ABD’nin 2014’e kadar Suriye politikasındaki en etkili isimlerinden olan eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, Al Jazeera’nin sorularını yanıtladı. Ford, PYD'yi, "Yeni bir halifelik kurma çağrısı yapmıyorlar, Nusra gibi gruplarla işbirliği yapmıyorlar," diyerek tanımlarken; ABD'nin PYD'ye yardımı için de, "ABD Kürtleri sevdiği için değil, IŞİD’le savaşacak bir milis grup bulduğu için destek veriyor," dedi. PYD'nin PKK ile aynı şey olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Ford, "Amerikalı yetkililerin PYD’nin PKK olmadığını söylemesinin bir safsata" olduğunu savundu.

Al Jazeera'den Ece Göksedef'in sorularını yanıtlayan Ford'un, "ABD’nin PYD’ye verdiği destek Türkiye ile ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor. Sizce bu bir hata mı? Amerika’nın bölgedeki en güçlü müttefiklerinden Türkiye’nin tavrı karşısında ne yapması gerekirdi?" sorusuna verdiği yanıt şöyle:

"Dürüst olmam gerekir. Türkiye IŞİD konusunda yardımcı olabilecek bir rol oynamadı. Amerikalılar PYD’ye Kürtleri sevdiği için ya da PYD’yi sevdiği için yardım etmeye başlamadı. Eminim, sizi temin ederim, Washington’a gidip ‘PYD neyin yerini tutuyor?’ diye yetkililere sorarsanız, bilmezler. Hiçbir fikirleri yok.

Bildikleri şey; IŞİD’e karşı savaşan bir milis grup var. Böylece Amerikalılar gidip savaşmak durumunda kalmıyor. Suriyeliler savaşıyor, bu olayda Suriyeli Kürtler… Ve yeni bir halifelik kurma çağrısı yapmıyorlar, Nusra gibi gruplarla işbirliği yapmıyorlar. Ahrar-ı Şam gibi gruplar Nusra gibi örgütlerle işbirliğine gittiğinde, Washington’daki yetkililer için bu şeytanla anlaşma yapmak anlamına geliyor. El Kaide Amerikalılar için bir şeytan. Yani, Suriye muhalefetindeki gruplar, PYD değil, Nusra ile bir şekilde işbirliği yapan diğerleri, Amerikalıların gözünde anında şüpheli konumuna düşüyor. PYD’nin böyle bir sorunu hiç olmadı.

PKK ile ilişkisine gelirsek, Amerikalı yetkililer ‘PYD, PKK’nın resmen bir parçası değil’ diyeceklerdir. Amerikalı yetkililerin PYD’nin PKK olmadığını söylemesi bence bir safsata. Yani bu, ciddi olmadıkları bir sözlü savunma. Söylersiniz ama aslında doğru değildir ve dinleyen herkes bunun doğru olmadığını bilir.

Washington’da bir iş arkadaşım var. Mayıs-Haziran aylarında Kobani ve Kamışlı’ya gitti. Duvarlarda, ofislerde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları olduğunu söyledi… Amerikalı yetkililerin PKK’nin PYD ile bağı olmadığını söylemesi bir safsata.

Amerikalılar için El Kaide ve IŞİD gibi grupların çok yakın tehlike olarak görüldüğünü hatırlayın. New York’tayız, 11 Eylül’deki Dünya Ticaret Merkezi saldırısı hâlâ bizimle. Amerikalı yetkililer buna bakıyor ve ‘Bu Kürt savaşçılar, bize 11 Eylül’de bunu yapan insanlarla savaşıyorlar’ diyor. Bence bunun Türkiye’de ve Suriye’de sorun yarattığını görüyorlar. Ancak hem Türkiye hem ABD için, herkes için en büyük ve en yakın tehlikenin bombalarıyla Suriye’den çıkan ve İstanbul’a, New York’a binaları patlatmaya gelen radikaller olduğu görüşündeler."

Söyleşinin tamamı için tıklayınız