BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, tekke ve zaviyelerin yasaklanmasına ilişkin kanunun yürürlükten kaldırılması ile cemevi, kilise, sinagog, mescit ve havranın ibaret yeri sayılması için TBMM Bakanlığı'na kanun teklifi sunduğunu belirtti.

Radikal'in haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın cemevlerinin ibadethane olmadığını açıkladığını belirten Tan, devletin böyle bir konuda karar veremeyeceğini söyledi. Tan, insanların kendi dini inanışlarına göre bir yeri tapınak kabul etmeleri halinde, bunun bir tapınak olduğunu ifade etti.

İslam dünyasında bin yıldır onlarca tarikatın varlığını sürdürdüğünü anlatan Tan, Türkiye'de de bu yapıların varlıklarını devam ettirdiğini kaydetti. Buna rağmen kanunda yasak olmasını eleştiren Tan, "Bir yandan Mevlana'yı anma töreni düzenleyorsunuz ama Mevlevi tekkesini yasaklıyorsunuz. Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına herkes gidiyor. Ama Hacı Bektaş'ın dergahını yasaklıyorsunuz. Türkiye'nin bir çok başbakan ve cumhurbaşkanı Nakşibendi tarikatı mensubuydu. Gizli saklı da değildi. Halen parlamentoda olan onlarca milletvekili aynı şekilde düşünceye sahip. Bu dergahlara, tekkelere devam ediyor. Ama siz bunu kanunla yasaklıyorsunuz" diye konuştu.

Tan, kanun teklifi ile amaçlarının, illegal olan hayatı legalleştirmek olduğunu ifade etti.

"BUNUN ADI HIYANET VE SABOTAJDIR"

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tan, İmralı'ya yeni bir heyetin gidip gitmeyeceği yönündeki soru üzerine "Bilmiyorum. Gider mi gitmez mi ben içinde olur muyum bilmiyorum" dedi.

Tan, İmralı görüşmelerine ilişkin tutanakların kendisi tarafından sızdırıldığı yönünde iddialara ilişkin, şunları söyledi:

"Bilinçli olarak beni hedef tutan çevreler var. Kimler yıpratmak istiyor? Bu süreci sabote etmek isteyen geniş çevreler var. Bunlar, bu sürecin bütün aktörlerini yıpratmak istiyorlar. Bir de Altan Tan ile ilgili nokta atışları var. Türkiye'de ciddi bir Türk-İslamcı kesim var. Faşizmi din diye yutturan, Ergenekon'un uzantısı olan sarıklı, sakallı Ergenekoncular var. Beni yıpratmak istiyorlar. Geçmişte derin devlete çalışan bir sürü hokkabaz var. Ben bunlara çağrıda bulunuyorum: Ben sizin ciğerinizi biliyorum. Elinizden geleni arkanıza koymayın. Ticari, ailevi, fikri hayatım; elinizden ne geliyorsa arkanıza koymayın. Zaten ellerinden gelen her türlü alçaklığı yapıyorlar ve yapacaklar ama kaybedecekler. Biz tarihi bir misyon üstlendik. Her türlü eleştiriyi yapsınlar ama yalan haber doru değil.

Mesela ben Bülent Ecevit'in, Merve Kavakçı'ya yaptığı zulmü asla affetmiyorum. Ama ben Bülent Ecevit'e 'gayri meşru ilişkileri vardı' ya da 'hırsız' diyemem. Çünkü görmedim, duymadım, bilmiyorum. Bir insanı eleştirebilirsiniz ama onda olmayan bir şeyle ilgili yalan söyleyemezsiniz."

'BİLMESİ GEREKENLER BİLİYOR'

Tutanakların kim tarafından sızdırıldığını "bilmesi gerekenlerin bildiğini" belirten Tan, "Sızdırma ne demektir? Diyelim biz konuşuyoruz, uzlaşma çıkarmaya çalışıyoruz. Ancak el altından birisi bunun tersini yapıyor. Bunun adı hıyanet ve sabotajdır. Böyle bir şey BDP'de yok" dedi.