Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Başbakan Binali Yıldırım'ın partisinin grup toplantısında sağlık sisteminde “devrim” yaptıklarını belirterek, acil servislere artık sadece tedavi amaçlı gidilmediğini, acil servislerin artık yuva kurmak için de hizmet verdiğini iddia ettiği konuşmasına tepki gösterdi.

SES Genel Merkezi'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “Binali Yıldırım’ı, sağlık alanındaki sorunları magazinselleştirmeyi bırakıp çözüm için adım atmaya” çağırıldı.

Yıldırım'ın sözlerinin eleştirildiği açıklamada “Başbakan sadece sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini değil, acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyan vatandaşları da zan altında bırakmıştır. Vatandaş ile sağlık emekçisini karşı karşıya getiren, sağlık emekçilerini özellikle de kadın sağlık emekçilerini itibarsızlaştıran bu magazinsel üslup nedeniyle hem bu servisleri kullanan vatandaşlardan hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden derhal özür dilenmelidir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

'ACİL SERVİSLER TACİZİN EN YOĞUN YAŞANDIĞI YERLERDEN'

“Başbakan tarafından oldukça kaba biçimde “kız bakma yeri” olarak tarif edilen acil servisler özellikle kadın sağlık emekçilerine yönelik şiddetin ve tacizin en yoğun yaşandığı birimlerin başında gelmektedir. Böylesi açıklamalar, üslup sorununun da ötesinde, özellikle mevcut sorunların üzerini örtme gayretiyle yapılmaktadır. Acil servisler ve hastaneler başbakanın bahsettiği gibi “şirin” yerler değil, yıllardır çözüm üretilmeyen ve AKP’nin politikaları nedeniyle de sorunların patlama noktasına geldiği yerlerdir.

“Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak şiddete, fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklere rağmen hizmet üretmeye çalışıyoruz. Bunların yanı sıra nöbet, vardiya, aşırı çalışma, çalışma süresinin uzunluğu ve düzensizliği, stres, gebelik ve çocuk büyütmede sorunlar, eğitim ve araştırma olanaklarında kısıtlılık, yabancılaşma gibi çalışma koşulları ve çalışma ortamının sonucunda gelişen çok sayıda sorunumuz söz konusudur. Özellikle hastanelerin acil servislerinde hizmet üretirken şiddete ve mobbinge çok daha yoğun maruz kalıyoruz.

'ÜÇ SAĞLIK EMEKÇİSİ ÜYEMİZ ÖLDÜRÜLDÜ'

“Acil servisler gibi hasta ve hasta yakınlarıyla doğrudan ve yoğun biçimde temas içinde olunan birimlerde çalışan çok sayıda sağlık emekçisi arkadaşımız şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Bir yandan da sokağa çıkma yasakları nedeniyle çok sayıda hastanenin çeşitli birimleri işlevsiz kılınmış, hastaların savaş koşullarında sağlık hizmetine erişimi neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Bu koşullarda hizmet üretmeye çalışan sağlık emekçileri, özel harekat polisleri tarafından tehdit edilmiş, baskı görmüş ve çeşitli karalama kampanyaları ile linç edilmek istenmiştir. SES olarak üç sağlık emekçisi üyemiz bu süreçte öldürülmüştür. Tüm bu süreçlerle ilgili mücadelemiz devam edecektir.

“AKP Hükümeti’nin neoliberal sağlık politikaları nedeniyle can pazarına dönüşen sağlık ortamı hem hastalar hem de emekçiler açısından oldukça olumsuzdur. Her yıl giderek çok daha fazla sayıda vatandaş, SGK prim borçlusu olduğu için bu hizmetten dışlanmakta, tedavi olabilmek için cepten ödeme yapmak durumunda bırakılmaktadır. Artan cepten ödemeler nedeniyle yoksul vatandaşlar, poliklinikler yerine katkı payı alınmadığı için acil servislere başvurmaktadır. AKP eliyle bir dışlama mekanına dönüştürülen sağlık kurumlarının derhal herkes için erişilebilir, ücretsiz ve nitelikli hizmet üretimine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

SORUNLAR

“Yıllardır dillendirdiğimiz sorunlara kulaklarını tıkayan Başbakana ve Sağlık Bakanı’na buradan tek tek bir daha anlatalım:

-Torba yasalarla iş güvencemize ipotek koyuyor, emekçileri güvencesiz işlere mecbur bırakıyorsunuz.

-Sağlık, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik bütçeleri hazırlanırken kadınları yok sayıyor, Toplu İş Sözleşmesi masasında konuşmamıza dahi katlanamıyorsunuz.

-Hastanelerde mobbinge ve sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı önlem almıyor, çalışanları korumak için kılınızı kıpırdatmıyorsunuz.

-Çocuğun bakımı ile ilgili meseleler için kilit öneme sahip kreş konusunda yıllardır tek adım atmıyorsunuz.

-Ücretsiz doğum izni süresinde yüz yüze kaldığımız sorunlarımızı görmezden geliyorsunuz.

-Kadınların yasal haklarını değil ısrarla geleneksel rollerini hatırlatarak biz kadın emekçilerin güvencesiz çalışma koşullarını ses çıkarmadan kabul etmemizi bekliyorsunuz.

“Hastaneler ve hizmet ürettiğimiz her yer bizler için mücadele alanıdır ve bizler taleplerimizin daha fazla görmezden gelinmesine izin vermeyeceğimizi buradan bir kez daha bildiriyoruz.”

(Demokrat Haber)