Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yüksek kar vaadiyle sanal hayvan satan ve yüzlerce kişiyi mağdur eden Çiftlik Bank ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Urugay’da olduğu öne sürülen Çiftlik Bank CEO’su Mehmet Aydın’ın iadesinin isteneceğini ifade ede Gül, "Çiftlik Bank kurucusunu geri isteyeceğiz" açıklamasında bulundu.

Mehmet Aydın, internet üzerinden yüksek kar vaadiyle sanal hayvan satan 'Çiftlik Bank'ı kurmuştu. Aydın, 80 bin kişiden topladığı 511 milyon TL ile sırra kadem bastı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün açıklamaları satır başlarıyla şöyle:

ÇİFTLİK BANK SORUŞTURMASI

Yargı, bu Çiftlik Bank vakası üzerine titizlikle gitmektedir. Bu hususta vatandaşlarımızın daha duyarlı olması, özellikle sanal ortamlardan dolandırıcılığa bir takım kişilerin tevessül ettiğini görüyoruz.

İstanbul Anadolu Başsavcılığı, bu Çiftlik Bank'ın bulunduğu yerlerin yaptığı soruşturmalar da var ama merkezi İstanbul'da olduğu için Anadolu Savcılığı soruşturmayı yürütüyor. Her türlü çalışmalar yapılıyor.

Öncelikle bizim çok uyanık, titiz olmamız gerekiyor. Bu tip sanal ortamlar, bir anda türeyip de vatandaşlarımızın iyi niyetlerini sömürenlere izin vermemek lazım. Burada hukuken kayyum boyutu, uluslararası hukuk boyutunda neler yapılabilir yargı makamlarımız gereğini yapıyor.

Şikayete konu olunca, çıkış yasağı konuldu. Şikayetler olunca konu yargıya intikal etti. Yurt dışı yasağı konulunca da ilgili kişinin dışarıda olduğu anlaşıldı. İlgili bakanlıkların çalışmaları sürüyor. Yargı mensuplarımız, savcılarımız konuyu titizlikle takip ediyor. İlgili kişinin Türkiye'ye iade konusunda da ne gibi imkan varsa savcılarımız gerekli takibatı yapıyorlar.

‘CEZAEVLERİNİN YARISI HIRSIZLIK VE UYUŞTURUCU SUÇLULARIYLA DOLU’

Türkiye'de 5 bin 469 kişi dolandırıcılıktan, hırsızlıktan 41 bin 434 kişi cezaevinde olan kişi sayısı. Uyuşturucuda çok yoğun bir şekilde hem cezaları hem de uygulamaları artırdık. Uyuşturucu suçlarından dolayı cezaevlerinde 51 bin 359 kişi var. Cezaevinin neredeyse dörtte biri uyuşturucudan, hırsızlık ve yağmayı koyduğumuzda yarısı bu suçlardan dolayı cezaevinde.

‘AF GÜNDEMDE YOK’

Hiçbir hükümet cezaevlerinin dolu olmasını arzu etmez. Biz isteriz ki hiç kimse tutuklu olmasın, mahkum olmasın. Ama bir realite var. Bizim cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayılarının artmasının temel nedeni, AK Parti hükümetlerinin öncesinde aflar ve bir takım uygulamalar nedeniyle farklı infazlar vardı. Daha önce bir cezanın infazıyla ilgili, 2005'ten sonra AK Parti hükümeti, daha önce yüzde 40'ını yatınca çıkabiliyordu, bu yüzde 66'ya çıkarıldı. Dolayısıyla bunun getirmiş olduğu, iki cezalar çok artırıldı. Vatandaşımızın malına, canına, hayat hakkına kim kastediyorsa cezaların artırılması, uyuşturucu, hırsızlık gibi vatandaşımızı mahallede hangi konu rahatsız ediyorsa, bunlara tahammül gösterilmiyor. Bunlardan dolayı cezaevlerinde bir artış var. Hükümetimizin gündeminde her hangi bir şekilde af bulunmamaktadır.

SARI TAKSİ - UBER TARTIŞMASI

Öncelikle şunu ifade etmem lazım. Adalet bir lütuf değildir, yargı organları ve bu mekanizmada bulunan herkesin neyi hak ediyorsa vermesi, görevidir. Vatandaşların ve tüzel kişiliklerin de hukuk sistemine uyması bir lütuf değildir. Bir hukuk sistemine tabiyseniz bunun gereğini yapacaksınız. Aksi takdirde hukuk devleti olmaz, anarşi, keyfilik olur. Bir başka vatandaşın hakkına tehdit oluşturur. 'Şöyle yaparım, böyle yaparım' gibi açıklamalar hukuk devletinde tasvip edilemez. O beyanlardan çok bilgim yok, genel ifadeyle söylüyorum. Bu konuda suç teşkil eden husus varsa, savcılarımız gerekli çalışmayı yapmışlar ya da yapacaklardır. Bu konu yargının kendi takdirinde. Diğer husustaki tartışmalar da (Uber-Sarı taksi) çok yoğun bir şekilde arttı. İlgili bakanlıklarımız, hem ulaştırma hem Ticaret bakanlığımız takip ediyor. Açılan bir dava devam ediyor, benim bir şey söylemem de nezaket olarak etik olarak uygun olmaz. Dolayısıyla hükümetimiz, ilgili bakanlarımızla, vatandaşlarımızın hayatını ilgilendiren boyutuyla ilgileneceğiz. İstenmeyen görüntüler oluşuyor, hukuk dışı görüntüler kabul edilemez. Bir haksızlık varsa, yasa dışılık varsa gereğini yapacak ilgili mercilerdir. Bir haksızlık varsa ilgili makamlara şikayet edilir, kimse kendiliğinden 'Ben bir haksızlık gördüm, elimle düzelteyim' şeyine giremez. Ben akıllı telefonla bu tip ulaşım hizmetini kullanmadım ama etrafımda kullananlar oldu.

‘MAGANDALARLA İLGİLİ BİR DÜZENLEME ÇALIŞMASI YAPILIYOR’

Bazı görüntüleri trafikte görüyoruz, yolu kesiyor, silahını gösteriyor ya da düğünlerde bir takım maganda görüntüleri görüyoruz. Bir kadın sürücü, magandalar makas atıyor, yeri geliyor el freni çekip önünde duruyor; bunlar hayatı tehlikeye atacak davranışlar. Bu tür uygulamalarla ilgili de bir düzenleme düşünüyor, çalışıyoruz. Magandalara, vatandaşlara havai fişek veya kuru sıkı tabancayla vatandaşlarımızı rahatsız eden, yaşam tarzını tehdit edenlerle gili hem akademisyen görüşleri hem de ilgili birimlerimiz bir çalışma içerisinde. Ek tedbirler ve daha caydırıcı hükümler üzerine arkadaşlarımız çalışıyor. 

TUTUKLAMALAR

Tutuklama şartları ağırlaştırıldı. Eskiden toplumda infial yaratan fiiller tutuklama sebebiydi, bunlar kaldırıldı, tutuklama zorlaştı. Bazı vakalar meydana geliyor ve gerçekten toplumda infial yaratıyor. Bu sefer de 'Niye tutuklanmıyor?' Bu elbette bir iradedir, bu konuda eskiye dönüş, gerçekten tutuklama daha da kolaylaştırılabilir. Ama orada da 'Tutuklamalar artırıldı, herkes tutuklanıyor'. Eskiden toplumda infial oluşturan olaylar tutuklama nedeni oluşturuyordu, AB kapsamında 'tutuklama istisnadır' diye düzenleme yapıldı. Böyle olunca savcıların istemleri ve mahkemelerin tutuklama kararları daha farklı olabiliyor. Bu konuda da vatandaşların talepleri ve uygulamalar gözden geçiriliyor.

BOOKİNG.COM

Ekonomi Bakanlığımız konuyu yakinen takip ediyor, yargı süreci de devam ediyor. Elbette ticari hayatın, rekabetin önemli olduğunu düşünüyoruz. Turizme de canlılık katan bir konuydu. İlgili bakanlığımız konuyu takip ediyor, serbest rekabet ortamı önemlidir, doğrudur ama hukuk çerçevesinde de rekabetin haksızlığa uğramaması gerekiyor.

WİKİPEDİA GİBİ KAPATILAN İNTERNET SİTELERİ

Elbette enformasyon, erişim, ulaşım herkesin temel hakkı aynı zamanda. Ama burada haberleşmeyle, devletin ya da ülkenin ulusal çıkarlarını da dikkate alan bir çalışma yapmak lazım. Bu bir mahkeme kararıyla yapıldı. Biz de hükümet olarak bu meselelerle gündeme gelmek istemeyiz. Ama, ilgili kurumların da Türkiye'yi töhmet altında bırakan, tanımayan bir algı oluşturacak fiillere girince de her ülkenin egemenlik hakkıdır, bunu da yargı makamları kullanıyor. Dolayısıyla şirketler bunu telafi ederse, bizim de ümidimiz odur, bunun mahkemelere yeniden müracaat ederek erişime açılması mümkündür.

GAZETECİLERİN, AKADEMİSYENLERİN TUTUKLULUĞU, ŞAHİN ALPAY'IN TAHLİYESİ

Öncelikle şunu ifade etmek lazım. Hem Anayasa Mahkemesi hem ilk derece mahkemeleri, anayasa ve kanunlarca kurulan görev ve yetkileri belirlenen mahkemeler. Dolayısıyla tüm mahkemelerin ve vatandaşların hukukun itibarını korumak görevidir. Burada anayasanın 153. maddesi gayet açık: 'Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme, yargıyı bağlar'. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararının bağlayıcılığı konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Bu kararda iki noktayı tespit etti Anayasa Mahkemesi. Birincisi; bir hak ihlali tespit ettiğinde, sadece tahliyeyle sonuç ortadan kalkar diye bir tespite gitmiyor.

Yerel mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi ama ihlalin ortadan kalkmadığı yönünde bir karar verdi. Yani diyor ki: 'Sen tahliye ederek bu ihlali ortadan kaldırırsın'. Dolayısıyla mahkeme de tahliye ederek bu karara uymuştur. Elbette Anayasa Mahkemesi bir nihai yargılama kararı vermiyor, tutukluluğa ilişkin bir tespit yapıyor. Bir kişinin suçlu mu, suçsuz mu olduğuna ilişkin kararı, şu an yargılamayı yapan mahkeme, istinaf ve Yargıtay verecektir. Anayasa Mahkemesi bir ihlali tespit etmiştir, yargılamayı yapan mahkemede uymuştur. Türkiye'de hukuk sistemi işlemektedir.