Kürt siyasetçi Ahmet Türk, 2018 yılı Newrozu için “Baskılar olabilir ancak ne Newroz ne de özgürlük mücadelesi ruhu asla teslim alınamaz. Bu ruh hiç bir zaman yok olmaz” dedi.

Ahmet Türk, bu yıl “Newroz Direniştir, Halkların Faşizme Karşı Baharıdır” şiarıyla gerçekleştirilecek kutlamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Özgür Paksoy'un Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre Diyarbakır'da 21 Mart günü halka hitap edecek olan Türk, “Dehak’ın zulmüne karşı özgürlüğü sağlayan Kawa’dan başlayan Newroz, bir özgürlük bayramı olarak kabul ediliyor. Ortadoğu’da Kürtler, kendi özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle örtüştüğü için en çok Newroz’u sahiplenen halktır. Kürtler Newroz’u bir bayram olarak kabul etmiştir. Bizler Newroz’u özgürleşmenin ifadesi olarak değerlendiriyoruz” dedi. 
 
‘NEWROZ VE ÖZGÜRLÜK RUHU TESLİM ALINAMAZ’
 
2018 Newrozu’nu olağanüstü koşullar altında karşıladıklarını dile getiren Türk, “Newroz’un içini boşaltma, katılımını engellemeye yönelik bir baskı rejiminin oluştuğunu görüyoruz. İnanıyorum ki; halk Newroz’u önemsiyor ve bütün olumsuzluklara rağmen meydanlarda büyük bir coşkuyla kutlayacaktır. Newroz’un anlamına uygun bir şekilde mesajlarını verecektir” diye konuştu.

Bölgede yaşanan çatışmalı sürece dikkat çeken Türk, insanların üzerinde yoğun bir baskının olduğunu ve bu süreçte yaşanan olumsuzlukların ne Kürt halkının ne de Türkiye’nin lehine olduğunu dile getirdi. Türk, “Baskılar olabilir ancak ne Newroz ne de özgürlük mücadelesi ruhu asla teslim alınamaz. Bu ruh hiç bir zaman yok olmaz” ifadelerini kullandı. 
 
‘TOPLUM ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDEN ASLA VAZ GEÇMEZ’
 
Siyasi mücadelesinde birçok Newroz’a tanıklık ettiğini ve bunların birçoğunun yasaklı olduğunu kaydeden Türk, şöyle dedi: “1990’dan 1994’e varan süreçte çok yoğun baskıların olduğu dönemlerdi. Cizre’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de ve birçok yerde insanlar katledildi. Sonuç olarak baskılar gerçekten insanları ne özgürlük mücadelesinden ne de Newroz bayramını kutlamaktan alıkoymadı. O dönemlerde on binler katılıyordu, zaman içinde bu sayı yüz binlere ve milyonlara çıktı. Bu şekilde Newroz’u engellemek, baskı ile toplumu susturmanın mümkün olmadığını görüyoruz. Zaman zaman toplum baskılardan dolayı kendini geri çekmiş olabilir ama düşüncelerinden, inançlarından ve özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmez.” 
 
Newroz kutlamalarının yasaklanmasının doğru olmadığını ve bu uygulamanın kutlamaları engellemeyeceği vurgusunda bulunan Türk, “Newroz’un yasaklanması ve izin verilmemesi toplumda tepkinin oluşmasına neden oluyor. Siz yasakladığınız zaman insanlar Newroz’u kutlamaktan vazgeçmiyor. Bu Newroz’dan vazgeçiş değildir. Demokrasiye inanan ülkelerde, baskı rejimi sonucunda toplumu sindirmenin, susturmanın, geleceği açısından tehlikeli ve toplumu çürüten bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz” diye belirtti. 
 
Toplumların kendilerini özgürce ifade edebildiği vakit demokratik anlayışın daha da güçlü bir hal alacağını söyleyen Türk, şöyle devam etti: “Ancak bugün demokratik talepler ve meşru haklar bile yasaklanıyor. Neredeyse düşüncenin suç olduğu bir dönemi yaşıyoruz. 93 ve 94’lü yıllarda da benzer uygulamalar gördük. Bu uygulamaların sonuçta topluma zarar verdiğini, asla sorunları çözmediğini gördük. Yine baskı ve sindirme politikalarıyla toplum susturulmak isteniyor. Geçmiş deneyim ve yaşadıklarımızdan bunun hiç bir yararının olmadığını biliyoruz. 2018 Newrozu da büyük bir coşkuyla kutlanacaktır. 2018 Newrozu’na büyük bir katılım olacak. Çünkü geri adım atma veya bu isteklerini yerine getirmeme konusunda eksiklik veya korku olduğu zaman toplum üzerinde baskının artmasını da beraberinde getirir. Özellikle 21 Mart Diyarbakır Newrozu’nda önceki yılları aşan bir coşkuyla kutlanmasını bekliyoruz. Halkımızın bu şekilde Newroz’u kutlayacağını biliyoruz.”