Osman Akyol / Demokrat Haber

Çağımız tüketim toplumunun önemli iki hastalığı “haz” ve “hız”, Fatih’te bir seminere konu oldu. Ünlü psikolog Hakan Çetin tarafından, yaz seminerleri kapsamında, Fatih Davutpaşa Anadolu Lisesi konferans salonunda verilen “Haz ve Hız” konulu seminerde ilk önce “haz” konusu ele alındı.

Hazzın farklı literatürlerdeki farklı tanımlarını yaparak konuşmasına başlayan Çetin, önce hazzı, somut ve soyut olmak üzere ikiye ayırdı: “İnsanlar; yemek, içmek, cinsellik gibi somut şeylerden haz duyabilecekleri gibi edebiyat, bilim ve güzel sanatlardan da duyabilirler.”

Somut hazzın beynin insula bölgesi tarafından, soyut hazzın ise frontal korteks bölgesi tarafından kontrol edildiğini söyleyen Çetin, daha sonra, hazzın dünyada, Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun mesnevisinde geçen “Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl aşina beni/Bir dem bela-yı aşkdan etme cüda beni” beyitinde dediği gibi, içinde acıyı da barındıran jouissance (jusans) tarzı uç örneklerinin de bulunduğunu söyleyerek sürdürdü kouşmasını.

HIZ KÖRLÜĞÜ

Haz konusunun ardından konferansta “hız” konusuna geçildi. Hızın; hızlı tren, hızlı okuma, hızlandırılmış dil kursları, 45 günde piliç yetiştirme gibi hayatın her alanında karşımıza çıkan bir olgu olduğunu söyleyen Çetin, iletişim dışında kullanılan aşırı hızı, otomatik pilotta seyahate benzeterek, günümüzde bir tür “hız körlüğü” yaşandığını ve bunun da hayattan alınan hazzı azalttığını söyledi. Ünlü psikolog, hız çağı insanının özelliklerini ise, “kendini dünyanın merkezinde sanan, teknolojiyi yakından takip eden, hemen sonuç bekleyen, her şeyi kabullenmeyen, daha az kelimeyle konuşan, herşeyden bir şey bilen, bağlanmayı sevmeyen…” olarak sıraladı.

“YAŞAMI DENEYİMLEMEK”

Seminere, Cem Yılmaz’ın bir standup gösterisinde “hız” üzerine söylediklerinden ve bir ralli yarışında iki buçuk saniyede yarış arabasının bakımını yapan Red Bull ekininin videolarını göstererek devam eden Çetin, hızın yarattığı olumsuz etkileri azaltmak için insanların günümüzde çeşitli arayışlar içine girdiklerini söyledi. Dünyada gittikçe yaygınlaşan Cittaslow (yavaş şehirler) ve slow food (yavaş yeme) akımlarını buna örnek olarak gösteren Çetin, hızın olumsuz etkilerinden kurtulmak için biraz frene basmayı, beklemeyi öğrenmeyi ve yaşamı deneyimlemeyi önerdi.

Ünlü psikoloğun yaşamı deneyimlemek için önerileri ise şöyle:

“Beyninizi geliştirin (halk müziğinden klasik müziğe; almaktan vermeye), önyargılarınızdan kurtulun, hayatın anlamını bulmaya çalışın, bedeninizin ikazlarını dikkate alın, farkındalığınızı (mindfulness) artırın, elinizde olan şeylerin kıymetini bilin, paylaşmanın tadına varın, farklı olanı deneyimleyin…”

Seminer, katılımcıların mindfulness (bilinçli farkındalık) düzeylerini artırmak için yapılan marşmelov (lokum) deneyiyle sona erdi.