AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Brüksel'de AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler hakkında açıklamalarda bulundu.

Çelik, görüştüğü AB yetkililerini kastederek, "Brüksel'deyim ve muhataplarıma şunu söylüyorum: Gelin 23. (Yargı ve Temel Haklar) ve 24. (Adalet Özgürlük ve Güvenlik) fasılları açalım. Türkiye, demokratik değerlere sahip çıkma, bu konuda kendisini ilerletme bakımından bu öz güvene sahiptir." dedi.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, temaslarda AB Dış Politika ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ve komisyonun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu üyesi Johannes Hahn ile görüşmesi sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler hakkında da açıklamalarda bulunan Çelik'in konuşmasından satırbaşları şöyle:

İnsani ve vicdani olarak dünyanın yapması gereken işi Türkiye'nin tek başına yapmasının ne kadar önemli olduğunu gördük. Avrupa'da ırkçı, aşırı sağcılarının bu konuyu istismar etmesi Türkiye tarafından önlenmiştir. Aşırı sağcı partiler ve ırkçılar göçmenler üzerinden büyük bir dalga yaratmaya çalışarak Avrupa siyasi haritasını işgal etmeye çalışıyorlardı. Türkiye'de bire bir anlaşması yapılınca bu aşırı sağcıların ellerindeki argümanlar alındı. En son Fransa seçimleri bu aşırı sağcılarının daralmasını gösteriyor.

Muhtemelen NATO Zirvesi bağlamında Brüksel'de Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın (AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude) Juncker ve Sayın (AB Konseyi Başkanı Donald) Tusk arasında bir görüşme düşünülüyor. Bunun gerçekleşmesi halinde arkasından bir zirve planlaması içerisine girmeyi değerlendiriyoruz. Tabi bu zirveyle ilgili nasıl bir pozitif ajanda ve gündem oluşturabileceğimiz konusunda biz önemli bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmayı da muhataplarımızla paylaşacağız.

'GELİN 23. VE 24. FASILLARI AÇALIM'

Türkiye'de yüzde 85'lik katılımla ortaya çıkan bu tablo Türkiye'nin demokratikliğini gösterir. Terör tehlikesi altındaki bir ülkeyiz. Bir darbe tehlikesi geçirdik. Bütün bu eleştirilere rağmen, karşı karşıya bulunduğumuz risklere rağmen Brüksel'deyim ve muhataplarıma şunu söylüyorum: Gelin 23. (Yargı ve Temel Haklar) ve 24. (Adalet Özgürlük ve Güvenlik) fasılları açalım. Türkiye, demokratik değerlere sahip çıkma, bu konuda kendisini ilerletme bakımından bu öz güvene sahiptir.

Muhataplarımızdan şunu anlamasını bekliyoruz: Bir yandan güney sınırlarımızda PKK, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle yoğun bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan üzerinden henüz bir yıl geçmemiş olan FETÖ'nün gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimi sonrası ortaya çıkan mücadele, tehdidin sürekli devam etmesi nedeniyle aynı şekilde sürüyor. Buna rağmen Türkiye, bütün bu Avrupa'daki aşırı sağcıların ve bizi yeterince anlamamakta direnen dostlarımızın haksız eleştirilerine rağmen bu demokratik gücünü ve kapasitesini korumaktadır. Onlara bir kere daha 23. ve 24. fasılları açmamız gerektiğini ifade ettim. Dolaysıyla Türkiye'nin bu tavrının iyi okunması gerektiğini ortaya koydum.

AB'den yakın zamandaki beklentilerimizin başında Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinin bir an önce başlatılması var.

'HAHN, TÜRKİYE İLE MÜZAKERELER DONDURULSUN DEMEDİĞİNİ SÖYLEDİ'

Genişleme Komiseri'nin (Johannes Hahn) faaliyet alanına girmeyen konularda açıklama yapılması, misyonun dışına çıkan, Türkiye'yi rahatsız edecek açıklamalar yapılmasından rahatsızlık duyduğumuzu ifade ettik. Genişleme Komiseri bütün siyasi değerlendirmelerin dışında makul ve dengeli bir retorik kullanmalıdır. Sayın komiser zaman zaman bunun dışına çıkıp Türkiye'yle ilgili ileri giden değerlendirmelerini okuyoruz. Kendisi "Türkiye ile müzakerelerin dondurulsun" diye bir söz sarf etmediğini söyledi. Biz de kendisine kamuoyuyla paylaşırken daha dikkatli, dengeli bir dil kullanmasının gerekli olduğunu ifade ettik.