Yaykıl Köyü'nde, jandarmanın robocop düzeninin tam önünde, ellerinde çubukları yere vururken, "Yaykıl bizimdir bizim kalacak" diye bağıran kadınlarla gözlere çarptı Gerze. Görüntülerin devamında, jandarma polisle birlikte yığınak yaptı Gerze'ye, "Bizi çiğneyeceksiniz, öyle geçeceksiniz" sözleri ile karşı koyuyordu Gerzeli kadınlar. Sözlere karşılık bir ezme operasyonu oldu. Yüzlerce robocop, bir köye kalkanla, copla, gaz bombaları ile girdi. Savaş hali ile yüklendi köylülerin üzerine... Yaşanan arbedede kadın, çocuk, yaşlı herkes vardı. Ezilmek istenen yüzlerce kişinin arasında üniversitede görev yapan Yardımcı Doçent Doktor Öznur Özden de bulunuyordu. Özden, şahit olduğu direnişi, olağan üstü hali ve izlenimlerini anlattı.

10 YAŞINDAKİ ÇOCUKTAN ÇOK ETKİLENMİŞ

Nöbette kaldığı sırada 10 yaşında bir çocuğun kaleme aldığı mektuptan çok etkilenmiş Yar. Doç. Dr. Özden. Çocuk; Anadolu Grubu'nun kurucularından Tuncay Özilhan'a yazdığı mektupta, "Böyle bir hayatı yaşamak istemiyorum" demiş. Özden, şöyle anlatıyor o anı: "Çocuk bir şeyler yazıyordu. Ama orada müthiş bir haraketlilik vardı. Telefon geliyordu, 'dikkatli olun, poliste ya da askerde hareketlilik var' deniyordu. Doğal olarak sürekli dikkatimiz dağılıyordu. Çocuk o an bu yazısını tamamlayamamış, ama duygularını çok net ifade edebilmiş" diyor. Ve çocuğun yazdıklarını aktarıyor: "Tuncay amca, ben 10 yaşındayım. Yaykıl, Çarolu Mahallesi'nde oturuyorum. Böyle bir hayat yaşamak istemiyorum. Bu yaşa gelmişsin hiç utanmıyor musun? Şehirde çocuğun var. Onların çağları hiç sormayacak mı? Demeyecekler mi neden büyüklerimiz niye bu termik santrali yapmışlar. O zaman ne cevap vereceksin. Benim dışımda ... Ölürüz de geri dönmeyiz. Siz dönmeyince biz daha inatlaşacağız. Biz ölmediğimiz sürede termik santrali yaptırmayacağız. Bizim bir yılda yaktığımız kömürü siz, 24 saat içinde yakacaksınız. Sizde insanlık yok!"

Öznur Özden devam ediyor söze: "Çocuğun kibarlığına bakın, onların kabalığına bakın" diyor. "Çok etkileniyorsunuz 10 yaşındaki bir çocuk , 'Ben zehir solumak istemiyorum' diyor. Orda annesinden babasından, orda yaşananlardan etkileniyor O da" diye devam ediyor.

GENÇLER YENİDEN UMUTLANDIRMIŞ

Yardımcı Doçent Özden, Türkiye'de yaşanan olaylar karşısında gençlerin duyarsızlığından kaynaklı umudunu kaybettiğini söylüyor ancak hemen ardından ekliyor: "Tam bu konuda umudumu kaybettiğim bir anda, tam o anda, gençlerin olayın içinde olması beni yeniden umutlandırdı. O çok güzel bir duyguydu. Gerzeyi sahiplenmeleri... Ki bu gençlerin çoğu şimdi üniversitelerine gittiler. Yani kış boyu orada değiller ama oralılar ve oranın tüm sorunlarını sahipleniyorlar."

YAYINLANACAK GÜNLÜKLERDEN DİRENİŞİ OKUYACAĞIZ

Gerze'de her gün not tutulan bir günlük oluşturulmuş. Gün boyu yaşanan her türlü olay, ayrıntı, bu günlüğe kaydediliyormuş. Özden, "Belki de sonra bu günlükler yayınlanacak ve hepimiz oradaki direnişin başkaca ayrıntılarını görmüş olacağız" diyor ve direnişin tarihe yazılı olarak da geçecek olmasına seviniyor.

Gerze'de, gece ve gündüz nöbetçileri olmak üzere bir ayrım yapılmış. Gündüzleri kadınlar, geceleri ise erkekler... Kadınların nöbeti gündüz ama gece 02.00'ye kadar devam ediyormuş. 02.00'den sonra ise nöbeti devralan erkekler sabah 09.00'a kadar nöbette kalıyormuş.

Çadırlarda sürekli çaylar demleniyor. Hergün en az 30 kişi muhakkak orada bulunuyormuş. Günlük, hergün, mutlaka gazete alınıyormuş. Yiyecekler ise köyde pişirilerek çadırlara getiriliyormuş.

Gerze ile Yaykıl Köyü arasında 7 kilometrelik bir mesafe olsa da telefonla başlayan iletişimin ardından 10 dakika içerisinde bütün köylülerin organize olabildiğini anlatıyor Öznur Özden.

ÇADIRLAR ŞİMDİ KIŞA HAZIRLANIYOR

Çadırlar şu sıralar kışa hazırlanıyor diyor Öğretim Üyesi Öznur Örnek, Gerzeliler, çadırlardan barakalara geçmek üzere. Barakaların dışında seyyar tuvaletler, jeneratör gibi ihtiyaçlar da düşünülmüş.

Gerze'de gördüğü kararlılığı, direnişçilerin sözü ile anlatıyor: "'Öldürün beni' diyor. Yani halktan bir kişi soyunmuş askere bağırıyor; ancak beni öldürürseniz geçersiniz. Öldürün beni... Tüylerim diken diken olmuştu. Biz ölmeye hazırız. Buraya bu santrali yaptırmayacağız diyorlar"

Gerze'de halkın bilinçli ve örgütlü bir şekilde eylem yaptığına dikkat çekiyor Öznur Özden, Anadolu Grubu'na karşı 2008'den bu yana eylem yapılıyormuş ama Yeşil Gerze Çevre Platformu'nun kurulması ile birlikte bu örgütlülük daha da gelişmiş.

YAYGIN MEDYA REKLAMLARIN KESİLECEĞİNDEN KORKUYOR

Halkın, baskıya karşı saatlerce direniş gerçekleştiğini belirten Özden, bu kadar büyük bir eylem karşısında yaygın medyanın suskunluğunu ise eleştirmeden geçmiyor. Termik santrali yapma lisansı alan Anadolu Grubu'nun Türkiye'de sahip olduğu ürünlere dikkat çeken Özden, "Efes Pilsen'den, Fanta'ya, Mc Donald's, Komili, Faber Castel, Isızu, Abank, Damla Su, Cappy, Sprite gibi bir çok Anadolu Grubu'na ait. Öyle sanıyorum ki yaygın medya, bu grubu karşısına almak istemiyor. Reklarının kesileceğinden ya da baskı göreceğinden çekiniyor. Çünkü Gerze'de saatlerce süren bir direniş oldu ve bu medyada malesef ki yer bulamadı" diyor.

'KAPALI SPOR SALONUNDA BİBER GAZI SIKTILAR'

Gerze mücadelesi, şirketin bilgilendirme toplantısı yapmak istemesi ile arttmış. Öyle ki, spor salonunda yapılmak istenen bilgilendirme toplantısında da polisin Gerzelilere, kapalı alanda biber gazı sıkarak müdahale ettiğini anlatıyor Özden: "Halk, o toplantıya, aslında bilgilenmek için değil; lisans için gerekli sayılan 'Şirketler bölge halkını bilgilendirmelidir' şartının yerine getirilmemesi için gitmişti. Oysa Anadolu grubu o toplantıya büyük konserlerde kurulu olan ses sistemlerini kurdu. Ajda Pekkan ya da Sezen Aksu gibi sanatçıların konserlerinde kurulan ses düzeniydi. Onlar, toplantıda çıkacak aykırı sesleri bastırmak istiyorlardı ama Gerzeliler, bizler onların sesini bastırdık. Konuşturmadık. Konuşamayınca daha çok hırslanıp, kolluk güçlerinden aldıkları yardımla, kapalı spor salonunda, yani hiç bir şekilde insanlığa uymayacak bir şekilde, halkın üzerine biber gazı sıkıldı."

Özden, Anadolu Grubu'nun yaşanan bütün olaylara rağmen "Bilgilendirme toplantısı yapıldı" diye gösterdiğini ifade etti. İkinci aşamanın ise sondaj çalışması ile tamamlanmak istendiğine dikkat çekti.

Ve bugün de Anadolu Grubu'nun termik santral inşaasına karşı Gerze halkının, çevreyi, geleceği savunduğunu; haklı bir mücadele yürüttüklerini söylüyor.

ÜNİVERSİTEDEKİ ÖĞRETİM ÜYESİNDEN ÇAĞRI

Öznur Özden, bir öğretim üyesi olarak eylem alanında ve kendisi gibi olan, meslektaşlarına, aydınlara da çağrı yapıyor. "Destek bekliyoruz. Belki daha güçlü çıkarız diye bekliyoruz Anadolu Grubu'nun karşısına" diyor.

"Umarım çekilirler diyorum, çünkü Anadolu Grubu'nun gerçekten buna ihtiyacı yok. O kadar çok parası var ki paraya ihtiyacı yok. Bırak temiz kalsın ki Gerzeliler'de teşekkür ettsin sana" diyor Yardımcı Doçent Doktor Özden.

Bırakın temiz kalsın!
(ETHA)