Kılıçdaroğlu, Apaydın Kampı ile ilgili olarak, ''Açın BM'nin sözleşmelerine bakın, çok açık görürsünüz bu kamp yasadışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı bir kamptır. Bu kampta silahlı eğitim verilmektedir'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu ,Sivas'a giderken Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki bir dinlenme tesisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin Hatay 'daki Suriyeli sığınmacıların kaldığı Apaydın Kampı'na ilişkin açıklamalarda bulunurken, bu konunun “Yüce Divanlık” bir suç olduğunu söylediğini hatırlatması ve bununla neyi kastettiğini sorması üzerine, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bir alana, milletvekilleri giremez noktaya geldi. Ne zamandan beri milletvekillerinin bir yere gitmesine Dışişleri Bakanı karar vermeye başladı. Dışişleri Bakanı'nın o kampla ne ilgisi var? Bu ülkede İçişleri Bakanı yok mu? Hangi gerekçe ile Dışişleri Bakanı o kampa milletvekillerinin girmesini engelliyor. 'Benden izin alacaksınız' diyor, kimsin sen. Yasama organına sen nasıl gölge düşürürsün. Güçler ayrılığı ilkesini nasıl içine sindiremezsin sen. Gerçekten de bu Yüce Divanlık bir olaydır. Bunun hesabının verilmesi lazım.”

‘YÜCE DİVANLIK BİR OLAY'
Apaydın Kampı ile ilgili “Yüce Divanlık” bir olay olduğu iddiasını gündeme getirdiklerinden sonra TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun kamplara gitmesinin söz konusu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu , “Önlemler alınacak, her şey yapılacak güllük gülistanlık yapılacak, milletvekilleri gidecek. CHP milletvekilleri sizin tiyatro oyununuzun figüranları değildir. CHP milletvekilleri, milletin vekilidir. Milletin vekili olarak yola çıktılar, o kampa girmek istediler, engel oldunuz. Kimin denetiminde o kamp?” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu , BM 'nin ilgili sözleşmelerine bakıldığında bu kampın yasadışı olduğunun görüleceğini ileri sürerek, “Açın BM 'nin sözleşmelerine bakın, çok açık görürsünüz bu kamp yasa dışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı bir kamptır. Bu kampta silahlı eğitim verilmektedir. Silahlı eğitim görenler de Suriye 'ye geçip çatışmalara katılmaktadır. Türkiye 'nin saygınlığına uluslararası arenada açıkça gölge düşürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti korsan bir devlet değildir. Yasadışı işlemler yapan devlet değildir. Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti 'ni nasıl bu hale sokarsınız?” ifadelerini kullandı.

Türkiye 'nin dış politikadaki yanlışlarının onu uluslararası camiada yalnızlaştırdığını da savunan Kılıçdaroğlu , ülkeyi bu duruma düşürenlerin bakanlık koltuklarında oturabilmesini anlayamadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu , Suriye 'den gelen sığınmacıların kaldığı kampları ziyaret edip etmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlarken de, şunları kaydetti:

 “Suriye 'den gelen sığınmacılara bizim kucak açmamıza asla itiraz etmedik. Terörden şiddetten, baskıdan kaçan insanlara elbette ki Türkiye Cumhuriyeti kucak açmalı. Bunlarla beraber olmalı, sorunlarını gidermeli. Türkiye büyük bir devlettir, bunlara hiç bir zaman itiraz etmedik. Ama Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı askerlerin konuşlanarak geldikleri ülkeye gidip terör estirmelerini biz içimize sindiremiyoruz. Hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz. Ben Hatay 'a, Kilis'e Gaziantep 'e gideceğim, değişik çevrelerle görüşeceğim. Kamplara duruma koşullara bağlı. Belki gider, belki gitmem. Bu konuda henüz karar vermiş değilim.