Bir arkadaşımızı ziyaret için gittiğimiz Muğla Ortaca beldesine bağlı Sarıgerme’de gerçekleşen fırtına ile birlikte ortaya çıkan yıkımı görüp, bir derneğin direnişi karşısında hem şaşkına döndüm hem de modern Don Kişotlarla tanışmak her şeye rağmen beni bir kez daha umutlandırdı.

Antalya ve Muğla sahilleri yağmalanmış ve hala da yağmalanmaya devam ediyor. Halkın plajları sermaye tarafından işgal ediliyor...

Sene 95’i gösterdiğinde bir grup insan bir araya gelerek Sarıgerme Çevre Eğitim Derneği, SARÇED’i kuruyor. İsminde olduğu gibi çevre duyarlılığı olan ve eğitime destek için kurulan dernek şimdi bulunduğu yer olan Sarıgerme sahili için kuruldu.

SARÇED'in amacı buradaki yerli halkın da şehirde yaşayan insanın da aynı yerde özgürce denize girebilmesiydi. Bu amaçla sahili bildiğimiz mana ile işgal ediyorlar. Ya da gece gündüz oraya konuveriyorlar. Fakat hani ‘çölü yeşile çevirdiler deriz ya’, bir grup arkadaş yılmadan mücadele ile o kumsal alanı yeşile çevirmeyi başarıyor.

Biz hortumun geçtiği bölgeleri gezerken, yıllarca emek verilmiş yerin ne hale geldiğini hem görüp hem de yorumlarken, bir arkadaşın bize yaklaşıp ‘benim kadar buraya kimse üzülemez’ hayıflanmasını duyduk. Arkadaşlara sorduğumda burayı yeşil hale getiren Don Kişotlardan biri olduğunu öğrendim. 95’lerden beri emek verdiği çocuğu gibi büyütüp günümüze getirdikleri yeri hızlı adımlayarak hortumun verdiği zararı tam olarak görmek istiyordu.

SARÇED'de müdürlük yapan bir arkadaş ile görüşmemde anlıyorum ki, hortumun verdiği zararı bir süre sonra sarabilirler, fakat SARÇED bu kumsalı öyle bir hale getirmiş ki birçok sermaye gurubunun iştahını kabartmış. Bir taraftan bu gruplar ile uğraşmak zorunda kalan SARÇED diğer yandan da işgalci de olsa devletle anlaşıp devlete katma değer de kazandırıyor. Birinci on yılını doldurduktan sonra ve antlaşmalar bittikten sonra devletin birçok kurumu ile sorunlar yaşamaya başlamışlar. (Anlaşmaya çalışıyorlar, umarım olur fakat sermaye gurupları buna izin verecek mi göreceğiz)

Bunlara tabii mafyayı da eklemek gerekiyor. Siyah Mercedes arabalar ile gelen silahlı insanlarla da uğraşmak zorunda kalmışlar.

SARÇED halkın rahatlıkla denize girebileceği ve tamamen çevreci bir sahil için 95 yılından günümüze mücadelesini sürdürmekte. Hiçbir kar amacı gütmeyen derneğin gelirleri kendisini yenilemeye giderken, bir kısmı ise eğitime desteğe gitmekte.

SARÇED iştahları bir türlü dinmeyen sermaye guruplarına karşı halkçı ve çevreci sahil mücadelesi vermeye çalışmakta.

Belki de Sarıgermelelilerin yaşadıkları hortum fırtınasının tek olumlu tarafı bu vesileyle belki de bir kere daha çığlıklarını kamuoyuna duyurma imkanı buldular.

Artık hep beraber sermaye gruplarının sahillerimize saldırısına sessiz kalmayalım.

Biz Süpermarketlere karşı bakkalların yanında yer alan kuşaklarız. Bugün de halkın çevreci sahil hakkının yanında sermayeye karşı yer alıp Sarıgerme halkı destek istediğinde tepkimizi yükseltmeliyiz.

SAÇED bize destek için seslendiğinde devlet bürokrasisine ve sermayeye karşı Sarıgerme halkının sahil hakkının yanında yer almalıyız.