Rusya'da faşizm büyüyerek sürüyor ve her geçen gün oradaki Kafkasyalı kardeşlerimiz için yaşam bir risk teşkil ediyor. Rusya'yı bu konuda caydırıcı olmaya çalışması için harekete geçirmeliyiz. Diğer taraftan biz Kafkasyalılar ve Çerksler Rusya'ya caydırıcı bir güç olarak gözükmedikçe, Rusya caydırıcı olmak bir kenara, teşvikçi konumunu koruyor. Türlü bahanelerin arkasına sığınarak, Çerkes aktivistleri baskı altında tuttuğu da bir gerçek. Şiddetin şiddeti, nefretin de nefreti doğurduğu ve bunun bir şekilde harekete geçtiği şu günlerde bunlar hem Rus halkına, hem Çerkes halkına zarar veren davranış biçimleri.

TİMUR KUAŞEV OLAYI

31 Temmuz 2014 tarihinde kaybolan 2 ağustos 2014 tarihinde ölüsü bulunan Timur Kuaşev Rusya’da Çerkes sorununu dile getiren, insan hakları aktivisti ve gazeteciydi.

Sochi olimpiyatlarına karşı eylemler dahil, Çerkes cumhuriyetlerinde “milliyetçilik, müslümanlık” gibi ayrılıklar yüzünden çıkan çatışmalarda karşı arabulucuk yapmaktaydı.

Rusya polisi dahil, birçok yerden tehdit aldı, hiçbirine boyun eğmedi ve 31 Temmuz’da kayboldu. 2 Ağustos 2014’te evinden 20 km uzakta ölü olarak.

Otopsi raporunda; darp izine rastlanılmadığı, koltuk altında enjeksiyon izi bulunduğu açıklandı. Kabardey Balkar Cumhuriyetindeki inceleme sonuç vermeyince, Moskova tarafından inceleme yapılacağı açıklanmıştı. Savcılık ölüm nedeninin Akut Koroner olduğunu açıkladı, bazı çevreler bu ölümle ilgili soruşturmaların sadece formalite olduğunu düşünüyor.

GAZETECİLER VE İNSAN HAKLARI AKTİVİSTLERİ HEDEF HALİNDE

2 Ağustos 2014'te Kabardey-Balkar Cumhuriyetinin başkenti Nalchik'te ölü bulunan Çerkes aktivist Timur Kuaşev'in akut koroner yetmezliğinden öldüğünün açıklaması, Timur Kuaşev'i tanıyan hiç kimseyi inandırmadı. Üstelik koltuk altındaki enjeksiyon iziyle ilgili hiçbir açıklama olmaması çok garip.
Timur Kuaşev'in üstünde pijamaları ve ayağında terliğiyle evine 20 km uzakta ölmesi de bir başka soru işareti. Bende Timur Kuaşev'in ölümüyle ilgili arkadaşları gibi bir cinayet olduğunu düşünüyorum.

Üstelik böyle düşünmem için çokça sebep de var. Rusya'nın Çerkes aktivistlere veya diğer halkların yaşadıklarına yönelik duyarlılık gösteren insanlara tutumu belli. 1993 yılından bu yana sadece Çeçenistan'daki hak ihlalleriyle ilgili haber üretirken öldürülen gazeteci sayısı 14, kaçırılan 22.

Hatta Rusya’nın ünlü gazetecilerden Anna Politkovskaya ve Natali Estemirova da katledildiler ve davaları ise sonuçsuz bırakıldı.

MUHALİF HER MÜSLÜMAN, POTANSİYEL BİR TERÖRİST OLARAK GÖRÜLÜYOR


Biliyoruz ki Rusya, Çerkesya dahil olmak üzere tüm Kafkasya ülkelerinde yozlaştırma çalışmaları yapıyor ve bunların en başında orada adam kaçırma, uyuşturucu satışı gibi toplum huzurunu bozacak yapılara fırsat tanıyor. Ancak ne hikmetse, uyuşturucu çeteleri, mafyalar veya mafyavari yapılar bir risk teşkil etmezken "Müslümanlar" Rusya'yı endişelendiriyor, Müslümanlara yönelik devlet baskısı, devletin bizzat elleriyle uyguladığı hak ihlalleri ve bizzat devlet personelleri tarafından müslüman katletmeleri sürüyor. Bu da bize şu soruyu sorduruyor: Çerkeslerin tek suçu "müslüman" olmak mı?

ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR KUŞKUM VAR

Timur Kuaşev, Çerkes Soykırımı’nın simge kenti Sochi’de olimpiyat düzenleyerek Çerkes halkını aşağılayan Rusya'nın bu tutumunu protesto eden bir gazeteciydi. Rusya Sochi olimpiyatları gibi bir meselede kendisini protesto eden ve üstelik gazetecilik yapan hiç kimseyi sevmez! Zaten olimpiyat karşıtı düzenlenen eylemde gözaltına da almıştı Kuaşev'i. Aynı şekilde Çerkes Soykırımının 150’nci yılında düzenlenen eylemden önce de gözaltına almıştı. Rusya, bir gözünün Kuaşev'in üzerinde olduğunu hissettirmişti. Hem kendisine, hem de Çerkeslere. Diğer bir taraftan Kuaşev, "müslüman-milliyetçi" gibi ayrımlarla bir araya gelemeyen Çerkes örgütlenmelerini birbirine yaklaştırmaya da çabalıyordu.

Müslümanların milliyetçilere, milliyetçilerin de müslümanlara karşı olan fikir ayrılıkları Rusya için bulunmaz bir hint kumaşıydı. Ancak Kuaşev, gazetedeki köşesinden bu iki grubu birleştirecek yayınlar yapmayı kafasına koymuştu. 30 Nisan 2013'te yayınladığı açık mektupta bir polisin kendisine "bu şekilde devam edersen, bedelini ödersin" dediğini açıklamıştı. Blogundan ve köşesinden onlarca ölüm tehditi aldığını yazmıştı. Üstelik güvenlik birimlerine de iletmişti bunu. Hiçbir önlem alınmamıştı.

Timur Kuaşev'in cesedi Nalçik yakınlarında bir yerde evinden tam 20 km uzakta bulundu. Üzerinde pijamaları, ayağında terlikleriyle. Koltuk altında bir enjeksiyon iziyle. Şimdi kalkmışlar onun akut koroner yetmezliğinden öldüğünü söylüyorlar. Bu da "devletin eliyle" bir şeyler olduğu yönündeki kuşkularımızı iyice arttırıyor.

Koroner, kalbin etrafındaki atar damarlardır. Akut Koroner Yetmezliği denen şeyse, bu damarların tıkanmasıdır. Akut Koroner Yetmezliğinden uzak durmak için doktorlar; sigara içmemeyi, alkol almamayı, spor yapmayı ve stresten uzak durmayı önerirler. Timur Kuaşev'i iyi tanıyan ve yoldaşı olan Kabardey-Balkar İnsan Hakları Savunucusu Hatajukov, Timur Kuaşev için; "düzenli spor yapar, alkol ve sigara kullanmaz" dedi.

Stresten uzak durmak ise Rusya'daki Çerkes aktivistler için neredeyse imkansız, ancak koltuk altındaki enjeksiyon izi, evinden 20 km uzakta, terlik ve pijamayla bulunan cesedi sanıyorum onun Rusya'daki faşist uygulamalarla strese girerek akut koroner yetmezliğine dayanan bir kalp krizi geçirme riskinden daha çok cinayete kurban gittiğini gösteriyor.

Rusya kendi geleceğini kirleten bu tip cinayetlerden derhal vazgeçmelidir. Kendi içerisinde oluşturduğu paramiliter faşizmi yok etmelidir, Çerkes cinayetlerini teşvik etmeye devam etmemelidir. Bu Çerkes halkı için ne kadar kötüyse, Ruslar için de bir o kadar tehlikelidir. Şiddet şiddeti, nefret nefreti doğurur.