94 belediyesine kayyım atanan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet ArslanCHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden uzaklaştırılması ve CHP’li belediyelere operasyon yapılacağı yönündeki iddiaları değerlendirdi.

Gazete Karınca’dan Bekir Avcı’nın haberine göre, ana muhalefeti DBP’li belediyelere kayyım atandığı dönemde sessiz kalmakla için suçlayan Arslan, “DBP’nin 94 belediyesine kayyum atanırken bir tek cümle sarf etmeyen ana muhalefet partisi, sessiz kaldığı için bugün kendisine yönelik müdahaleye de açık bir kapı bıraktı” dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Diğer partiler sorunlu belediyelerine müdahale etsin, yoksa gereğini yaparız” çıkışının ardından bakanlık ‘kıskacına’ alınan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyelerinde görevden almalar başladı.

İlk olarak Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılırken, kimi belediyelere de ‘operasyon’ gündemde.

CHP bu durumu ‘irade gaspı’  ve ‘hukuksuzluk’ olarak nitelendiriyor.

94 belediyesine kayyım atanan, eş başkanları ve yöneticileri tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’a göre ise bugün bu duruma gelinmesinin nedenlerinden biri de CHP’nin vakti zamanındaki duyarsızlığı ve sessizliği.

DBP’nin, bir yılı aşkın süredir belediyelerine atanan kayyım icraatlarına ilişkin hazırladığı ve 11 Aralık’ta açıkladığı kapsamlı raporun ardından konuştuğumuz Mehmet Arslan, halkçı belediyecilik anlayışlarından dolayı hedef alındıklarının ifade etti.

Kayyım atamalarının esas olarak DBP’nin belediyecilik ve siyasi anlayışına karşı yapılmış ‘bir darbe’ olduğunu savunan Arslan, “DBP tasfiye edilmek isteniyor. Kayyımlar da bunun bir parçası” dedi.

Arslan, CHP’li belediyelere yönelimi ise bir ‘hatırlatma’ ile değerlendirdi.

Arslan’a göre “DBP’nin 94 belediyesine kayyım atanırken bir tek cümle sarf etmeyen ana muhalefet partisi, Kürtlere yönelik geliştirilen antidemokratik saldırılara sessiz kaldığı için bugünkü müdahaleye açık bir kapı bıraktı”.

DBP Eş Genel Başkanı Arslan’ın konuya dair açıklaması şöyle:

“DBP BELEDİYELERİNE KAYYIMLAR ATANIRKEN DEFALARCA ÇAĞRI YAPTIK”

Biz DBP belediyelerine kayyımlar atanırken, eş başkanlarımız ve yöneticilerimiz tutuklanırken defalarca çağrı yaptık. Kürt sorunu üzerinden bu tasfiye girişimine karşı yaşanan sessizliğin, yaşanan duyarsızlığın aslında Türkiye’yi bütünen bu korku atmosferine hapsedeceğini, Türkiye’de bir korku imparatorluğu kurulacağını, Kürtlerin özgür olmadığı ve demokratik haklarından faydalanmadığı bir ortamda hiçbir halkın, hiçbir kesimin demokrasiden ve insan haklarından payına düşeni alamayacağını ifade ettik.

“KİMSE KÜRTLERE YÖNELİK SİYASİ SOYKIRIM OPERASYONLARINDA HÜKÜMETİ ELEŞTİRMEDİ”

Ne yazık ki 102 belediyemizden 94’üne kayyumlar atandı. Belediye başkanlarımız tutuklandı. Ve ne yazık ki Türkiye’de kimse Kürtlere yönelik, DBP’li belediyelere yönelik yaşanan bu siyasi soykırım operasyonlarına karşı hükümete bir cümle eleştiride bulunmadı.

CHP’li Ataşehir belediye başkanı İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla belediye başkanlığı görevinden alındı. Biz seçim yoluyla gelen tüm seçilmişlerin, belediyelerin, yaşadıkları yerellerin en büyük iradesi olarak ele alınması gerektiğini, halk iradesi olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade ediyorduk. Bu, Türkiye anayasası ve yasalarına göre de böyledir. Bu belediye başkanlarının eğer içerisine girmiş oldukları yolsuzluklar, hukuksuzluklar varsa kuşkusuz bunlar raporlarla belgelenmeli ve yargı süreci başlatılmalıdır. Ama bir belediye başkanı eğer halk tarafından seçilmişse o belediye başkanının görevden alınmasının da seçimle, halk iradesi ile olması gerekiyor.

“AKP’NİN BELEDİYELERE YÖNELİK GELİŞTİRDİĞİ YÖNTEM ANTİDEMOKRATİKTİR”

AKP’nin belediyelere yönelik geliştirdiği yöntem, gaspçı, talancı ve antidemokratiktir. Bunların bizler açısından hiçbir meşruiyeti yoktur. Ne yazık ki bizim 94 belediyemize kayyum atanırken bir tek cümle sarf etmeyen CHP Genel Başkanı, bugün Ataşehir belediye başkanının görevden alınmasını –ki tutuklanmamıştır bile- bir irade gaspı olarak tanımlamakta, halkın ‘iradesine sahip çıkması’ gerektiğini ifade etmektedir.

“HALK İRADESİ DEDİĞİMİZ OLGU, KÜRT’E TÜRK’E AYRI ANLAMLAR ATFETMEMELİDİR”

Bugün bu ülkede halk iradesi dediğimiz olgu, Kürt’e Türk’e ayrı anlamlar atfetmemelidir. İrade gaspı irade gaspıdır. Bu tüm kimlikler için geçerlidir. Ne yazık ki Türkiye’deki ana muhalefet partisi Kürtlere yönelik geliştirilen bu antidemokratik saldırılara sessiz kalarak kendilerine müdahaleye de açık bir kapı bırakmış durumda. Evet, AKP tüm uluslararası hukuku, kendi yasalarını çiğneyerek hukuksuzluğa imza atıyor ama bir de buna sessiz kalarak ortak olan ve özellikle Türkiye’de ‘sosyal demokrat’ kimliğiyle kendini tanımlayan bir ana muhalefet partisi söz konusu. Bunlar da sessiz kalarak AKP’nin antidemokratik, tekçiliğe dayalı siyaset anlayışının meşrulaşmasına zemin oluşturduklarını düşünüyoruz.

İnsan hakları ve demokrasiye dair bir fikri ve sözü olan tüm çevrelerin demokratik bir cephede buluşması gerektiğini belirten Arslan, “Türkiye’ye dayatılan korku imparatorluğunu kırmak için ortak bir mücadele yürütülmeli” dedi.

DBP Eş Genel Başkanı, “Zulme karşı bir ortaklık oluşturulmalı” çağrısında bulundu.

NE OLMUŞTU?

Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara ve Bursa’nın da aralarında olduğu kimi belediye başkanlarından istifalarını istemiş, belediye başkanları da istifalarını duyurmuştu.

İstifalar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer partiler sorunlu belediyelerine müdahale etsin, yoksa gereğini yaparız” demişti.

Erdoğan, “Bütün belediyeler zaten inceleniyor, takip ediliyor. İncelemeler yapıldığında herhangi bir şey yakalanırsa, öyle bir durumda gerekli müdahale elbette yapılır” diye konuşmuştu.

Erdoğan’ın sözlerine yanıt veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Bizim belediyelerde günün 24 saatinde müfettiş var zaten. İstediğini denetlesin” açıklamasında bulunmuştu.

Bu polemik sürerken 8 Aralık’ta CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, İçişleri Bakanlığı’nca görevden alınmıştı.

Görevden alınan İlgezdi, “Bu, siyasi bir davadır” derken, CHP’li Engin Altay bunun ‘irade gaspı’ oluğunu ifade etmiş, CHP lideri Kılıçdaroğlu da ‘Ataşehir kararı hukuksuz’ deyip belediyelere ‘sahip çıkma’ çağrısı yapmıştı.

Son olarak CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, 5 ilde belediyelere operasyon hazırlığı olduğunu söylemişti:

Aydın’da, Adana’da, Ankara’da, İzmir’de ve İstanbul’un birçok belediyesinde operasyon yapma hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bu operasyonlar, siyasi operasyonlardır. Bizi yıldıramazsınız. Biz belediye başkanlarımızı AKP’ye yedirmeyeceğiz.

(Kaynak: Gazete Karınca)