MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, adayları Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 4. tura kalmaması halinde, “4. turda diyeceksiniz ki 2 aday var. Bu ne demektir, o zaman 80 tane geçersiz oy çıkacaktır” dedi.

Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, adayları İhsanoğlu’nun 4. tura kalmaması halinde, “Dördüncü turda da kendi adayımıza oylarımızı kullanacağız. 80 milletvekili de orada olacak. Diyeceksiniz ki ‘iki adayın dışında oy pusulasında isim yok; o zaman ne yapacaksınız?’ 80 tane geçersiz oy çıkacak demektir, bunun manası odur” dedi.

Bahçeli partisinin grup toplantısında ise “Eğer ki tüm alternatifler tüketilir, siyasi istikrarsızlık baş gösterirse, Türkiye’yi namerde muhtaç etmeyiz, sorumluluktan kaçmayız” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

‘ÜÇ TEMEL BAKIŞ AÇISI’

"Mevcut anayasa ve parlamenter sistem içinde, bir partinin tek başına güvenoyu alamaması halinde, iktidar için iki yöntem mevcuttur. Bunlardan birisi azınlık hükümeti, diğeri ise koalisyon hükümeti kurulmasıdır.

Çok partili sistemlerde yaygın olarak koalisyon hükümetleri temsil edilmektedir. Koalisyon iki veya fazla partilerin, bir protokolle anlaşmayla yürütme yetkisini paylaşmayı ifade etmektedir. Üç temel bakış açısında yaklaşmakta büyük fayda vardır.

Birincisi, dünyanın içinde bulunduğu şartlar, uluslararası sistemde meydana gelen değişiklikler, bölgesel ölçekte yaşanan sıcak gelişmelerdir. İkincisi, iç siyasi dinamiklerin seyri ve ana muhtevasıdır. Üçüncüsü ise, aziz milletimizin tercihiyle birlikte toplumsal taleplerin yön ve çerçevesidir.

Sosyal zeminden kopuk bir siyaset olamayacağına göre, kurulacak her hükümet bu üç faktöre dayalı olmak durumundadır. Siyasi hedefi müktesebatı ve ana fikri pek farklılık göstermeyen, koalisyona vücut vermeleri hem ülke menfaatleri hem istikrar açısından elzemdir.
AKP tek başına iktidar olma vasfını kaybetmiştir. Türkiye’nin önüne koalisyon zorunluluğu çıkmıştır. Artık siyasette yeni bir durum vardır. Bundan sonra ülkemizin koalisyon hükümetlerine alışması lazımdır. Siyasi tarihimizdeki tecrübeler yeteri düzeyde vardır ve ortadadır.

AKP VE HDP’NİN BİR ARAYA GELMESİ AKLA EN YATKIN SEÇENEK

Uyum ve işbirliği temelinde bina edilmesini dikkate aldığımızda, ilk formül AKP ve HDP’nin bir araya gelmesi akla en yatkın seçenektir.
Madem çözülme süreci her şeyin önündedir, madem Erdoğan çözüme başını koyacak kadar inanmıştır, o zaman AKP ile HDP’nin önüne geçen yoktur.

AKP- HDP olmazsa, toplam yüzde 65,82 oy oranı 382 milletvekiliyle, AKP- CHP koalisyonu kurulabilecektir. CHP genel başkanı, hükümete açık kapı bırakmıştır.

MECLİS BAŞKANLIĞI


MHP, tüm oylamalarda mecliste bulunarak değerli adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu’nu sonuna kadar destekleyecektir. CHP’nin, TBMM Başkanı seçiminde tutarlılık imtihanından geçeceği çok açıktır. İnanıyorum ki gazi Meclis’in muhterem üyeleri tecrübeye oy verecek ve sayın İhsanoğlu’nu TBMM’nin 26’ncı başkanı olarak seçilecektir.

‘SORUMLULUKTAN KAÇMAYIZ

Başkanlık seçimini müteakiben, öncelikle çözülmesi gereken yeni hükümetin kurulması işidir. Eğer ki tüm alternatifler tüketilir, siyasi istikrarsızlık baş gösterirse, Türkiye’yi namerde muhtaç etmeyiz, sorumluluktan kaçmayız. Ama bunun için ilkelerimizin kabulü şarttır.
Bunlardan geri atmamız düşünülemeyecektir. İlk olarak süreç ihaneti tamamen askıya alınmalıdır. İkinci olarak 17-25 rüşvet ve yolsuzluk kararının üzerine tavizsiz şekilde gidilmelidir. Soruşturma tekrar açılmalı, ucu kime dayanırsa dayansın tam bir mıntıka temizliği yapılmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan kesinlikle anayasa sınırlarına çekilmelidi.

MHP bu üç başlık altında bir mutabakat arayışını görürse, elbette koalisyonu konuşmaktan kaçınmayacaktır. İlkelerde uzlaşmadan, güven iklimi oluşmadan, koalisyona tamam demek MHP’nin kitabında yazmayan ilkelliktir. Hiçbir şart altında hükümet kurulamazsa, şüphesiz ki millet tek adrestir. MHP Türk milletinin tercihine gönülden bağlıdır.”