Genel Cerrahi Profesörü Ömer Harmancıoğlu, meme kanserlerinin yüzde 80'inin kadınların kendi kendilerini muayene etmesi, yüzde 20'sinin ise taramalar sonucu saptandığını söyledi.

İnsan elinin bir santimetreden küçük kitleleri saptamasının mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Harmancıoğlu, "Kendi kendine muayene çok önemli, ancak altın standart tarama yöntemi. Erken evrede meme kanserini yakaladığımızda yüzde 100'e yakın tedavi etme olanağımız var. Korkmayıp, 'Bilmeden ne kadar yaşarsam yaşayayım' felsefesi bırakılmalı" dedi.

İzmir Kent Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ömer Harmancıoğlu, kadınların korkulu rüyası haline gelen meme kanserinden ölüm riskinin erken yakalandığında sıfıra indiğini söyledi.

Yıllar önce 'ölümcül hastalık' grubunda olan, asistanlık döneminde iki santimin altında kitle görme şanslarının hemen hemen hiç olmadığını belirten Prof. Dr. Harmancıoğlu, kadınlara korkularını yenmeleri tavsiyesinde bulundu.

20 yıl önce meme kanserinden ölüm varken bugün tümörün birinci evrede yakalanmasıyla 'Hastalıksız yaşam yüzde 95' diyebildiklerini belirten Prof. Dr. Harmancıoğlu, şunları söyledi:

"Meme kanseri vakalarının yüzde 80'i kadının kendi kendine muayenesinde eline kitle gelip başvurmasıyla saptanıyor. Yüzde 20'si ise taramalarda ortaya çıkıyor. Bizim için önemli olan taramalarda saptanan kitleler. Çünkü erken evredeki kitleleri saptıyoruz. Erken evrede meme kanseri vakaları yakalandığında yüzde 100'e yakın tedavi etme olanağımız var, o nedenle tarama yöntemleri bizim için altın standart. Özellikle mamografi. İnsan eli bir santimetrenin altındaki kitleleri hissedemez. Ama gerek ultrason gerek mamografi ile bir santimin altındaki kitleleri saptamaya muktediriz. Dolayısıyla birinci evrede yakalanmış bir tümörün kemoterapi yapılmaksızın bile sadece cerrahiyle tedavisi çok daha kolay. Kadınların kendilerini mutlaka her ay elle kendi kendine muayene etmeleri, vücutlarıyla barışık olmaları, bunu ihmal etmemeleri gerekir. Yılda bir kez tarama yöntemlerine de başvurmalılar."

 

FELSEFENİ DEĞİŞTİR

Prof. Dr. Ömer Harmancıoğlu, kadınların tarama yöntemlerine başvurmalarında eğitimin önemli faktör olduğuna dikkat çekerken, korkunun bu tetkikleri yaptırmaya engel olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Harmancıoğlu, "İnsanoğlundaki felsefe şu; 'Bilmeden ne kadar yaşayabilirsem yaşayayım. 'Halbuki hayat tatlı, kötü bir şeyi erken saptar tedavi etmeye başlarsak, onun bilmeden yaşamak istediği güzel yaşantıyı uzatmamız mümkün. Bunun için de kişilerin kendi hayatları ve vücutlarıyla barışık olmaları gerekir ki tanıyabilsinler. O psikolojiyi yenmemiz gerek, bu da eğitimle oluyor. Korkmadan, 'Eğer bir şey çıkacaksa çıksın, erken tanınsın ki tedavim de kolay ve mümkün olsun' demeliyiz. Bilmeden 'Ne kadar yaşarsam yaşayayım' felsefesini bırakmalı, mantık; erken yakala, tedavi ol, kurtul olmalı" dedi.