Yönetmen Fatih Akın, 2007'de öldürülen ve hâlâ davası sonuçlanmayan eski Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink hakkında film yapmak için senaryo yazdığını söyledi.  “Hrant’ın Agos’ta yayımlanan 12 yazısını temel aldım" diyen Fatih Akın, "Hiçbir Türk oyuncunun Hrant rolünü oynamaya ikna olmadığını" söyledi. Akın'a göre, oyuncuların gösterdiği gerekçe "senaryonun sert olması."

Evrim Kaya’nın Agos gazetesinde yer alan haberine göre, Akın, yapmak istediği bir başka senaryonun da Amerika’ya giden Anadolu gezginleri olduğunu belirterek, “Hrant senaryosundan kimi parçaları bu Western’le birleştirdim ve ortaya ‘The Cut’ çıktı. Bu film korkunun sonuçlarını soyut bir şekilde ele alıyor. Şeytan dışımızda değildir, sinsice içimize sokulur. Onu bir tek kendimiz kovup atabiliriz. Şundan eminim ki, benim de bir parçası olduğum Türkiye bu filme hazır” ifadelerini kullandı.

Hrant Dink projesini dondurmak zorunda kaldığını belirten Fatih Akın “Aslında Hrant Dink hakkında kurmaca bir film yapmayı planlamıştım. Hrant’ın Agos’ta yayımlanan 12 yazısını temel alan bir senaryo yazdım. Hiçbir Türk oyuncuyu Hrant rolünü oynamaya ikna edemedim; hepsi senaryomu fazla sert buldu. Bu nedenle projeyi dondurmak zorunda kaldım. Hrant’ı anlatan bir filmin ‘Türk filmi’ olması da önemliydi. Demek ki zamanı gelmemiş… Hrant’ın 1915 üzerine yazdığı kimi yazılar çok büyüleyici, görsel olarak da çok güçlüydü. Yine Hrant nedeniyle, 1915 üzerine çok okumuş, çok araştırma yapmıştım” ifadelerini kullandı.

Gerçekleştirmek istediği iki senaryoyu ‘The Cut’ filminde birleştirdiğini belirten Akın, “Gerçekleştirmek istediğim başka bir senaryo daha vardı: Amerika’ya giden Anadolu gezginler üzerine bir hikâye; bir tür western. Sonuçta Hrant senaryosundan kimi parçaları bu Western’le birleştirdim ve ortaya ‘The Cut’ çıktı. Bazen, ben konuyu seçmedim, konu beni seçti diye düşünüyorum. Bu film korkunun sonuçlarını soyut bir şekilde ele alıyor. Şeytan dışımızda değildir, sinsice içimize sokulur. Onu bir tek kendimiz kovup atabiliriz. Şundan eminim ki, benim de bir parçası olduğum Türkiye bu filme hazır” dedi.

Akın, 1915 Ermeni soykırımı için yapıcı bir tartışmaya vesile olmasını dilediğini belirterek, “Elbette böyle bir filmin sert olması gerekiyor ama her akşam izlediğimiz haberler, filmden daha sert. İçerikten rahatsız olanlar çıkacaktır. Filmin, yapıcı bir tartışmaya vesile olmasını diliyorum. İzleyenleri, 1915 üzerine daha çok şey öğrenmeye teşvik etmesini, böyle bir şeyin tekrar yaşanmaması için düşünmeye sevk etmesini umuyorum. Eğer bunu başarabiliyorsak, olgun, aydınlık, kendi kendinin bilincinde, demokratik bir toplumuz biz. Yapamıyorsak, bizi hâlâ korku yönetiyor, şeytan bizi hâlâ parmağında oynatıyor demektir” ifadelerini kullandı.