Yönetmen Zeki Demirkubuz Gezici Festival’in Ankara ayağında Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu’nun yönettiği söyleşiye katıldı.

Alman Kültür Merkezi’nde, sayısı iki yüzü geçen sinemaseverin katıldığı iki saatten uzun süren söyleşide edebiyattan sinemaya, Gezi Direnişinden hayata dair çok konu koşuldu. Bianet'ten Şadiye Dönümcü'nün tuttuğu notlar arasında, Demirkubuz'un Gezi'ye ilişkin yaptığı değerlendirmeler şöyle:

ANLAŞILMASI ZOR OLAN ŞEYLERİ ANLATMAYI SEVİYORUM

“Gezi Direnişiyle ilgili bir film yapmak istiyor muyum?

“Hayır. Yapanlarınkini izlerim. Filmlerimi entel-dantel bulan ağabeylerim ’Zeki’cim sen niye yaşadıklarını, Metris’i filan film yapmıyorsun; başka şeyler çekeceğine ‘ derlerdi. Çekmedim. Ama tahliye olduğum gün eve getirildiğimde ailece yediğimiz akşam yemeğinin filmini çeksem seyirciyi yerlerde süründürürüm.

Bugün Gezi olur, dün 12 Eylül olmuştu; yarın başka bir şey olur. Gezi net bir şey. Birileri ağaç kesti; birileri ağaçları kestirmek istedi. Sonra da olanlar oldu. İnsanlar neden orada olduğunu biliyordu. Çok netti her şey. Net olan ya da bildiğim şeyleri değil; kafamda anlaşılması zor olan şeyleri anlatmayı seviyorum. 12 Eylül, Gezi sokaklarda anlatılır. Bu ahlaki bir konu; hem bizim için, hem ülke için.

Ölmeden önce tüm yaşananların dışında, Gezi’yle ilgili aklında ne kaldı, diye sorulsa 'en pasif direnişçi' videosu derim. Hani sokağa mı çıksam, eve içeri mi girsem diye apartman kapısı önünde duran adamın, o sıkışmış adamın, çöp variline tekme atıp yuvarlayışına dair video var ya. ‘Yeraltı’nı çekmeden önce olsaydı bu;  kesin böyle bir sahne dahil ederdim.”

HAKLI İSYAN, HAKLI İTİRAZ

“Bazı insanlar için geciken bazı insanlar için beklenen Gezi Direnişi herkesin bireysel anlamda düşüncesini değiştirdi. Sizin de değişti mi?“ sorusuna yanıtım şöyle.

Yararı; artık ağaçlar gizlice, uyutularak kesilecek, açıktan kesilmeyecek. Zararı mı? Haklı isyan ve haklı itirazlar, kendilerine kemik bir kitle yaratır. Bu tarih boyunca böyle oldu. Bu kitle değişebilir; isyan ve itirazın ne olduğuna bağlı olarak. Toplum aklından ve vicdanından korkuldu. Çok büyük bir kitle; uzaktan bakan bu insanlar kemikleştirildi. İtiraz etmek ahlaki bir konudur. Gezi de ahlaki bir konudur.

Gezinin ne olup olmadığı yıllar sonra anlayacağız. Bakın dershaneler konusunda ‘diren dershane’ deniyor; oysa onların direnmek yoktur ama bu kapatma işine diren dershane” dediler.

Ülke hazır değil bazı şeylere. Gezi ne, ne değil? Zamanla belli olacak; geçmişte bu ülkenin yaşadığı bir sürü olaydan farklı olarak. Vicdanlı, haklı, derdi olan insanları içine alacak bir şey olduğundan Gezi zamanla daha iyi anlaşılacak.”

Haberin tamamını okumak için tıklayınız…