Ş. Murat Özten / Demokrat Haber

Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, 2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren 5. sınıftan başlamak üzere Lazca'nın da seçmeli ders olarak okutulmasına karar vermişti.

Yaşayan diller ve lehçeler dersi kapsamında Kürtçe, Adığece, Abazaca ve Lazca seçmeli dersleri verilmeye başlanmıştı.

Lazca seçmeli derslerini veren üç öğretmenden biri olan Ali Badulaşi ile Lazca derslerinin nasıl gittiğini ve sıkıntılarını konuştuk. 2013-2014 döneminde çeşitli nedenlerle Lazca seçmeli derslerine başvurunun az olduğunu belirten Ali Badulaşi, 2014-2015 eğitim döneminde bu sayının en az üçe katlanacağını savunuyor.

Ali Badulaşi 30 Temmuz’da Rize’de Lazca Dil Kurultayı yaparak yaşadıkları sıkıntılara çözümleri konuşacaklarını belirtiyor.

-Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ali Gümüş. Lazca soyadım Badulaşi. Artvin’in Arhavi ilçesinde Lazca seçmeli derslerine giriyorum. Memleketim Rize’nin Fındıklı ilçesi. Lazca adıyla Vitze. Köyüm de Lazca adıyla Canapeti.

-Lazca hayli ihmal edilmiş bir dil. Nasıl başladınız Lazca öğretmenliğine?

Anadilim olduğu için her zaman ilgi alanımdaydı. Lazca yayınları okumak, Lazca şiir yazmak... Ve bu işle uğraşanların her zaman içindeydim. Sınıf öğretmeni olarak Milli Eğitim’e bağlı çalıştığım için Lazca seçmeli dersler açılınca doğal olarak başvurduk. Küçük engeller çıktı, ama sonuçta başvurumuz kabul edildi. Öncelikli olarak gramer bilgisi olan İngilizce ve Türkçe öğretmenler istendi. Sınıf öğretmeniydim ama master’ım vardı eğitim bilimleri üzerine. Bu nedenle daha kolay oldu kabul edilmem, böylelikle başladık. Başta hazırlıklıydık zaten. Müfredatın belirlenmesi vs. altyapı çalışmalarının içindeydim. Bu aşamalarda benim eğitim bilimleri tecrübem kullanıldı.

-Bildiğimiz kadarıyla sözel olarak öğrendiniz Lazca’yı sadece, aile içinde konuştunuz...

-Tabii..

-Yazılı hali biraz daha başka, bu sorunu nasıl hallettiniz?

-Lazca’nın kendine özgü bir alfabesi var. Şimdi o alfabe bizim yayınlarda, Lazca külliyatta kullanılan bir alfabe. Bu yayınları okuyabiliyor ve yazabiliyorduk. Onun için Lazca öğretmenliği yaparken yazılı dilin öğretilmesi ve okutulması sorun olmadı, o hazırdı zaten.

-Peki talep nasıl okullarda Lazca'ya?

-Başlangıçta biz kendimiz öğrencilerin ailelerine Lazca dersler verileceğine ilişkin haber vermek zorunda kaldık. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkardığı seçmeli ders listelerinde Lazca yoktu. Uğraşlarımız sonucu, Lazca ancak Eylül ayında seçmelerin bitim tarihine bir hafta kala bu listeye girebildi. Doğal olarak pek çok öğrenci daha önce zaten seçimini yapmıştı. Biz Lazca öğretmeni olan Hasan Uzunhasanoğlu’yla birlikte belirli bir efor sarf ettik. Velilere ve öğretmenlere ulaştık. Sınıfların açılmasını sağladık. Talep geçen yıl çok da belirlenemedi, çünkü sadece bizim önceden haber verebildiğimiz öğrenciler Lazcayı seçebilmişlerdi, ama bu yıl gözle görülür bir talep var. Kendiliğinden gelen, velilerden gelen bir talep...

-Rakamlarla ifade edebilir miyiz?

-Geçen yıl 120 civarında öğrenci Lazcayı seçmeli ders olarak talep etmişti. Ama kurallar gereği bir seçmeli ders sınıfının açılabilmesi için en az 10 öğrencinin bu dersi talep etmesi gerekiyor. Bu nedenle sadece 85 öğrenci Lazca ders alma imkanına sahip olabildi. Bu yıl büyük bir talep var. Henüz istatistikler çıkmadı ama velilerden ve okul müdürlerinden duyduğumuz kadarıyla bu 120 sayısı bu yıl üçe katlanacak, belki de daha fazla olacak diye düşünüyoruz.

-Türkiye genelinde şu an itibariyle kaç Lazca öğretmeni var?

-Üç öğretmen var. Bunlardan biri Türkçe öğretmeni olduğu için kendisi istemeyerek, Milli Eğitim’in istemesiyle Lazca öğretmeni oldu. Diğeri Hasan Uzunhasanoğlu ve ben Ali Gümüş. Ben Artvin’in Arhavi ilçesinde çalıştığımı söylemiştim, diğer iki arkadaş da Rize’nin Fındıklı ilçesinde görev yapıyorlar. Başka hiçbir yerde Lazca öğretmeni yok. Aslında Lazların yaşadığı Sakarya, Adapazarı çevresinde, Sapanca ilçesi çevresinde ve büyükşehirlerde pek çok öğrenci Lazcayı seçmeli ders olarak seçti, ama sayı 10 kişiyi bulmadığı için Lazcayı öğrenme şansına ulaşamadılar.

Olumsuz bir tepki aldınız mı?

Olumsuz tepkiler oldu. Şöyle ki, gerek sosyal medyada gerekse direk şahsımıza, belki nabız yoklama, belki rahatsızlık verme amacıyla eleştiri sınırını aşan suçlamalar oldu. “Laz milliyetçiliği mi yapıyorsunuz?“, “Kürtlerden sonra siz mi başladınız, ne gereği vardı“, “Lazca dilinin yaşatılması ya da okutulması gibi bir ihtiyaç yoktu, nereden çıktı şimdi bu?“ .

Yine Lazların aslında bir etnik köken olmadığı, Türklerin Kıpçak denen kolundan geldikleri gibi açıklamalar yapanlar oldu. Böylesi olumsuz tepkiler de aldık. Onlara uygarca cevaplarımızı verdik, anlayışla karşıladık. İlk yıl bir hayli gerilim ve stres yaşadım ben.

Diğer arkadaş Hasan Uzunhasanoğlu bu kadar sorun yaşamamış olsa da ben yaşadığımı söyleyebilirim. Yani bu durumun yeni olması, toplumun yeterince hazır olmaması ve kolay kabul edilebilecek bir şey olmaması, Lazların asimilasyonun son evrelerini yaşıyor olması, Türkçe’ye geçmiş olmaları, ne gereği var düşüncesi, zaten kendi aramızda konuşuyoruz, yazıya geçmesi gerekmiyor, çocuklarımızın öğrenmesi gerekmiyor düşüncesi vb önyargılar, bir dizi olumsuz algılamalar vardı.

Bunlar tabii ki zamanla kırılıyor, değişiyor. Geçmişte farklı düşünenler şimdi daha farklı düşünüyor. İleride daha da farklı düşüneceklerini zannediyorum.

-Öğretmenliğin dışında Lazca’nın yazı dili olarak geliştirilmesi için çabalarınız da var mı?

Diğer Lazca öğretmeninin önerisiyle 30 Temmuz’da Lazca Dil Kurultayı gibi bir toplantı yapacağız. Bütün Laz dili üzerinde çalışan insanlar Rize’nin Fındıklı ilçesinde toplanıp Lazcayı Latin klavye ile yazılabilen bir şekle sokmak, Lazca seçmeli dersler ne olacak, Laz dilinin geleceği ne olacak, ne yapılması gerekiyor, bunlarla ilgili forum şeklinde, herkesin görüşlerini belirtebileceği yemekli bir toplantı düzenliyoruz.

Orada dilin üniversitedeki Lazcayla ilgili öğretmen yetiştirme bölümü, seçmeli dersler, alfabenin ne olacağı, dilin ne olacağı, bunlar tartışılacak, konuşulacak. Orada netleşecek her şey, 30 Temmuz’dan sonra.

-Demokrat Haber’e verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz. Son olarak söylemek istediklerinizi alabilir miyiz?

Geçen yıldan farklı olarak bu yıl eğitim dönemine hayli hazırlıklı olmamıza rağmen, Lazca seçmeli ders listelerine yerleştirilmiş olmasına rağmen, okullarda dağıtılan kağıtlarda, çıktısı alınmış formlarda Lazcanın yazılı olmaması, bu konuda öğrenciler açısından sorun oldu. Doğal olarak Lazca talebi olabilecekten daha az oldu. Öğrenciler listede yok diye seçmediler. Ancak bilgilendirilen okullarda diğer yabancı dil seçeneklerinin yanına, yaşayan dil ve lehçeler seçeneklerinin yanına Lazca kalemle yazıldı ki bu da bir sorundur.

Duyumlarımıza göre bazı okullarda da Müdürler öğretmenlerle anlaşarak öğrencilere önceden işaretlenmiş formlar dağıtmışlar. Yani cebren öğrencilerin yerine alacakları seçmeli ders bu şekilde belirlenmiş. Oysa ben biliyorum ki o çocuklar Laz çocuklarıdır. O listede Lazca olsaydı ve okul idareleri tarafından işaretlenmemiş olsaydı o çocuklar Lazca dersini isteyeceklerdi. Böyle bir sorun yaşadık. Bu sorun daha sonra bir resmi yazı çıkarılıp okullara gönderilerek çözülmeye çalışıldı. Bu yazıda okul idarelerine çocuklara seçmeli derslerin seçiminde baskı yapılmaması, işaretli formlar dağıtılmaması isteniyordu. Bu yazının okullara daha sonra tekrar dağıtılacağı söylendi.

Ben Haziran ayındaki iki haftalık ders seçme döneminde listelerde Lazcanın görülmemesini özel olarak sorun çıkarma olarak algıladım ve Laz Enstütüsü Başkanı Sayın Mehmet Bekaroğlu’nu telefonla arayarak böyle böyle bir sorun var diye kendisine bildirdim. Zaten işte bu sorunlardan kaynaklı 30 Temmuz’da biraraya gelip konuşacağız. Yani belle etmeden, tabiri caizse çaktırmadan Lazca konusunda sorun yaşatılıyor gibi bir intiba var bizde. İstediğimiz, bilgisayardan çıktısı alınan o kağıtta Lazcanın basılı olarak görülmesi. Çocuklar ellerine aldıkları zaman tereddüte düşmemeliler. Lazca listede var mıymış, yok muymuş, pilot kalemle mi, tükenmez kalemle mi yazılacakmış, bu tür sorunların yaşatılmamasını istiyoruz. Eğer bu listede Lazca yazılı olarak görülürse öyle 300-400 istek değil binlerce, onbinlerce Lazca isteği olacaktır. Çünkü bütün çocuklar annesinin babasının, dedesinin ninesinin konuştuğu dili orada gördükleri zaman mutlaka işaretleyeceklerdir.