Tıp ve teknolojideki ilerlemelere rağmen gerek dünyada gerekse ülkemizde kadın sağlığı ile ilgili iyileştirilmesi gereken pek çok konu mevcut. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın sağlığı ile ilgili konulara dikkat çeken TAJEV Başkanı Prof. Cihat Ünlü, cinsiyete dayalı ayrımcılığın kadınlar için sağlık dezavantajlarına yol açtığını söyledi.

Anne ve bebek ölümlerini azaltmada genel olarak ilerleme kaydedilse de henüz rakamların yüz güldürücü olmadığını vurgulayan Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, ülkemizde doğum esnasında anne ölüm oranı 100 bin canlı doğumda 15’lere indiğini belirterek şunları söyledi: 

“Bu oran hala yüksektir. Çünkü hedef gelişmiş ülkelerdeki gibi 100 binde 1'e ulaşmaktır. Türkiye’de bebek ölüm hızı ise binde 10,7 civarlarındadır. Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı ise binde 12,8.”

Dünya Sağlık Örgütü’nün cinsiyete dayalı ayrımcılığın kadınlar için sağlık dezavantajlarına yol açtığını rapor ettiğini belirten Ünlü, “Sağlıkta toplumsal cinsiyet eşitliği vizyonunun tamamlanmaması sonucu beslenme, cinsel sağlık ve üreme sağlığı, AIDS, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve kadına yönelik şiddet kadınlar için en önemli sorunlar arasında yer alıyor” dedi. 

KADININ TOPLUMSAL STATÜSÜ YAŞAM KALİTESİNİ BELİRLİYOR

Kadının toplumsal statüsünün yanı sıra fiziksel ve ruhsal sağlığının da yaşam kalitesini belirlediğini, yaşam kalitesini azaltan fiziksel sağlığa ilişkin nedenlerin çoğunlukla sağlık sorunları olduğunu aktaran Dr. Ünlü, “Ergenlikten başlayarak üreme dönemi boyunca sürebilen dismenore (adet sancısı), gebelikler ve gebeliğin ortaya çıkardığı sağlık sorunları, menopoz dönemine ilişkin belirtiler, meme kanseri, jinekolojik kanserler, osteoporoz ve üriner inkontinans (idrar kaçırma) kadınların yaşam kalitesini azaltan fiziksel sağlığa ilişkin nedenler arasında sayılabilir. Yaşanan bu sağlık problemlerinin ortaya çıkardığı ruhsal ve sosyal sorunların yanında ruhsal sağlık problemlerinin kendisi de yaşam kalitesinin azalmasına neden olabilmektedir” ifadesini kullandı.

KADINLARIN EN SIK KARŞILAŞTIĞI JİNEKOLOJİK SORUNLAR

Prof. Dr. Cihat Ünlü, kadınların sık karşılaştığı jinekolojik sorunları şöyle aktardı:

Vajinal enfeksiyonlar: Genellikle akıntı şikâyetiyle kendini gösteriyor. Ancak zaman zaman mevcut doğal akıntıdan farklı olarak renk değişikliği, koku, yanma, kaşıntı, ilişki sırasında ağrı ve hatta kanama ile seyredebiliyor. 

Adet düzensizliği: Her kadının adet döneminin kendine has özellikleri vardır. Kimileri bu dönemi çok şiddetli ağrı ve kanamalarla geçirebiliyor. Kanama ister az, ister çok isterse de aralıklı olsun bu durum çoğu zaman hormonal düzensizliğin etkisiyle birçok önemli hastalığın belirtisi olabiliyor. 

Gebe kalamama: Polikistik over sendromu, endometriozis (çikolata kisti) ve ileri yaş kadınlarda kısırlığa neden olan en önemli sorunlar arasında yer alıyor. Ancak kadınların yaklaşık üçte birinde nedeni tespit edilemeyen infertilite görülüyor. İnfertilite durumunda çiftler birlikte değerlendirildikten sonra kadına ve erkeğe ait sorunlar tespit edilir. Çıkan sonuçlar doğrultusunda uygun tedavi uygulanır ve gerekir ise çiftler yardımcı üreme tekniklerine yönlendirilir.

Pelvik kist ve kitleler: Sıklıkla adet düzensizliği ve ağrı şikâyeti ile başvuran hastalarda yapılan muayenede yumurtalık kist ve kitleleri veya rahimde miyom görülebilir. Kist veya kitleler değerlendirilirken hastanın şikâyet derecesi, yaşı, gebelik beklentisi de mutlaka göz önünde bulundurulur.

Şiddetli adet sancısı: Bazı kadınlar için adet dönemleri dayanılmaz ağrıların yaşandığı günler olarak geçiyor. Yaşam kalitesini inanılmaz derecede düşüren bu ağrılara zaman zaman acil müdahale bile gerekebiliyor. Çoğu zaman bu ağrıların altında yatan sebep tam olarak bilinemese de şiddetli adet sancısı yaşayanların mutlaka doktora gitmeleri gerekir.