nin grup konuşmasından satır başları şöyle:

— Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomi ve işsizliktir fakat AKP hükümeti bambaşka telden çalmaktadır. Emekli perişan, esnaf şikayetçi, memur dert küpü, işçi umutsuz, çiftçi de kuraklık nedeniyle hepten sıkıntılıdır. Milyonlarca vatandaş ‘kazanda pişir, kapağında ye’ demektedir. Başbakan’ın hükümeti bu işi başaramamış, ekonomide iflas bayrağı çekilmiştir.

"ÇOCUKLARININ GELECEĞİ"

— Türk gençliği aç, işsiz ve güçsüzken; Başabakan’ın çocukları kamu arazilerine çöreklenmekte, yetimlerin haklarına bulaşmaktadır. Başbakan konu Bilal’i olunca göğe merdiven dayayacak kadar iştahlıdır. Evlatlarımız bir göz evi rüyalarında görürken, Başbakan’ın kızı ve oğlu villa siparişi vermektedir... Bunlar için önemli olan, bakan çocuklarının çalıntı paralarla geleceklerinin garanti altına alınmasıdır.

— Türkiye dış politikada sözü geçen ülkeden, sözü çiğnenen ülke durumuna getirilmiştir. Bu hükümetin dış politikadaki hiçbir planı işlememiş, hiçbir projesi dikiş tutmamıştır. Türkiye artık yanı başındaki hadislere yön vermekten, tesir etmekten uzaktır. Mısır, Libya, Irak ve Suriye’de yaşananlar ortadadır.

"BAŞBAKAN PETROLÜN PEŞİNDE"

— Esad şiddeti sürmektedir ve ikinci Cenevre Konferansı da sonuç vermemiştir. Katliamlar durmamış, aksine şiddetlenmiştir. Suriye’deki bu puslu ve karanlık ortamdan en çok terör grupları nemalanmış, PKK sınırlarımızın hemen dibinde üç kantondan oluşan bir bölge ilan etmiştir.

— Bu bölgelerdeki Türkmenlerin zor durumu ortadadır. İki ateş arasında kalmışlar, can derdindedirler. Başbakan Erdoğan ise olanları seyretmektedir. Türkmenlere yönelik cinayetler, nüfus yapısına kastedilmesi AKP’de tepki yaratmamıştır. Başbakan petrolün peşinde Barzani ile sık sık görüşmektedir ancak Türkmenlerin esarete düşmeleri onu rahatsız etmemektedir.

"ÜÇÜNCÜ ETAP TÜRKİYE'DİR"

— Kürdistan konusu hala sıcaktır. Hala hazırda ateş çemberinden geçmekte olan Türkiye Cumhuriyeti, devlet ve millet olarak beka sorunuyla yüz yüzedir. Milli birlik ve kardeşlik tehlikededir. AKP’nin ise yıkım ve çözülme yolunda yürümekte ısrarlı olacağı anlaşılmaktadır.

PKK terörünün amacı, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, kardeşliğini bozmaktır. Irak’ın kuzeyi ilk, Suriye’deki özerklik de ikinci etaptır. Şimdi dikkatler Türkiye’ye yönelmiş ve provokasyonlar yapılmaktadır. İmralı canisinin fotoğrafları bilboardlara çıkmıştır. Bebek katili, şimdi Başbakan’ın yardım ve himayesiyle gündemdedir.

"AYNI EMELİN PEŞİNDELER"

— Başbakan, rüşvet ve yolsuzluk sürecinde kendisini yalnız bırakmayan terörist Öcalan’a şükran ve minnet göstermiştir. Erdoğan, İmralı canisiyle pazarlıkları devam ettirmekte, siyasi geleceğinin ana hatlarını buna göre belirlemektedir... Gelinen aşamada PKK, BDP ve AKP aynı karanlık emelin peşindedir ve tüm hain yüzler gün yüzüne çıkmıştır... O hale geldi ki, AKP’nin seçim bildirgesinde, yerel yönetimler için özerklik ifadesi yer almaktadır. Anlayacağınız şerefsizlik diz boyudur, rezalette tüm eşikler aşılmış; vatan, bayrak ve millet düşmanları birlik içine girmiştir.

"İMRALI CANİSİ ÖZGÜR KALACAK"

— Milletimin tüm güzel insanlarına, AKP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bundan böyle PKK dayatmalarının hayata geçmesinin psikolojik alt yapısı hızlanacak, Türk kavramının daha da engellenmesine yönelik çabalar artacak; İmralı canisinin yeniden yargılanması ve özgür kalması sağlanacaktır.

"YOLSUZLUK İZAHI KARA MİZAH"

— İktidar, kirlenmiş ve yolsuzluğun dibine batmıştır. Temiz ve masum yanı kalmamış, AKP’yi rüşvet kaplamıştır. Başbakan’ın insan yüzüne çıkacak hali yoktur ancak yüzündeki deri o kadar kalındır ki, utanmak şöyle dursun iddiaları bastırmaya odaklanmaktadır.

Başbakan yolsuzlukları öteleme çabasındadır. Bu nedenle aklı ve mantığı tanınmaz haldedir. Başbakan’ın yabancı basında yer alan yolsuzluk izahı kara mizahtır... Yalan, dolan, asılsız haber, dedikodu, akla hayale sığmayacak yorumlar... Bunlar Başbakan’ın karakteristik özellikleri olmuştur...

30 Mart, ihanetin, çürümüşlüğün kırılacağı, dananın kuyruğunun kopacağı tarihtir. O gün milletin ayağa kalkacağı görülecektir. (NTV)