Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet İnsel,  Yüzde On Mecmuası'nda yer alan "Türkiye 'Erdoğanizm'e hazır mı?" başlıklı yazısında, pazar günkü seçimde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın arzuladığı meclis çoğunluğuna sahip olması durumunda, gündeme "Erdoğanizm" diye yeni bir kavramın gireceğine dikkati çekti. Rusya'da Putin'in konumuna dikkatleri çeken İnsel, "Purinizmin önemli temalarından birinin muhalefeti darbe hazırlığı içinde olmakla suçlayarak, ona yönelik ağır baskıcı uygulamaları meşru ve gerekli göstermek olduğunu belirtti.

İnsel'in, "7 Haziran seçimleri Rusya'da yürürlükte olan Putinizmin yerli versiyonunun miladı olabilir mi?" diye sorduğu ilgili yazısı şöyle:

Bunun yeterli olmasa da gerekli koşulu, artık herkesin bildiği gibi, Halkların Demokratik Partisi'nin yüzde on barajını geçememesi ve seçim sonrasında artık iyice Erdoğan Partisi meclis grubuna dönüşecek olan AKP'nin elli civarında milletvekiline el koymasıdır. Bugüne kadar Türkiye'de otoriterizmin yeniden yükselişini tarif ederken kullanmadığımız bir terim, eğer Tayyip Erdoğan arzuladığı meclis çoğunluğuna sahip olursa, gündemimize gelecek: Erdoğanizm.

Bu terim Rusya'daki otoriter rejimin şahsileşmesiyle birlikte kullanılmaya başlanan Putinizmden esinleniyor. Putinizmin ne olduğunu, çok uzağa gitmeden, son birkaç haftada Rusya'da yaşanan gelişmelerle açıklamak mümkün. Mayıs ayının son haftasında Rusya devlet başkanı Vladimir Putin bir yasa yürürlüğe koydu. Bu yasaya göre, faaliyetleri Rusya'nın anayasal temellerine, ülkenin savunma kapasitesine veya hükümetin güvenliğine karşı tehdit oluşturan her STK 'istenmeyen kuruluş' ilan edilecek. 'İstenmeyen' damgasını yiyen bu STK'lar, savcılık kararı ve Dışişleri Bakanlığı onayıyla kapatılabilecekler. Bu STK'ların çalışanları altı yıl hapis cezası talebiyle yargılanabilecek ve ülkeye girişleri yasaklanabilecek. Banka hesaplarına el konacak ve medyaya her türlü ulaşımları engellenebilecek.

PUTİNİZMİN YAPTIKLARI ÇOK TANIDIK

Bu yasayı yürürlüğe koymaması için AGİT temsilcileri Putin'e acil çağrıda bulundular ama çağrı sonuçsuz kaldı. 'İstenmeyen' ifadesinin muğlaklığı her türlü kullanıma açık kapı bırakıyor. Yasanın oylandığı Rusya Senato'sunun başkanı ise STK'ların 'egemen devletlerin işlerine karıştıklarını', 'yasal yönetimlere karşı darbe hazırladıklarını' iddia e

diyor. Senato başkanının dile getirdiği tehlike bize hiç yabancı değil: Muhalif STK'ların Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi veya Ukrayna'da ayrılıkçı iç savaşı desteklemesini eleştirmesi. Bunun Ukrayna'da olduğu gibi Rusya'da da bir meydan hareketi başlatma girişimi olduğunu Putinizmin destek güçleri iddia ediyorlar. Görüldüğü gibi, Putinizmin önemli temalarından biri muhalefeti darbe hazırlığı içinde olmakla suçlayarak, ona yönelik ağır baskıcı uygulamaları meşru ve gerekli göstermek. Gayet tanıdık temalar.

PUTİN STK'LARI AJAN İLAN ETMİŞTİ

Bu tavır yeni değil. Bundan üç yıl önce, Putin yurt dışından mali destek alan STK'ları 'siyasal amaç güden yabancı ajanları' ilan etmişti. Bu STK'ların İçişleri Bakanlığı'nda ayrı bir listede kaydının tutulması kararı almıştı. Bugün 60 civarında STK İçişleri bakanlığının 'yabancı ajanları' listesinde yer alıyor. Yolsuzlukların ortaya çıkarılması için mücadele eden Transparency International veya seçim hilelerinin dökümünü yaparak, bunları teşhir eden Goros Derneği bu listede yer alıyorlar. Bu haberin yer aldığı Le Monde gazetesinde, Sovyetler Birliği döneminde Gulag toplama kamplarında yapılanların unutulmaması için Perm kentinde bir müze açan Perm-36 derneğinin de 'yabancı ajan' damgası yediğini bildiriyor. Putinizm için Sovyetler Birliği de Büyük Rusya tarihinin şerefli bir dönemi artık.

İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütüne göre, Putinizmin geçtiğimiz günlerde çıkardığı yeni yasa, insan hakları mücadelesi yürüten Rus militanları uluslararası destekçilerinden ve ilişkilerinden bütünüyle izole edip, etkisiz kılmayı amaçlıyor. Bunu elbette yabancı güçlerin Rusya'nın iç düşmanlarını destekleyerek, darbe teşebbüsünde bulunmalarını etkisiz kılmak adına yapıyor Putinizm.

Türkiye'de otoriter demokrasinin Putinizmin en anlamlı örneklerinden biri olduğu "demokratur"a yani demokrasi ile diktatörlüğün iç içe geçtiği bir rejime dönüşmesinin adı olacaktır Erdoğanizm. Eğer seçmenler Pazar günü buna izin verirlerse…