İngiltere’yi 87’inci Oscar Ödülleri’nin ‘yabancı film’ kategorisinde bir Türk filmi temsil edecek. ‘Uzun Yol’un senaristi Melek Seven, “Film kendi kaderini çizdi, şaşkınız” dedi ve filmin hikayesini anlattı...

‘Uzun Yol’ nasıl bir hikaye, nereden yola çıktınız?

Melek Seven: Filmi İngiliz yapım şirketi Red Frame ile çektik. Yönetmeni Nihat Seven, uzun yıllardır İngiltere’de yaşıyor. Türkiye’yi anlatan, namus algısını, kadının yaşadığı zorluğu yansıtan bir proje çekmek istedik. Bir gece kondu mahallesi düşünün, yüksek gerilim hattının altında insanlar yaşıyor. Bu İngiltere’deki kitle için çok anormal bir şey. O namus algısı da, onlar için çok başka. Filmde, aşkının peşinden giden bir kadın var, bir maceraya atılıyor, filmin adındaki gibi o küçük mutlulukların peşinden gidiyor aslında. Ama her şey adım adım hezeyan.

İngiltere’nin Oscar’a göndermek için bu filmi seçmesi nasıl oldu?

Melek S.: Film, İngiltere’de çok ses getirdi. En son BAFTA (İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi)?adayları arasına çok fazla film arasından girdi. Üstelik İngiltere Oscar’a ilk kez İngilizce olmayan bir filmle katılıyor, bu çok güzel.

Oscar’da ilk 5 adaydan biri olmasını hayal ediyor musunuz?

Melek S.: Tuhaf bir mesafede koyuyorum ben yazdığım işlerle arama. Proje kendi kaderini kendi çiziyor zaten.Antalya’da yine kendi kaderini çizdi. “En İyi Erkek” aldı, “En İyi Yardımcı Erkek” aldı. Fakülteden Oğuzhan Tercan hocamız “Çekerken de yazarken de ‘Kill your darling’ (Sevgilinizi öldürün)” der. Ben de öyle bakıyorum. Oscar’a gelirsek, Akademi’nin her yıl ödül verdiği filmler genelde ya Kuzey Avrupa filmleri oluyor ya da son dönemde biraz daha üçüncü dünya ülkeleri. Dolayısıyla o konuda gerçekten bir fikrim yok, ama film bizi şimdiye kadar sürekli şaşırttı. Filmin Oscar’a aday olduğu ülke Hitchcock’ların geldiği ülke... Filmin, BAFTA gibi bir jürinin elemesinden geçmesine, kendi kaderine gerçekten şapka çıkarıyorum.

‘İNANMAK EN BÜYÜK KUMARDIR’         

Filmde kadın öne çıkıyor ve sivriliyor. Nasıl bir kadın yarattınız?

Melek S.: Biz kadının kaderine razı gelen bir kadın olmamasına çok önem verdik. Seviyor mu peşinden gitsin, hayal kırıklığına mı uğruyor, o zaman rotayı değiştirmeye çalışsın. Adam para mı kaybediyor, o zaman o para kazanmaya başlasın. Direnmesini istedik, dirensin, kavga etsin. Ezik ezik oturup kabullenmesin ya da sadece söylenip şikayet eden, hiçbir şey yapmayan biri olsun istemedik. Filmin öne çıkan bir lafı var: “İnanmak en büyük kumardır.”

Türkiye’den nasıl eleştiriler geldi?

Bizim eleştirmenler biraz daha huysuzlardır. Onlar da tabii ki yurt dışındaki izleyicinin çok bilincinde değiller. Sadece Türk izleyicileri ve kendi zevklerini baz alarak yorum alıyorlar. Birkaç tane forumda da şunu gördüm, “Film 7 Kasım’da vizyona giriyor. Bu da bir PR çalışması” diyorlar. İlla bir şeyi aşağı çekmeye çalışılıyor. Bakış açılarımız kısırlaşıyor. O kabuğun dışına çıkarak dünyada ne oluyor, insanlar ne izliyor bakmak lazım.

‘SENARYONUN SONUNU HIÇKIRIKLAR İÇİNDE OKUDUM’ 

Senaryo size geldiğinde ne hissettiniz?

Nil Günal: Evdeyim gecenin bir yarısı geldi senaryo, Kerem eşim geldi biraz oku sonra devam edersin. Bırakamadım okudum ve sonunda artık, ağlayarak sarsılmaya başladım. Çok güçlü bir karakter. Erkek dünyasında savaşan, ayakta kalan bir kadın Gülten. Özellikle böyle olsun istedik zaten. Nihat (Seven) bir hayal kurdu o ve bu hayale bizi dahil etti. Ben bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Benim hiç deneyimlemediğim bir şeydi. Bu benim ilk işim değildi ama Melek’in kaleminden kadının hikayesini oynamak güzeldi.

Filmin nasıl geri dönüşleri oldu?

Nil G.: Antalya’da beni hiç tanımadılar mesela. Film için de13 kilo aldım.

Nasıl aldınız?

Nil G.: Sporcu olduğum için vücudumun yapısını iyi biliyorum. Mesela 2-3 gün içerisinde fazla kilo alabilirim. Gece kalkıp de yemek yiyordum. Aldığım kiloların da sadece kalça ve göbekten olma  ması gerekiyor. Hamilesiniz ama hamilede sadece göbek olmaz. Kolların da dolması gerekiyor. Dengeli bir program uyguladım.  Aynı zamanda buz hokeyi yapıyormuşsunuz?Nil G.: 12 yaşından beri buz hokeyi yapıyorum. 14 yıldır hakemlik de yapıyorum oyunculukla birlikte.  Türkiye’nin ilk uluslararası hakemiyim.

PINAR TARCAN / VATAN