Diyalog Grubu'ndan insan hakları savunucusu Akın Birdal, anayasa değişiklik referandumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Anayasanın öznesi herkestir” ifadelerini kullanan Birdal,“Hayır”cıların sesinin halka ulaşmasının engellendiğini söyledi.

Birdal,  “Kanallar kapatıldı, sizler aracılığıyla ve sosyal medya kanallarını kullanarak kendimizi ifade etmeye çalışacağız ama ifade ve basın özgürlüğü olmadan referandumun demokratikliğinden söz edilemez” dedi.

Tahliye edilen Ahmet Türk'ü ziyaret etmek amacıyla Mardin’de bulunan Diyalog Grubu üyesi ve insan hakları savunucusu Akın Birdal, dün Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) tarihini 16 Nisan olarak açıkladığı referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Temel hak ve özgürlüklerin referandum konusu olamayacağını ifade eden Birdal, Demokratik sivil Anayasa’nın öznesinin herkes olduğuna dikkat çekti.

Birdal, "Bu 18 maddede demokratik anayasanın öznesi herkestir. Şimdi bu referandum sürecinde herkes serbest demokratik olarak katılamıyor. Tek bir adamın yönetimi ve bir zümrenin otoritesini öngörüyor. Oysa bu coğrafya, çoğulcu bir coğrafya Kürtler, farklı kimlikler, inançlar, kadınlar, emekçiler. Bu anayasa herkesin benim anayasam diyebileceği bir anayasa metni değil. Kendisini ifade ettiğini göremiyor insanlar. Bu nedenle Türkiye bir yol ayrımında” değerlendirmesinde bulundu.

Referandumda “Evet-Hayır” ikileminin olduğuna dikkat çeken Birdal, “Onlar yalnız kalacaklar. Evet diyenlerin bu rejimi daha da daraltıcı, kuşatıcı ve otoriter, despotik bir rejimi öngörüyor. Hayır diyenler de özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik bir toplumun inşa edilmesini istiyor" diye konuştu.

‘BATI SESSİZ KALIYOR’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanlarının da aralarında olduğu 12 milletvekili ve 54 belediye eş başkanının tutuklu bulunduğunu, 73 belediyeye de kayyum atandığını hatırlatan Birdal, Avrupa’yı yaşananlara sessiz kalmakla eleştirdi.

Birdal,  "Avrupa, batı dünyası ne diyor? Oysa onlar için demokrasinin olmazsa olmazı, seçilmiş olmaktır. Değil bir milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il yöneticisi, demokratik sivil örgütünde bile seçilmiş olmak esastı ama ne yazık ki bugün seçilmiş arkadaşlar başta olmak üzere, onların özgürlüklerinden yoksun bırakılmış olmasına sessiz kalıyorlar" dedi.

Böyle bir süreçte insanların bilgi edinme ve haber alma haklarının da kısıtlandığına dikkat çeken Birdal, "Örneğin Demokrasi İçin Birlik Hareketi ve başka demokrasi güçleri ‘Hayır’ kampanyasını başlattı. Peki, bu gerekçelerimizi topluma, halka nasıl anlatacağız? Kanallar kapatıldı, sizler aracılığıyla ve sosyal medya kanallarını kullanarak kendimizi ifade etmeye çalışacağız ama ifade ve basın özgürlüğü olmadan referandumun demokratikliği söylenemez" diye ifade etti.

16 NİSAN'DA 'HAYIR' ÇAĞRISI

Referandum sonuçlarının her şeye rağmen “Hayır” çıkma olasılığının yüksek olduğunu kaydeden Birdal, bölgede kimi Kürt seçmenlerinin “Evet” diyeceği yönündeki söylentilerin doğru olmadığını, asıl suçların Kürt halkına karşı işlenmiş olduğunu, bu nedenle de referandumun Kürtler için bir hesaplaşma fırsatı olduğunu ifade etti.

Referandum sonucunun “Hayır” çıkmasının “Evetçiler” için de daha yararlı olacağını söyleyen Birdal, "Bir takım provakasyonlarla karşılaşılabilir. Kamplaşmayı daha da derinleştirebilirler. Bunlara da zemin yaratmadan barış diliyle, eşit, özgür, bir arada yaşama projemizi anlatmalıyız. Ve 'Hayır' sonucundan emin olun bugün 'Evetçiler' de yararlanacaktır. Evet onlar için de çok tehlikelidir. Bu nedenle herkesi biz 16 Nisan’da 'Hayır’ demeye çağırıyoruz. Bu sürecin güvenirliğinin sağlanması, demokratik, serbest, herkesin iradesini sandığa taşımasının koşullarının yaratılması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

‘İNSANI İNSAN YAPAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİDİR’

Birdal, neden “Hayır” dediklerini gelecek hafta yapacakları basın toplantısı ile aktaracaklarını söyledi. Birdal, "İnsan hakları, kuvvetler ayrılığının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün olmadığı bir yerde insan özgürce düşüncelerini ifade edemez. Bizim bir sözümüz var. İnsan, haklarıyla insandır. İnsanı insan yapan, hak ve özgürlükleridir. Toplumu toplum yapan, halkı halk yapan onun hak ve özgürlükleridir. Eğer bunlardan yoksun bırakılmak isteniyorsa biz buna itiraz edeceğiz ve kabul etmeyeceğiz" dedi.

(Kaynak: Dihaber)