Fırat ALKAÇ / Hürriyet

Gezi olayları sırasında sapanlı görüntüsü kameralara yansıdıktan sonra ‘Sapanlı Teyze’ olarak tanınan ve 3 aydır tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilen 53 yaşındaki Emine Cansever, “Gezi sadece ağaçların kesilmesi olayı değildi. Orada haksızlığa ve yoksulluğa karşı mücadele ettik. Yine bu eylemler olsun yine giderim” dedi.

Emine Cansever, Gülsuyu’nda polis destekli milliyetçi uyuşturucu çeteleri tarafından öldürülen Hasan Ferit Gedik’in cenazesi sonrası gözaltına alınarak cezaevine gönderilmişti. Önceki gün tutukluluk durumu tekrar incelenen Cansever, tutuksuz yargılanmak üzere Bakırköy Kadın Cezaevi’nden tahliye edildi. Cansever, mahallesi Gülsuyu’nda ise davul ve zurnalarla karşılandı.

‘MARJİNAL’ DEDİLER  

İşçi emeklisi olduğunu ve sendikalarda çalıştığını anlatan Cansever, Gezi olaylarında mahalledeki kadınlarla protestolara katıldıklarını belirterek şunları söyledi: “Gezi olayları sadece ağaçların kesilmesi meselesi değildi. Yoksulluktan, haksızlıklardan ve adaletsizlikten isyan noktasına gelen insanlar gidip o eylemlere katıldı. Biz de mahalleli olarak gidip o eylemlere katıldık. Elimde sapan atarken fotoğraflarım gazetelerde çıktı. Sonra Gülsuyu’nda çeteleri protesto ettik. Burada arabalı insanlar gelip insanların üzerine silahla ateş ediyordu. Biz de yaşlı, genç demeden bunu protesto ettik. Sonra bir sabah bizi gözaltına aldılar. Mahallenin bakkalını, kasabını dahi gözaltına almışlar. Adliyeye götürüldüğümüzde savcı bana Gezi olaylarındaki sapanlı fotoğrafımı gösterdi. “Attığın taş hedefe gitti mi?” diye sordu. Ben de ‘Hayır, taşı atamadım’ diye cevap verdim. Sonra adım sapanlı marjinal teyzeye çıktı.”

TAHLİYEYE İNANMADIM

Bakırköy Kadın Cezaevi’nde 25 kişilik koğuşlarda kaldıklarını anlatan Cansever, tahliye haberini aldıktan sonra şaşkınlık yaşadığını şöyle anlattı: “Koğuş arkadaşlarım tahliye olduğumu söyleyince ‘şaka yapıyorlar’ sandım. Ranzamda kitap okumaya devam ettim. Sonra gardiyanlar gelip tahliye olduğumu söyledi. Cezaevlerinde zor şartlarda kalan insanlar var. Hasta ve yaşlı tutuklular, avukatlar ve çocuk tutuklular var. Ölüm döşeğinde insanlar hastaneye gönderilmiyor. Ben haksızlıklarla mücadeleye devam edeceğim.”