Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda vekiller 2009-2014 döneminin son Türkiye raporunu görüştü. Avrupa Parlamentosu üyeleri 11 Mart'ta hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı andı.

Avrupa Parlamentosu (AP) dönem başkanı Kıbrıs ve AB Komisyonu Genişleme Komiseri’nin de hazır bulunduğu oturumda AKP hükümetine sert eleştiriler yöneltildi.

KCK davaları Kürt sorunun çözümü ve demokratikleşme gibi birçok konunun gündeme geldiği oturumda beklentiler dile getirildi.

AB Komisyonu Genişleme Komiseri  Stefan Füle Ankara’ya yönelik sert eleştirilerde bulunarak;  “Türkiye AB müktesebatını ve Kopenhag kriterlerini tam yerine getirmeden asla üye olamaz! Çünkü bizde kısa yol ve kestirmeler yok. Temel değerlerimize sırt çeviremeyiz" dedi.

Oturumda AP liberal grubu Türkiye ile müzakerelerin dondurulmasını talep etti.

PROTESTOLARDA ÇOK FAZLA KABA KUVET KULLANILIYOR

AB dönem başkanı Dimitriyos Kourkoulas Türkiye’nin üyelik yolundan ilerlemesi için reformları sürdürmesi,  AB müktesebatlarını yerine getirmesi ve insan haklarına uyması gerektiğini belirtti.

Kourkoulas sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar olursa ancak üyelik yolunda ilerleme sağlanabilir. Basın ve ifade özgürlüğünün savunulması ve güvenceye alınması gerekiyor. Temel insan hakları, ifade ve örgütlenme hakkının garanti altına alınmasını bekliyoruz.

Pek çok aydın ve akademik çevreler tahkikata uğramaları ve tutuklanmaları büyük bir sorun haline gelmiştir. Artı protesto eylemelerinde sıkça kaba kuvvet görüyoruz. Yine Terörle Mücadele Yasası (TMY) çok sorunlu ve bunun yeniden düzenlenmesi gerekir. Türkiye’de yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorunu var, bunu pek çok davada görmek mümkün.

Türkiye’nin ayrıca Kıbrıs meselesinde Deniz hukuku ve egemenlik haklarımıza uygun davranmasını bekliyoruz.”

AB Komisyonu genişleme Komiseri  Stefan Füle ise yaptığı konuşmada Türkiye’den daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi yönündeki beklentileri dile getirerek Türkiye'nin attığı olumlu adımların yanında, yolsuzluk soruşturmalarına karşı hükümetin tutumunun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını derinden yaraladığını ifade etti.

BERKİN ELVAN’IN ÖLÜM HABERİ ÇOK ÜZÜCÜ


Füle sözlerini şöyle sürdürdü: “AB'ye üye olmak için özgürlüklerin artırılması, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı zorunlu. Türkiye AB müktesebatını ve Kopenhag kriterlerini tam yerine getirmeden asla üye olamaz. Zira bizde kısa yol ve kestirmeler yok. Temel değerlerimize sırt çeviremeyiz.

Biz Gezi’de verilen mesajı aldık ve bu Türkiye’ye dair aldığımız kararlarda bize yol gösterici olacaktır. Bunu önümüzdeki günler daha sıkı bir şekilde takip edip izleyeceğiz ve buna uygun değerlendirmelerde bulunacağız.  Berkin Elvan ölümü çok üzücü bir durum,  Türk halkının özlemlerini ben de benimsiyorum ve bundan sonraki adımlarımızda bu beklentiler bize yol gösterecek."

AP Türkiye Raportörü Ria Omen Ruijten Türkiye’deki kimi gelişmelerin endişe verici olduğunu belirterek bunların başında Gezi eylemlerine hükümetin gösterdiği tepkiler olduğunu ifade etti.

Omer, Türkiye’de yargının adil ve bağımsız olması ve hukuk devleti ilkelerine uyulmasını beklediklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz yıllardır reformları bekledik ama maalesef gelişmeler bu yönde ilerlemedi. Türkiye'de bağımsız ve tarafsız yargıya ulaşmak için reformalar gerçekleştirdiği düşüncesindeydik. Ama ortaya çıkan durum bu yönde değil.

Türkiye'nin AB için stratejik bir ortak olduğunu halen savunuyorum ama reformlarla ilgili sürecin beklendiği gibi gelişmediğini belirtmem gerekiyor. Gezi Parkı olaylarında yaşananlar çok ciddi gelişmelerdi. Türkiye'de tarafsız bir yargıya ve kuvvetler ayrılığına ihtiyaç var."

Sosyalist grup adına kouşan Raimon Obiols Berkin Elvan’ın ölümünü acı bir haber olarak değerlendirerek basın ve gazeteciler üzerindeki baskıların arttığına dikkat çekti. Obiols Türkiye'de yaşananların çok üzücü olduğunu belirterek 2013 yılı için gelişme oldu demenin pek mümkün olmadığını belirtti.

Raimon Obiols sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye'de hükümetin kendi içerisinde dahi zor bir durumda olduğunu gözlemliyoruz. 4 bakanın yolsuzluk soruşturması sonrası istifa etmek zorunda kaldığı gazetecilerle ilgili problemin devam ettiği ve bunun belirsizliklere yol açıyor.”

'MÜZAKERELER DONDURULMALI'

Liberal demokrat grup adına konuşan Alexander Graf Lambsdorff ,  YouTube ve Twitter gibi sitelerin de yasaklanması yönünde Erdoğan'ın tehdidine dikkat çekerken, yolsuzluk operasyonu ardınan yüzlerce  polisin yerinin değiştirildiğini ifade etti.

Anayasa reformunun önünde kurulan engellerin de devam ettiğini belirten Lambsdorff; “Türkiye önemli bir ülke ama bize göre bu olumsuz gidişat durdurulana kadar müzakereler dondurulmalıdır” dedi.

Yeşiller grubu adına söz alan Franziska Keller yerel seçimlerin barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi konusundaki beklentileri dile getirdi.

Özgürlük ve Demokrasi Grubu adına konuşan Bastian Belder Malatya’da öldürülen 3 Protestan’ı hatırlatarak Zirve Kitap evi cinayetinden yargılananların serbest bırakılmasını gündeme getirdi.

Belder Türkiye’deki Hıristiyan toplumu, özellikle de Protestanların korku içinde olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “AB’ye çağrıda bulunuyorum. Bu kabul edilemez duruma müdahale etmemiz lazım. Bu yeni durum bizim ne değerlerimiz ile nede normlarımıza uygun değil.”

İngiliz sağ ECR grubundan Van Orden AB ile Türkiye ilişkilerinin NATO kapsamında, dostane olması gerektiğini belirterek kapatılan fasılların açılmasını önerdi. Orden bölgede istikrarın korunabilmesi için Türkiye’nin desteklenmesi gerektiğini savundu.

Oturumda bir konuşma yapan Inaki Irazabalbeitia-Fernandez, Kürt meselesinin çözümü amacıyla başlatılan sürecin toplumda büyük bir sevinç ve beklenti ile karşılandığını ancak hükümetin tutumlarının bu yönde olmadığını ifade etti.

"Türkiye’nin Kürt halk meselesinin gerçekliğini kabul etmelidir" diyen Irazabalbeitia-Fernandez, anadilinde eğitim hakkının tanınması Kürtlerin kimliksel ve otonomi haklarını yasal güvenceye alması gerektiğini belirtti.

Irazabalbeitia-Fernandez, "PKK ile müzakerelere destek vermeliyiz. PKK de silah bırakmalı ama Türkiye’de verdiği sözleri yerine getirmeli." dedi.

'TÜRKİYE YERİNE RUSYA OLSAYDI ŞİMDİ YERDEN YERE VURURDUK'

Bağımsız grup NI üyesi Stadler Andrew, “Türkiye yerine Rusya olsaydı şu an burada yerden yere vurulurdu. Ama çıkarlarınıza göre ikiyüzlülük yapıyorsunuz. Türkiye’nin yeri asla AB değildir.” diyerek sert ifadeler kullandı.

Andrzej Grzyb,  Kürt sorununa dikkat çekerek Kürt meselesinin artık çözme kavuşturulması gerektiğini dile getirdi. (ANF)