“Ya özne olup tarihimizi yapacağız, ya da asimilasyon gerçekliğine teslim olup yok olacağız. Ya onurluca var oluş, ya da onursuzca yok oluş…”

Bu sözlerle bir bildiri yayınlayan Türkiyeli çok sayıda Gürcü aydının katkılarıyla gurculerinsesi.net adlı internet sitesi yayına başladı.

“Atalarımıza, kültürümüze, dilimize, kimliğimize bağlılığın bir göstergesi olarak ve gelecekte çocuklarımıza, torunlarımıza dil, kültür ve özgür bir kimlik bırakabilmek için Gürcülerin Sesi’nde buluşarak tarihsel sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışacağız” diyerek yola koyulan Türkiyeli Gürcülerden Fazlı Kaya’dan çalışmaları hakkında bilgi aldık…


Mehmet Göcekli / Demokrat Haber İstanbul

Gürcülerin Sesi ne zaman yayına başladı?

Yaklaşık bir yılı yakın bir süredir hem düşünsel düzlemde hem de ön hazırlıkları olarak devam eden çalışmalarımız sonucu bir ay kadar önce yayına başladık. Basına ve kamuoyuna yönelik anlayışımızı özetleyen çıkış deklarasyonumuzu ise Türkiyeli Gürcü aydınlarından oluşan 50 dostumuzun imzaları ile 20 Mart 2012 tarihinde duyurduk.

Hedef kitleniz kimler?

Bizlerin hedef kitlesi Türkiye Gürcüleri olup bu ana gövdenin yanı sıra Türkiye'de kimlik sorunları , talepleri olan diğer halklara ve emekçilere, işçilere özetle tüm mazlumlara, ezilenlere kendimizi anlatabilmek, Türkiye halkları ve emekçileri ile kimlik ve demokrasi mücadelesinde buluşmak.

Amaçalarınız neler olacak?

Türkiyeli Gürcülerde yaşanmakta olan asimilasyona karşı dil, kimlik, kültür mücadelesini Türkiye'nin demokratikleşme sürecini de içine alan demokrasi mücadelesi ile birlikte yürütmek, halkımızın bilinçlenmesine, örgütlenmesine katkı sunmak.

Ve bizim gibi benzer sorunları yaşayan diğer halklarla ortaklaşmak, Türkiyeli Gürcülerin halk olarak çoğunluğunun işçi, emekçi olması gerçeğini göz ardı etmeden onların emekçi, işçi, kadın, genç olmaktan kaynaklı sorun ve taleplerine de sahip çıkmak. Bu anlayışımıza uygun düşünsel ve pratik süreçlerin oluşumunda yer almak istiyoruz.

Kimler var bu çalışmayı destekleyen?

Türkiyeli Gürcüler içinde milliyetçiliğe, diasporacılığa ve rantçılığa karşı yeni bir demokratik Gürcülük anlayışı geliştirmeye çalışmış olduğumuz son 4-5 yıl içinde buluştuğumuz değişik meslek gruplarından emekçi, Gürcü aydını dostlarımız bizlerle birlikte bu ortak projeye destek sunmakta.

Öğrenci, İşçi, Memur, Esnaf, Avukat, Müzisyen, Gazeteci, Televizyon programcıları vb. birçok meslek grubundan emekçi dostlarımızla birlikteyiz.

Bu çalışmanın ana gövdesi Gürcü Kültür Merkezi’nin aktivistleri olup Karadeniz bölgesi, Marmara, İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin değişik bölgelerinde yaşamakta olan Gürcü dostlarımızdır. Bunların dışında Demokratik Gürcüler Platformu ve Türkiyeli Gürcüler Platformu da bu sürece destek sunan Gürcü oluşumlarıdır.

Türkiye'deki Gürcülerin temel sorunları ve talepleri neler?

Temel sorunlarımızın başında, resmi ideolojinin tek kültür, tek dil, tek kimlik yaratmak amacıyla uygulamış olduğu iradi-doğal asimilasyon politikaları ile dilimiz, kültürümüz ve kimliğimiz büyük bir yok oluş sürecine sokulmuştur. Anadilimizin, kimliğimizin ve kültürümüzün yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması önümüzde duran devasa sorunlarımızdandır. Türkiyeli Gürcüler asimilasyonun yok edici uygulamalarında son noktaya gelmiş olup eğer olumlu bir müdahale ile uygun araçlar devreye sokulamaz ise geri dönüşüm neredeyse imkansızdır.

Bu anlamda dilimizin, kültürümüzün ve kimliğimizin yaşaması için Anayasal ve yasal güvencelerle tanınmamızı, geçmişte yaşatılan asimilasyonun yok edici izlerini ortadan kaldırmak için vergisini verdiğimiz, vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türkiyeli Gürcülere ve benzer sorunları yaşayan diğer halklara pozitif ayrımcılık uygulayarak destek sunmasını istiyoruz.

Anadilimizin yaşaması için anadilde eğitim, anadilin öğretilmesi, anadilde 24 saat kesintisiz yayın hakkı temel taleplerimizden. Halkların demokratik haklarını ve hak eşitliğini savunuyoruz. Ancak tüm bunların yaşam bulmasının halkımızın kimlik ve demokratik bilinç kazanması, bu temelde örgütlenmesi ile mümkün olabileceğine inanıyoruz.

Yeni Anayasa sürecine katılım konusunda neler yaptınız?

"Halkların Anayasal Talepleri"ni ifade eden ortak bir metnin hazırlık sürecinde yer alarak imzamızı koyduk, Meclis Anayasa Komisyonuna bu taleplerimizi ifade eden başvuru metni ile ortak bir görüşme talebinde bulunduk. Bu taleplerimizin kamuoyuna yansıtılması, bilince çıkartılması için ortaklaşa yapılan basın açıklamalarına, Tv. programlarına katıldık ve forumlar düzenledik.

Başka yayınlarınız, örgütlenmeleriniz var mı?

Geçmişte Türkiyeli Gürcülerin aydınlanma öncülerinden Ahmet Özkan Melaşvili, Shalva Tevzadze gibi Gürcü aydınlarının 1977 yılında İsveç'te yayına başlatıp daha sonra Türkiye'de devam ettirmiş oldukları Çveneburi (Bizden olan) Kültürel Dergisinin 2006 yılında yayın hayatı sona ermiş olup,2007 yılında ise İstanbul'da Pirosmani adlı Türkçe-Gürcüce iki dilli bir dergi yayına başladı ve 2010 yılında kapandı. Ahmet Özkan Melaşvili ise bu faaliyetlerinden dolayı 80 öncesi diğer arkadaşları gibi büyük baskılara uğramış ve 5 Temmuz 1980 günü Bursa'da katledilmiştir.

Gürcü adı ile kurulmuş olan 5-6 dernek, vakıf, ayrıca Batum göçmenleri, Kafkas dernekleri şeklinde 15-20 dernek de mevcut olup bunların büyük bir çoğunluğu daha çok köy-yöre derneği darlığını aşamamışlardır.

Bunların içinde Gürcü Kültür Merkezi, Gürcü Kültür Evi, Gürcistan Dostluk Derneği, Türk-Gürcü Vakfı, Türkiye Gürcistan Dostluk ve Dayanışma Vakfı, Kafkas-Gürcü Kültür Derneği, Düzce Gürcü Derneği, İnegöl Folklor Derneği, Beykoz Batumlular Derneği ve diğer Batum Göçmenleri, Kafkas Derneklerini saymak mümkün.

İletişim:
[email protected]

Web:
http://www.gurculerinsesi.net