Günün sorusu şuydu: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'ye "Öcalan'ı 2024'te bırakın" mı diyor?

Radikal Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve gazete yazarlarından Ali Topuz, AİHM'nin PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili kararını değerlendirdi.

Ali Topuz'un Radikal'deki ilgili haberi şöyle:

Abdullah Öcalan’ın başvuruları nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verilen karar gün boyu tartışmalara yol açtı.

Özellikle ağırlaştırılmış müebbet-tahliye meselesi öne çıkarıldı. Öcalan’ın 25 yılı dolduktan sonra, yani 2024’te (şartla) tahliyesinin önünün açıldığı yorumları yapıldı. Oradan başlayalım:

Kararda söylenen şudur: Bir kişi (‘tehlikelilik’ nedeniyle) ağırlaştırılmış müebbet koşullarında tutulduğunda bile, durumunun gözden geçirileceği bir süre olmalıdır. (Bu süre, İngiltere Vinter davasında 25 yıl olarak belirtilmiştir.)

Bu da sadece şu anlama gelir:

2024’te yapılacak olan, en fazla, Öcalan’ın koşullarını gözden geçirecek bir hukuki-idari mekanizma kurulmalıdır.

Bu durumda devletin bu karar nedeniyle yapmak zorunda kalacağı şey, ağırlaştırılmış müebbet cezası almış kişilerin durumunu en çok 25 yıl sonra gözden geçirecek bir mekanizma kurmaktır. Yani kanuna bir madde. 25 yıl dolunca, hangi mahkeme ya da yargıç neye bakacak, bunu yazmak.

Bugün Türkiye lehine verilen kararların hepsinin, bugünkü bakış yürürlükte kaldığı sürece, 11 yıl sonra da verileceği aşikar.

Kararda Türkiye aleyhine verilen diğer ihlal kararı da tarih olmuş durumda esasen: Mahkeme, Öcalan’ın 2009’dan sonraki durumunu kendi normlarına uygun buluyor. Sadece 2009 öncesi için “ihlal ettiniz” diyor.