AB raporunda yolsuzluk iddialarının soruşturulması için siyasi istek olmadığı belirtildi.

MİT’e verilen yetkiler eleştirildi. Gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanımının devam ettiği vurgulandı.

17-25 Aralık soruşturmalarının ardından yapılan atama ve görevden almaların toplumu kutuplaştırdığına işaret edilen 2014 yılı AB İlerleme Raporu’nda sivil toplum örgütleri arasında da ayrımcılık yapıldığı belirtildi.

TÜRGEV gibi yolsuzluk iddialarıyla adı anılan örgütlerin adı raporda yer almadı ancak eleştiri yöneltildi. Anayasa Mahkemesi’nin son kararları için raporda “Türk anayasa sisteminin direncini göstermiştir” değerlendirmesi yapıldı.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun bugün açıkladığı raporda sivil toplum örgütlerine yönelik özellikle hesap denetiminde “orantısız devlet gözetimi” olduğu anımsatılırken, diğer sivil toplum örgütlerine farklı uygulama yapıldığına işaret edildi. Sivil toplum örgütlerinin denetiminin sadece İçişleri Bakanlığı’na bağlı tek bir birim tarafından yapılması eleştirildi.

Hükümetin sivil toplum örgütlerine desteğinin yeterince şeffaf ve kurallı olmadığı belirtilerek, vergiden muafiyet ve kamu yararı statüsünün Bakanlar Kurulu tarafından açık olmayan kriterlerle sınırlı sayıda kuruluşa verildiği belirtildi. Raporda sivil toplum örgütlerinin teşvik edilmemesi eleştirildi.

‘CEZA YASASININ ETKİNLİĞİ AZALIYOR’   

Raporda, adalet sisteminde peş peşe ve ilgililere danışılmadan yapılan düzenlemelerin, “ceza yasasının etkinliğini daha da azaltma riski” taşıdığı belirtildi.

MİT YASASI AB STANDARTLARININ TERSİNE        

MİT’e dinleme kayıtları ve izleme konusunda nisan ayında yargı kararı olmaksızın verilen soruşturma yetkisi için raporda “Avrupa standartlarının tersine gidiyor” tanımlaması kullanıldı.

“Komisyon hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusundaki ciddi kaygılarını birçok defa vurguladı” denilen raporda, olumlu olarak vurgulanan tek unsur ise çözüm sürecine dair kabul edilen yasa oldu. Bununla ilgili olarak raporda, “11 Haziran’da kabul edilen yasa barış sürecini güçlendirdi ve istikrar ve insan hakları alanında koruma için olumlu katkı yaptı” ifadeleri kullanıldı.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE, KARARLARI İÇİN ÖVGÜ

Raporda Anayasa Mahkemesi’nin YouTube, Twitter yasakları ve Hrant Dink gibi önemli davalarda önemli kararlara imza attığı belirtildi. Raporda, “Bu kararlar Türk anayasa sisteminin direncini göstermiştir” denildi.

GEZİ POLİSLERİ’ HEMEN CEZALANDIRILMALI               

Raporda, Gezi protestolarının adını kullanmak yerine 2013 Haziran ve Temmuz ayındaki gösteriler olarak belirtilen olaylarda aşırı göz yaşartıcı gaz kullanan polis için “tutarlı ve hemen cezalandırılmalı”  ifadelerine yer verildi.

Gösteriler ve gözaltılar sırasında aşırı güç kullanımının devam ettiğinin belirtildiği raporda, “Türkiye’nin gösteriler sırasında orantılı güç kullanımı için açık ve bağlayıcı kurallar benimsemesi” gerektiği belirtildi.

Bu kuralların da Avrupa Konseyi’nin İşkenceyi Önleme Komitesi tavsiyeleri ve AİHM kararlarıyla uyumlu olması gerektiği kaydedildi. Raporda ayrıca yasa uygulayıcılarla ilgili “hızlı, derinlemesine, bağımsız ve etkili soruşturma” eksikliğinin devam ettiği belirtildi.

ALİ İSMAİL DAVASI RAPORDA     

Raporda, 7 kişi ve bir polisin ölümü ile neticelenen Gezi hadiseleri soruşturmalarının delillerin kaybolması gibi sorunlar ve engellemelerle karşılaştığına işaret edildi. Cinsel taciz vakalarının da araştırılmadığına işaret edilen raporda “delillerin kaybolduğu” soruşturmaya Ali İsmail Korkmaz davası örnek gösterildi.

ADİL YARGILAMA HAKKI   

Pınar Selek davasına da atıf yapılan raporda, mahkemenin 16 yıldır sürdüğünü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan makul bir süre içerisinde adil yargılama hakkının bu dava ile tekrar gündeme geldiğini ifade edildi.

ROBOSKİ İÇİN SORUŞTURMA GEREK   

Uludere’de ölen 34 kişi için Genelkurmay Başkanlığı’nın kovuşturmaya izin vermediğinin anımsatıldığı AB raporunda, “Bu ölümlerle ilgili acil olarak etkili soruşturmaya ihtiyaç vardır” ifadeleri yer aldı.

SANSÜR VAR, GAZETECİLER HEDEFTE  

İnternet de dahil olmak üzere ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlandığının ifade edildiği raporda, Youtube ve Twitter yasaklarının ciddi endişe yarattığı belirtildi. Gazetecileri hedef alan siyasilerin açıklamalarının ve kritik gazetecilere karşı başlatılan süreçlerin, medya sektörünün sahiplik yapısıyla beraber otosansüre neden olduğu belirtildi.

ANAYASA İÇİN ÇAĞRI   

Raporda “Genel olarak anayasa reform süreci askıya alındı. Türkiye’nin daha da demokratikleşmesi için; güçler ayrımı ve geçerli kontrol ve özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve azınlıkların haklarını da kapsayan, insan haklarına saygıyı dengeleyen garantiler için, anayasa değişikliği en önemli süreçtir” değerlendirmesi yapıldı.

KÖŞK YOLUNDA ERDOĞAN’A AVANTAJ      

AGİT’in Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dair gözlemlerinin yer aldığı raporda fazlasıyla taraflı medyanın “Erdoğan’a belirgin avantaj” sağladığı tespitine de yer verilirken, kampanyanın anahtarı konumundaki finansmanı, kapsamlı raporlama, şeffaflık ve hesap verilebilirliği kısıtlayan yasaklar konusunda geliştirilmesi gerektiğine işaret edildi.

Cumhuriyet'in haberine göre, raporun diğer başlıkları şöyle:

2010’DAN BERİ İLERLEME YOK

2010’daki anayasa değişkiliklerinden bu yana beklemede olan kişisel veriler, askeri adalet, cinsiyet eşitliğini geliştirecek yasaların çıkartılmasında ilerleme yaşanmadı.

YEREL SEÇİMLER

Birçok şehirdeki yolsuzluk iddialarına yönelik protestolar nedeniyle seçim kampanyaları kutuplaşmış ve gergindi. Birçok belediyede seçim sonuçlarına itiraz edildi ve başvurular sonucunda 13’ünde seçim sonucunda değişiklik oldu.

DENETİM YOK

Seçim kampanyaları, kampanya bütçeleri, bağışlar ve adayların mal varlıkları için denetim, yeterli yasal ve kurumsal yapı olmadan gerçekleşti.

BAŞBAKAN, SEÇİMDE YETKİLERİNİ KÖTÜYE KULLANDI

Cumhurbaşkanlığı kampanya süreci devlet kaynaklarının, Başbakan’ın (Erdoğan) yararına ve taraflı medya sunumu ile kötüye kullanımı konusunda endişeleri artırdı. Türkiye bu konuda Avrupa Konseyi’nin ve AGİT’in tavsiyelerini dikkate almalı Kutuplaşmanın semptomu (Yerel seçimlerdeki) Geçici sonuçlara rekor sayıdaki itirazlar ülkedeki kutuplaşmanın semptomuydu.