CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde, CHP eski milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve il başkanlarıyla bir araya geldi.

16 Nisan’da oylanacak olan anayasa değişiklik referandumunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, “12 Eylül darbesine bakın, aynı süreci şimdi yaşıyoruz. O dönemde darbe yapanlar apoletliydi, şimdi siviller aynı darbeyi yapıyor. Bugün geldiğimiz noktada tıpkı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi bir anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satırbaşları şöyle:

Biz cumhuriyetimizi kolay elde etmedik, olağanüstü çabalar var.

Bugün geldiğimiz noktada geleceğe dönük umutları yeşertmek zorundayız.

"Bu darbe girişiminden sizin haberiniz var mıydı yok muydu?" bu sorunun cevabı alınmış değildir. Arkasından 20 Temmuz sivil darbesi. Asıl 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanların sivil ayağı ortaya çıkmış değildir.

Yapılan değişiklik kendi içinde ciddi çelişkiler barındırıyor. Örneğin Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması. Anayasa'nın temel ilkesi. Yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı ortadan kaldırılıyor. Aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı oluyor.

Bir siyasi partinin genel başkanı, milletvekili tarafsız olamaz. Ama Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın yeminin de tarafsızlık ilkesi var.

Kendimizden örnek vereyim hiç uzağa gitmeyelim. CHP'nin Genel Başkanı Anayasa Mahkemesi'ne 15 üyenin 12'sini atıyor HSYK'nın yarısını atıyor. Ve dönüp diyoruz ki "Yargı bağımsız ve tarafsız olacak."

Yargı bağımsız olacak diyorlar bir partinin genel başkanı AYM'nin 15 üyesinden 12'si atarsa yargı bağımsız olur mu?

Bir siyasetçi eğer hakim tayin ediyorsa yargı orada bağımsız olmaz çelişkiler var. Egemenlik millete aittir deniyor ama şimdi tüm egemenliği bir kişiye veriyoruz.

Tek kelime ile hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmayacak.

Yasama yetkisi bir kişiye devrediliyor. Meclis'i fesih yetkisi var. Yeniden seçimlere gidin diyebilir.

Her toplantıda söyledim sizlerde gittiğiniz yerlerde anlatın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü verilmeyen yetki bir kişiye veriliyor.

TBMM'NİN ÖNEMİ NEDİR?

TBMM'nin önemi nedir? Neden bu kadar üzerinde duruyoruz? Birden fazla nedeni var. Bir tarihsel nedenler var. Bu Meclis Kurtuluş Savaşı'nı yöneten ve Atatürk'e Başkomutanlık yetkisini belirli sınırlarla veren Gazi ünvanını alan Meclis'tir.

Bu Meclis, Kıbrıs Barış Harekatı'nı yöneten ve 15 Temmuz darbe girişimini püskürten Meclis'tir. Üzerine titrememiz gerekirken yetkilerini alıyoruz.

Her gittiğiniz yer de şu soruyu da sorun "550 milletvekili neyinize yetmiyordu da 600'e çıkarttınız." Milletin sırtına bu yükü yıkmaya ne hakkınız var.

Buraya gelmeden önce TDK'nın sözlüğüne baktım 'Diktatör nedir?' diye. Tanımda şu yazıyor: Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış kişiye diktatör denir.

Hakları garanti almak varken neden tüm yetkileri bir kişiye veriyoruz? Bu bir Anayasa, sürekli olacak bir düzen kuruluyor.

Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi? Oylanan budur.

Bu çok tehlikeli bir yapıdır. Bir kişi kandırdığınız zaman tüm Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçiriyorsunuz.

Türkiye'nin nasıl tehlikeli bir maceraya sürüklendiğini anlatmalıyız. Bunun partilerle ilgisi yok. Bu memleket sorunu, Türkiye sorunu. O nedenle ben bütün vatandaşlarımı göreve çağırıyorum.

‘KAPI KAPI DOLAŞIP ANLATILMALI’

Bu çalışmanın miting düzenleyerek değil, ev ev kapı kapı dolaşılıp anlatılması lazım.

20 Temmuz sivil darbesini de her yerde anlatın.

Kışın kullanılacak arabanın lastiğinin KHK ile ne alakası var? Şu anda fiilen TBMM'nin yetkileri elinden alınmıştır. Sorun şu; TBMM'nin Başkanı (İsmail Kahraman) siz parlementonun yetkilerini gasp ediyorsunuz diyemiyor.

Neden 'evet' vereceklerini anlatamıyorlar. 'Hayır' oyu kullanacaklara 'terörist' diyorlardı.

Hangi değişikliği hangi gerekçeyle yaptıklarını öğrenmek istiyorum. Milli milli diyorlar. İnanın bunu yapanlar gayr-i milli.