Özlem Sevgi- Müjgan Yağmur/Demokrat Haber

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 7 Haziran seçimlerinde barajı aşarsa meclise girecek yeni simalardan biri de Rıdvan Turan olacak. HDP bileşenlerinden Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) genel başkanı olan Rıdvan Turan Adana’dan aday gösterildi. Rıdvan Turan seçimlere dair sorularımızı yanıtladı.

Amasya Merzifonlu emekçi bir ailenin üçüncü çocuğu olan Turan, 1971 yılında Tokat Reşadiye‘de doğdu. 1995 Uludağ Üniversitesinden mezun olan Turan Tıp Doktoru.

1990′lı yıllarda Sosyalizm mücadelesine katıldı. Kurtuluş Sosyalist Dergi’de yazıları yayınlanan Turan, BSP ve ÖDP’ de çalıştı, 2002‘de Sosyalist Demokrasi Partisi‘nin kuruluşunda yer aldı.

"Bilim İdeoloji ve Gençlik ve “Kurtkapanı: Türkiye'de Faşizm” adında yayınlanmış iki kitabı ve yayına hazır “Tarihten Güncele Devlet” adında üçüncü kitabı bulunmakta.

2008 yılında SDP Genel Başkanlığı’na seçildi. 2010 yılında iktidar tarafından Sol/Sosyalist Partilere yönelik sahte senaryolarla üretilen operasyonlarda tutuklandı. SDP Genel Başkanı olarak on ay cezaevinde kalan Turan bu davadan beraat etti. Gezi Eylemlerinde iktidar tarafından kendisine ve Partisine toplamda yüzlerce dava açıldı. 7 Haziran Seçimleri nedeni ile SDP Genel Başkanlığını devreden Turan bileşeni olduğu HDP’den Adana 1. sıra Milletvekili adayı oldu.

Gelecek gazetesi ve Özgür Gündem Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmakta. Çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış yüzlerce makalesi bulunmakta. Osmanlı Tarihi, Antropoloji, Arkeoloji ve kentleşme üzerine yoğun incelemeleri bulunmakta. Evli ve Ada’nın babası.

HDP bileşenleri içinde en dikkat çekenlerden biri de partiniz SDP. “Türk solu” olarak da tanımlanan bir gelenek içinde sayılıyorsunuz. Gerçi “Kürt sorunu” ile ilgili pozitif görüşleri bilinen “Kurtuluş” geleneğinden geliyorsunuz. HDP sizin için doğru adres mi?

“Türk solu” kavramını Türkiye Sosyalist Hareketi (TSH) olarak düzeltmekte fayda var. Zira bu kavram muradı daha iyi izah ediyor.

HDP bir demokrasi programı etrafında toplumsal ve siyasal grup ya da yapıların birleştiği bir proje. Bir sosyalist olarak bu programın bizim asgari programımızla (siyasi demokrasi programımızla) uyum içinde olduğunu söyleyebilirim. Örneğin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ya da bu seçimlerdeki emek, demokrasi, barış, eşitlik ve özgürlük taleplerimiz aynı zamanda bizim parti taleplerimizdir. Dolayısıyla HDP bizim için doğru yerdir.

Bir röportajınızda “devlet bir korku cumhuriyeti yaratmak istiyor” demiştiniz. Barajı aşan bir HDP bu korku cumhuriyetini yıkmak için önemli bir adım olacaktır, diye düşünüyor musunuz?

Elbette.13 yıllık AKP iktidarı ürettiği ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların yanında toplumu da kutuplaştırdı. Bu sorunlar üzerine bir tiranlık rejimi kurmaya çalıştı, çalışıyor. Bu rejim elbette yasalardan bağışık bir rejimdir. Yasalar tiranları bağlamaz.

Tiranın akşam ettiği laf, bakmışsınız sabah yürütmenin elinde yasal desteği olmayan yaptırıma dönüşmüş. İşte avukatların adliyeye alınmaması uygulamasını gördünüz. Ya da iç güvenlik yasasını düşünün. 1 Mayıs’ta daha etkin olarak kullanılmaya başlanan bu yasa ile adeta bir cadı avı başlatıldı. İşte bu, korku cumhuriyetinin alametifarikasıdır. Bu gidişatı, ancak iktidarın bu yapıp ettiklerini çöp sepetine atacak bir siyasal alternatif durdurabilir. O da HDP’dir.

HDP'nin barajı aşma olasılığı arttıkça ve seçim yaklaştıkça AKP'nin, Erdoğan'ın size karşı olan tavrı sertleşti. Söylemle yetinmeyip HDP bürolarına saldırılar da yoğunlaştı. AKP'nin bir dönem yapmaya çalıştığı gibi yeni ergenekonlar yaratabileceğine inanıyor musunuz?

Erdoğan büyük bir panik içinde. Önüne gelen anket sonuçlarında AKP’nin oylarının düşmekte olduğunu gördükçe de paniği ve öfkesi artıyor. Derin AKP bu sebeple HDP’nin baraj altı kalması için elinden geleni yapıyor. Bir algı operasyonu yürütüyorlar. Toplumdaki HDP algısını tepetaklak etmek için Diyadin’de olduğu gibi en tehlikeli provokasyonlara imza atıyorlar. HDP bürolarına ve ilçe binalarına yönelik saldırılar da bu operasyondan bağımsız olarak değerlendirilemez.

Açıkçası ben Erdoğan’ın başkanlık amacına ulaşmak için her türlü çılgınlığa yönelebileceğini düşünüyorum. Tüm bu olan bitenlere karşı bizim tutumumuz provokasyonlara cevap vermemek, doğru bildiğimiz yolda yürümek olacak. Ben tüm çalışmalarım boyunca bu durumu vurguluyorum. Bizi çatışma içine çekmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Biz barış ve kardeşlik içinde bir seçim sürecinden yanayız. Seçim bürolarına saldırmak bayrakları yakmak AKP’nin aczini göstermektedir.

“BAŞKA PARTİLERİN SEÇMENLERİ HDP’Yİ DESTEKLEYECEKLERİNİ SÖYLÜYOR”

Milletvekili adayı Rıdvan Turan nasıl bir çalışma yürütüyor. Gördüğünüz tablo öncelikle kendi seçim çevreniz olmak üzere nasıl?

Güne çok erken başlıyor ve çok geç bitiriyoruz. “Nefes alacak zaman bulamıyoruz” desem yeridir.

Adana’da bize yönelik ciddi bir ilginin olduğunu söyleyebilirim. Başka partilerin seçmenleriyle çarşıda pazarda karşılaşıyoruz ve bu seçimlerde HDP’yi destekleyeceklerini söylüyorlar. Bu ilgi hem Erdoğan yorgunluğundan hem de HDP’nin yeni yaşam çağrısından kaynaklanıyor.

Adana’da çok iyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum. Bakalım hep beraber göreceğiz…

Bir sosyalist olarak TBMM'ye girdiğiniz takdirde önceliğiniz ne olacak? Barış süreci mi, cezaevini de yaşayan biri olarak hasta tutsakların durumu mu?

Elbette hepsi çok önemli. Sosyalistlerin mecliste temsili önemlidir. Ben salt SDP’nin değil tüm sosyalistlerin temsilcisi olarak orada yer almaya çalışacağım. Dolayısıyla demokratik, sol, sosyalist politikaların savunucusu olacağım. İşsizliğin yoksulluğun bu kadar arttığı, işçi sınıfının ve tüm çalışanların ekonomik ve demokratik hak ve özgürlüklerin bu denli tırpanlandığı bir memlekette sosyalist politikaya çok ihtiyaç var. HDP’nin programı tüm bu talepleri ziyadesiyle içeriyor. Ayrıca sosyalistlerin bir türlü çözülemeyen bir “birlik ve sosyalist hareketin yeniden yapılanması” meselesi var. Bu konu üzerine derinleşmek gerekli.

Ufuk Uras'la yaşanan bir TBMM tecrübesi oldu Türkiye solunun. Eleştirenler de oldu bu süreci. Bu tablo sizi endişelendiriyor mu?

İma ettiğiniz şeyi anlamakla birlikte şöyle söyleyeyim, benim adım Rıdvan Turan ve SDP’nin eski genel başkanıyım. Sanırım yeterli olur bu cevap.

PKK Lideri Öcalan size seçimler sonrasında selam yollamıştı. Sosyalistlerin ve devrimcilerin Kürt hareketiyle birliği kapsamında. Bu selam sizin için, özellikle Kürt seçmenden oy isterken bir referans olacak mı? Nasıl yorumluyorsunuz bu selamı?

Bu selam cezaevindeyken 2011’de gelmişti. “Rıdvan Turan ve arkadaşlarına selamlarımı gönderiyorum. Onlar eşitlik özgürlük devrim ve demokrasi mücadelesi sebebiyle tutuklandılar, onları sahipleniyoruz” mealinde sözlerdi. Bu selam benim için kıymetlidir. Ben de selamlarına yanıt verdim.