AKP'nin 'İç Güvenlik Paketi'ne tepki gösteren 22 baro, tasarıyla yaşam hakkının ihlal edileceğini, devletin işleyeceği suçlara yasal güvence geleceğini belirtti. Barolar, hükümete çağrı yaparak, tasarıyı geri çekmesini istedi.

Adıyaman, Ağrı, Ankara, Batman, Bingöl, Bitlis, Amed, Erzincan, Erzurum, Antep, Hakkari, Iğdır, Kars, Ardahan, Kilis, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Urfa, Dersim ve Van baroları, 'İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin ortak açıklama yaptı.

'EN TEMEL HAKLARA AĞIR CEZALAR VERİLECEK'

Söz konusu tasarının yasalaşması durumunda ağır toplumsal tahribatların yaşanacağına dikkat çekilen açıklamada, "Yaşam hakkından başlayarak, siyasi faaliyetlerin yürütülmesinden, demokratik bir toplum için vazgeçilmez olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının kullanımı ve hatta her türlü kutlama ve protesto hakkı gibi günlük yaşamın tamamını etkileyecek bu düzenlemenin yasalaşması ile en temel demokratik haklar ağır cezalarla tehdit altında alınacaktır. Yaşanılan bunca acı tecrübeye rağmen 'kamu düzeni'ni neredeyse yargısal yetkilerle donatılmış kolluk ve idare eliyle, daha ağır cezalar ihdas ederek sağlamaya çalışmak, toplum gerçekliğine yabancılaşmış bir anlayışa işaret eder" denildi.

'YAŞAM HAKKI VE HÜRRİYETLER TEHDİT ALTINDA'

Yaşam hakkı dahil olmak üzere temek hak ve hürriyetlerin tasarıyla tehdit altına alındığının belirtildiği açıklamada, hâkim ve savcı kararı aranmaksızın polisin arama yetkisinin genişletileceği, savcı talimatı olmadan kolluğa gözaltına alma ve yakalama yetkisi tanınacağı, yine polise yargı denetimi olmadan telefon dinleme yetkisinin verileceği kaydedildi. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının meşru olup olmadığının nitelemesi ve dolayısıyla müdahale yetkisi polisin takdirine bırakılacağı uyarısının da yapıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

 "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının kullanımı sırasında insan sağlığı üzerinde olumsuz ve kalıcı etkisi tartışmasız olan  boyalı su kullanımının önü açılmakta, gaz ve boyalı su kullanımından korunmak için yüzün kısmen dahi olsa kapatılması halinde bile, bireylerin ağır bir şekilde cezalandırılmasının yolu açılmaktadır. Düzenleme ile bireysel ve topluluk haklarının kullanımı ciddi ceza tehdidi altına alınmakta, ceza miktarı arttırılarak ve cezaların ertelenmesi imkânı da ortadan kaldırılmaktadır.

'DEVLETİN SUÇLARINA YASAL GÜVENCE GELECEK'

Düzenlemenin yasalaşması ile Valilerin idari tasarrufu ile verdiği kararlar adeta yargısal bir nitelik taşıyacak ve bu kararlara uymayanlar hakkında ceza verilebilecek,  toplumsal olaylarda araçlarını Valilik emrine vermeyen belediyelerin araçlarına polis marifetiyle el konulacaktır. Tüm bunların yanı sıra polise tanınan oldukça geniş ve hiçbir objektif kriterle sınırlanmayan silah kullanma yetkisiyle kişilerin yaşam hakkı tehdit altına alınmaktadır."

Tasarı ile kolluğun suçlarına yasal güvence geleceği ve yaşam hakkının pervasızca ihlal edileceğine dikkat çekilerek, "Yargının ve kolluğun günlük siyasi hesaplarla toplum beklentileri ve demokratik değerler yerine, siyasal iktidarın ihtiyaç ve amaçlarına hizmet edecek şekilde dizayn edilmesinin bedellerini bütün bir toplum ağır bir şekilde ödeyecektir" uyarısı yapıldı.

HÜKÜMETE ÇAĞRI

Barolar, kamu düzeninin polisiye tedbirlerle sağlanamayacağını, güvenlikçi yaklaşımlarla temel hak ve hürriyetleri sınırlamanın, toplum devlet ilişkilerinde derin bir güvensizliğe sebebiyet vereceğini vurgulayarak, "İktidar partisine gerek Meclis'te bulunan tüm partilerin gerekse de sivil toplum örgütlerinin itirazlarına ve muhalefetine kulak vermesini ve bu düzenlemeyi meclisten bir an önce geri çekmesi çağrısını yapıyoruz" dedi.

Kaynak: Özgür Gündem