KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, Fırat Haber Ajansı'na (ANF) Türkiye ile müzakereler konusunda açıklamalarda bulundu. Aydar, diyalog ve müzakere konusunda Türk devletinden herhangi bir talep gelmediğini söyledi.

Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Uluslararası Kürt Konferansı’nda yaptığı açıklamada 'Kürt tarafının diyalog ve müzakereye hazır olduğu' sözlerine açıklama getiren Aydar, bu sözlerin, Kürt tarafının ciddi, samimi ve içinde oyalama olmayan bir müzakere sürecine hazır olduğu anlamına geldiğini söyledi.

"TÜRKİYE TARAFINDAN BİR MÜZAKERE TEKLİFİ YOK"

Karşı taraftan (Türkiye) herhangi bir sinyal olmadığını söyleyen Aydar, zaten bir buçuk yıldır bu temasların kesilmiş olduğunu, şu anda yürüyen herhangi bir temas ve müzakere süreci olmadığını söyledi.

Bazen hükümete yakın çevrelerin, "bazı şeyler oluyor" türünden şeyler yazdıklarını, ancak şu anda işleyen bir süreç olmadığını; kimsenin farklı bir beklenti içine girmemesi gerektiğini söyledi.

"ATEŞKES TALEBİ YOK VE ATEŞKES ÖRGÜTÜN GÜNDEMİNDE DE YOK"

Şu an için Türkiye'den 'silahların susması' ya da ateşkes talebi olmadığını da söyleyen Aydar, "böyle bir pratik de yok," dedi ve "Çözüme hizmet etmeyen bir ateşkes veya bir eylemsizlik durumunun" örgütün gündeminde olmayacağını ve şu anda da böylesi bir gündemin olmadığını söyledi.

"İMRALI İLE GÖRÜŞME YOK; OLURSA DA ÖRGÜTLE PAYLAŞILMASI LAZIM"

Zaman zaman hükümet kanadından "İmralı ile görüşme olabilir" yönünde açıklamaların geldiği konusuna da cevap veren Aydar, "Bize yansıyan herhangi bir görüşme durumu yok" dedi ve ekledi:

"Bu görüşmelerin sonuç alıcı olabilmesi için örgütle paylaşılması lazım. Örgütle paylaşılan bir şey olmayınca da zaten sonuç olmaz. Yani görüşme olmamış ki, paylaşılacak bir şey yok ki, örgüte yansımamış."

"ÖCALAN BAŞ MÜZAKERECİDİR, MUHATAPTIR"

Abdullah Öcalan'ın baş müzakereci olduğunu söyleyen Aydar, onun için "muhataptır, yetkilidir, bu hareketin kurucusudur, hukuken de veto hakkına sahip son karar mercidir," dedi.  

"HÜKÜMET KİMİ MUHATAP ALACAK?"

Aydar hükümetin muhatap arayışında olmadığını, tasfiye arayışı içinde olduğunu iddia ederek, Türkiye hükümetinin bir yandan "görüşebilirim" dediği Öcalan’a karşı idamı gündeme getirdiğini, BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırmakla tehdit ettiğini söyleyerek, "Bir çözümden bahsedilecekse, bu hükümet kimi muhatap alacak?" dedi.

Hükümet yetkililerinin bazen "gerekirse herkesle görüşürüz" sözlerini hatırlatan Aydar, "Peki, şimdiye kadar gerekmedi mi? Bu kadar insan ölüyor, halen 'gerekirse' mi oluyor? Bunun 'gerekirse'si nedir? 'Kan duracaksa herkesle görüşeceğiz.' Peki, senin görüştüğün zamanlarda, sen de çözüm projesi ortaya koyarsan neden kan dökülsün. Geçmiş dönemlerde görüşmelerin sürdüğü dönemlerde, bu hareket tek bir silah patlattı mı? Sözünü verdiğinde bütün eylemlerini durdurdu. Ama sizler durmadınız. Bu şekilde olmaz," diye konuştu.

BARIŞ ORTAMI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR

Aydar barışın koşullarının mümkün kılınabilmesi için gerekli şartların şunlar olabileceğini savundu:

"Şunu diyeceksin karşı taraf için: Evet bu ülkede Kürtler var, Kürt sorunu var ve bu sorun askeri ve güvenlik yöntemleriyle çözülmez. Buna diyalog ve barışçıl çözüm temelinde yaklaşıp, bunu hak eşitliği temelinde çözüme götüreceğiz yönünde bir irade ortaya koyacak ki sonuç alınabilsin.

Bu işte barış düşmanla yapılır. 'Bu benim düşmanımdır, ben düşmanımla barış yapmam' diyerek olmaz. Zaten dostla barışma gibi bir şey olmaz. Düşmanla barış yapılıyor.

Bunun gereği nedir? Önce güven arttırıcı önlemler. Öncelikle dilin düzelmesi lazım. Saldırgan dile ve psikolojik propagandalara son verilmeli. Karşılıklı saldırıların durması lazım. Bir de herkesin kendi kamuoyunu ikna edip zemin hazırlaması lazım. Bunları daha fazla genişletmek mümkün."

"KARŞILIKLI JESTLER YAPILABİLİR"

"Bir de karşılıklı jestler yapılabilir. Biri olumlu adım atar, diğeri daha fazlasını yapar. O zaman 'biz bu işi yapabiliriz' ortamı oluşur ve ana konular konuşulur. Böylece bir barış anlaşması ile sonuçlanabilir.

"Her gün bağırıp, her gün saldırıp, hakaret edip, tehdit ederek, güven arttırılmaz. Bunlar güveni zedeleyen, düşmanlığı daha fazla derinleştiren girişimler olur.

"Artık Kürtleri kandıramayacaklarını bilmeliler. Biz çocuk değiliz. Kazanç, ancak iki halkın Anadolu’da barış içinde birlikte yaşayabilmesi ile olur."

"TEMENNİMİZ 2013 BARIŞ YILI OLSUN"

Son olarak Aydar 2013 yılının iki olguya aday olduğunu söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

"Ya onurlu bir barış, ya da 2012'yi de aşan daha büyük bir mücadele. Temennimiz birinci şıkkın gerçekleşmesidir, karşı tarafın da bu anlamsız ve zarar veren inadından vazgeçerek, 2013 yılının ülkemiz, halklarımız ve bölgemiz adına bir barış yılı olması yönündedir." (ANF'den derlenmiştir)