CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunlar işçilerinin parasıyla son model arabalara binen kişiler. Sendikacılıkla alakaları yok" diyerek sendikaları eleştirdi.

 

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Gerel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Konuşmasından satır başları şöyle:

 

Bodrum belediye başkanı ısrar ettiler bizim partiye gel diye adam gelmedi diye tutukladılar, ellerine kelepçe taktılar. O başkan merak etmesin Bodrum'un kalbinde o. Gidin Bodrum'a bütün dükkanlarda belediye başkanının fotoğrafları var. Bizim belediyemiz her kuruşu yerli yerinde harcıyor. Erdoğan'a dedim istediğin belediye başkanını seç bizimki ile televizyonda yarışsınlar, yine söylüyorum. İstanbul'un nasıl yağmalandığını ben biliyorum sen de biliyorsun.

 

İstanbul'un deprem riski var. 480 alan çadır için ayrıldı şimdi bu sayı 200'e düştü. Deprem olsa insanlar perişan olacak. Yönetici geleceği düşünmek zorundadır.

 

Niye bu alanları talan ediyorsun. 10 yıl bir iktidar için çok büyük bir süredir. Hiçbir zaman mazaret üretemezler. 10 yıldır harcadığın para 1 trilyon 397 milyon dolar. Sen hangi sorunu çözdün.

 

İşsizlik mi? Hayır. Ekonomiyi büyütüyordunuz ne oldu? Elin parasıyla büyürseniz böyle olur. Alın teri ile büyüyeceksiniz. Bu kadar sorun var anayasayı değiştirdiler. Herkeste bir endişe var... Dar alana giriyor Türkiye. Sorunların arkasından giden bir hükümet var. Kendi gazeteleri o yazarlar Uludere olayı için eleştiriyorlar. Sen misin yapmayın diyen, işine son. Ali Akel'den söz ediyorum.

 

Ali Akel'i susturdular mı hayır. Akel, “yuvamdan ayrı bırakıldığım için üzgünüm ama vicdanım rahat, herkesi anlıyorum çünkü zor zamanlar vardır biz o dönemlerden geçiyoruz. Bu dönemlerde yazmanın bedeli vardır ben de ödedim” diyor.

 

Hakan Albayrak'ı da kutluyorum madem yollarınızı ayırdınız ben de yazmam bu gazetede dedi. Bu arkadaşlarımız CHP'li değil ama hiçbir zaman biz bunlarla yolunuzu ayırın diye bir düşünce aklımızdan bile geçmedi. Demokrasi dediğimiz olgu budur. Bu kişiler olduğu sürece bu ülkede karamsarlığa yer yoktur. Sağdan da soldan da demokrasi için bedel ödemeyi göze almışsa bu ülkenin umudu vardır.

 

Bunlar olurken halk gerçeklere ne kadar kilitleniyor. Başbakan o kadar güçlü bir söylemle yola çıkıyor ki toplum geriliyor. O zaman da onun yandaşları acaba ne oluyor diye başka bir soruna kilitleniyor. Toplumu geren insan, neden gerdiğini düşünemiyor.

 

"Medyayı yanına aldın devleti yanına aldın"

En büyük güç gösterisini yapan Hitler'di. Sen kalkıp toplumu ezerek kimse konuşmasın en güçlü benim diye yola çıkarsan sonuç alınmaz noktalara gidilir. Eğer gücünüzü özgürlükten yana koyuyorsanız ona kimse bir şey demez.

 

Medyayı yanına aldın devleti yanına aldın. Valisinden kaymakama kadar herkesi yanına aldın. Bu durumu her yurttaşın sorgulaması lazım. Vatandaşa soruluyor yüzde 46'sı sosyal güvencem yok diyor. Yüzde 57'si işinden memnun değil. Yüzde 34'ü işimden olabilirim diyor. Yüzde 59.9'u hiç tatile çıkmamış. Yüzde 70'i işinden mutsuz. Gerginliğin toplumu getirdiği noktaya bakın. Bu gerginlik politikası ülkeyi çıkmaza götürür. Ey AK Parti'li kardeşim önce bu soruyu sor vicdanında tart. Taşeron yanında çalışan kardeşime soruyorum; 2004 yılında ben Başbakanlık aylığımla geçinemiyorum şirket kurdum diyor. 9 bin lira ile geçinemiyor sen 600 liraya hayat kavgası veriyorsun. Sorgula hayatı sorgula, benim hayatım niye böyle diye sorgula. Ben sorarsam başıma bir şey gelir mi diye korkuyorsun. Bu ülkenin insanı cesur olmak zorundadır.

 

Uşak'ta önümü kestiler 8 kilo buğdayla 1 litre mazot alıyoruz diyorlar. Ne olacak bu memleketin hali diye soruyorlar. Bu düzen böyle gidecek olursa mağdur olacak olan sensin. Ekonomi iyi yolda ama memur zam isteyince Yunanistan oluruz diyorlar. Demek ki ekonomi iyi değil, niye milleti kandırıyorsun. Terörden daha fazla can kaybettiğimiz bir şey var iş kazaları: 10 bin 804 kişi iş kazasında can verdi son 10 yılda.

 

Şimdi sendikaya üye olursan başına gelir. Sendikaya üye olursam işten atılırım diyor.

Hava İş oturdu hakkını istediler 2 tane şey yaptılar. Bir teklifle grevi yasakladılar. Ne demişlerdi ne yaptılar. Ne dedim AKP ikiyüzlü bunu herkesin görmesi lazım. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir. Siz demokrasi dedikçe yanınızda CHP olacaktır. Öyle uydurma bir şey yaptılar ki, sendika hakkı verdiler ama grev hakkı yok. Gittiler memur sendikaları Hakem Heyeti'ne. Memur-Sen'in seçtiği temsilci, memurların aleyhine oy kullandı. Bu iftiradır falan diye bağırdılar. Bu temsilci bir açıklama yaptı. Bizim oylarımızın rengi bir sonuç değiştirmiyordu. Onun için de 4+4 zam’a oy verdik. Nedir bu emanete hıyanet etmektir. Sen orada memurun hakkını savun diye gönderildin. Senin sarı sendikaların seni görevlendirdiği için böyle iki yüzlü politika izliyorsun. Önce size bağlı olan çalışanların yanında olacaksınız.

 

İşçilerinin parasıyla son model arabalara binen kişiler bunlar. Sendikacılıkla alakaları yok. Demokrasiye bakın, anayasal güvenceye bakın. SMS'le işinize son veriliyor. Nasıl aydınların üzerinde bir baskı varsa aynı baskı sendikaların da başında var.

 

Türk-İş'in internet sitesine girdim Hava İş greviyle ilgili bir şey var mı diye. Baktım hiç bir şey yok. E bence artık orayı kapatsınlar. 305 kişinin işine mi son verdiler. Onlar bu ülkenin yurttaşları için mücadele ediyorlar. Onlar emin olsun CHP onların yanındadır.

 

Yarın Başbakan'la bir araya geleceğiz. CHP her zaman çözüm üreten bir partidir. CHP bu ülkenin tüm sorunlarını çözmek için yola çıkar. Biz yeni bir açılım yapmıyoruz, çözüm önerisi getiriyoruz. Neden bir soruna odaklanıp bu sorunu çözmüyoruz. Bu sorun çözülsün mü çözülmesin mi. Şöyle çözülsün diye bir dayatmamız da yok. İyi niyetle gidiyoruz. Bu ülke sorunu çözecek yetenektedir. Niye bir araya gelmiyoruz. Eğer bir toplum beraber hareket etmeyi beceremiyorsa geleceğinden korkmamız gerekir. Beraber çözmeliyiz bunu. En büyük tehlike toplumun kendisini çaresiz hissetmesidir. O yüzden aydınlara çağrı yaptım. O yüzden kanaat önderlerine çağrı yaptım. Bir araya geleceğiz, konuşacağız ve çare üreteceğiz. Kime gittiysek aynı şeyi söylüyor. Bu sorun artık bitsin. Gerginlik politikası değil, insancıl politika üretmeliyiz.