BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, haziran ayındaki Halkların Demokratik Partisi kongresi öncesi Diyarbakır’da dinleniyor. Pazar günü doğa yürüyüşü yapan Demirtaş, ‘seçilmiş kişi’ kimliğinin kendisini tatmin etmediğini, vekil olmadan siyaset yapmayı arzuladığını söyledi.

Selahattin Demirtaş Al Jazeera Türk'ten Kadir Konuksever'e konuştu:

Abdülkadir Konuksever / Al Jazeera Türk

Yerel seçimlerde yüze yakın mitinge katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yorgunluğunu Diyarbakır’da kendi ifadesiyle ‘on yıldır yapamadığı sosyal faaliyetlere’ katılarak atmaya çalışıyor. Hafta sonu Elazığ yakınlarındaki Hazar Baba Dağı'na yapılan doğa yürüyüşüne katılan Demirtaş yaklaşık on kilometre sonra zirveye ulaştı. Bisiklet turlarına katılıp, kitap okumak için artık zaman bulabildiğini belirten Selahattin Demirtaş son zamanlarda yaptıklarını ve gelecekteki planlarını Al Jazeera Türk’e anlattı. 

Artık kendinize daha çok zaman ayırabiliyorsunuz sanırım.

Kendime çok uzun yıllardır zaman ayıramıyordum, şu birkaç haftalık boşlukta biraz kendime de zaman ayırma fırsatı buldum. Aileme de zaman ayırma fırsatı buldum.

Yoğun bir seçim dönemi geçirdiniz, göz önündeydiniz sürekli, şimdilerde daha az görünürsünüz. Yaygın görüş artık ortalarda görünmediğiniz. Böyle mi bu gerçekten?

Olması gerektiği yerdeyim aslında. Çünkü şu an merkez siyasetimizi HDP yürütüyor. Bütün grup Halkların Demokrat Partisi çatısı altında siyasetini sürdürüyor. HDP’nin eşbaşkanları var, grup sözcüleri var. Dolayısıyla kamuoyuna dönük parti mesajlarını verme konusunda yetkili kişiler ve organlar bellidir. Onlar daha çok bu çalışmayı yürütüyorlar. Bu konuda hiçbir sıkıntı yok. Ben de siyasetten uzaklaşmış değilim. Ama tabii eşbaşkanlar dururken, parti sözcülüğü dururken kamuoyunun beklentilerine dönük açıklamaları benim yapmam doğru olmaz. 

İki dönemdir Meclis'tesiniz. Şimdi ailenize ve kendinize ayırdığınız zaman açısından daha mı özgür hissediyorsunuz?

"E tabii. Daha fazla okuma fırsatı bulabiliyorsunuz çünkü o yoğun tempo içerisinde kitap okumaya bile zaman bulamıyor insanlar. Dışarıdan daha derli toplu meselelere bakıp düşünebiliyorsunuz. Yani bu benim açımdan bir son değil, bir geri çekilme değil. Fakat bu iş yoğunluğunun, temponun eskisi gibi olmaması şu anda benim için daha rahat. En azından bazı konulara eğilmemi, düşünmemi, araştırmamı kolaylaştırıyor. Evet aileme de hiç zaman ayıramamıştım bugüne kadar. Birkaç haftadır ailemle biraz daha fazla zaman geçiriyorum." 

Onlar da memnunlardır.

Evet, eşim şunu diyor; ‘Bir eş olarak durumdan memnunum ama halkın bir bireyi olarak memnun değilim."

Siyasete dönmenizi istiyor?

(Gülerek) ‘Halk olarak istiyorum, eş olarak istemiyorum’ diyor.

Pek çok kişi istiyordur sanırım, özellikle mitinglerinizdeki coşku dikkat çekiciydi. Mikrofon tuttuğumuz pek çok kişi oylarını özellikle sizin için kullanacaklarını söylüyordu. Seçmeniniz nezdinde size duyulan teveccüh bu kadar yoğunken siyasetten uzak kalabilecek misiniz?

Hayır, yani sonuçta halkın, şahsıma yönelik, partimize yönelik, hareketimize yönelik bütün bu beklentileri biz bir şekilde karşılamak zorunda hissediyoruz kendimizi. Ben siyaseti bırakmış, siyasetten kopmuş değilim. Şu anda eşbaşkanlık görevini başka arkadaşlarım yürütüyor. Bu demek değildir ki ben mücadeleden geri çekildim veya çalışmayı bıraktım. Fakat, yani bazen siyasette yenilenmek, yeni tartışmaların önünü açmak bir görevdir. Görevden kaçış değil bir görevdir. Ben şu anda bu görevi yapıyorum. Siyasette bazı şeylerin önünü açmayı, tartışmaların önünü açmayı, yeni gelişmelerin önünü açmayı hedefliyoruz. Yoksa benim geri çekilmem bir mücadele yorgunluğu, bir siyaseti bırakma anlamında bir geri çekilme değil. HDP bir Türkiye halklarının ortak partisi, projesi olarak kendini büyütmek zorunda. Bu yeni bir parti yönetimi, yeni eşbaşkanlarla daha mümkün olabilir anlayışı nedeniyle biz bu konuda biraz geride durmayı tercih ettik. Yoksa mücadeleye karşı bir soğumamız, geri çekilmemiz söz konusu değil. Tartışmalar bizi nereye götürür şu anda kestiremiyorum tabii ki. Evet öneriler var, tekrar eşbaşkan olmam konusunda ısrarlar da var.

HDP’den mi?

Evet, yani HDP’de eşbaşkan olmam konusunda hem partiden hem tabandan ısrarlar var, bunun farkındayım. Fakat bu beklentinin sırf şahsıma yönelik olmadığını da biliyorum. Çok büyük bir değerler hareketiyiz biz. Birçok insan bu değerlerin bileşkesi olarak beni görüyordu. Dolayısıyla şahsımda temsil edilen bütün o değerlerin, yeniden önde olmasını, partide görünür olmasını istiyor, bu kadar. Yoksa benim özel yeteneklerimden veya özel durumumdan kaynaklı değil bunun farkındayım. Herkesin içi rahat olsun, bütün o değerler HDP’de de temsil edilecek. Eşbaşkan kim olursa olsun bütün o değerler partimizde temsilini bulmaya devam edecek." 

Bu teklifler yinelendiğinde ‘acaba’ diye düşündüğünüz oluyor mu?

Hayır, HDP’de eşbaşkan konusunda bir yaklaşımım var. Kongrede eşbaşkan adayı olmayı düşünmüyorum. Bu düşüncem halen devam ediyor. Yani parti yönetiminde olabilirim, partide başka görevler alabilirim bu benim için hiç sorun değil. Ama şu anda parti kongresine hazırlık yapılırken eşbaşkanlık benim gündemimde yok.

Bu konuda netsiniz.

Evet öyle.

Tartışmaya açık değil...

Yani en azından ben böyle düşünüyorum. Yani bizde kestirip atma gibi bir durum tabii ki yoktur. Tartışmalar nereye varır bunu bilemiyorum fakat benim duygum, düşüncem budur şu anda. 

Biraz soğumuş olabilir misiniz siyasetten?

Hayır siyasetten soğumak olmaz. Siyaset bizim yaşamımızın biçimidir artık. Ama seçilmiş olma kimliği işin doğrusu beni çok fazla tatmin etmiyor artık. Yani seçilmiş olmadan da siyaset yapılabilir. Bu son derece mümkün. İllâ seçilmiş olmak gerekmiyor, bir yerin başkanı olmak da gerekmiyor. Bunlar olmadan da siyaset yapılabilir ve ben galiba öbür türlüsünü daha çok arzuluyorum. 

Seçilmeden siyaset yapmak!

Seçilmeden siyaset yapmak.

Genel seçimlerde adaylık?

İki dönem kuralı olduğu için böyle bir tartışma yok zaten. Yeniden adaylık söz konusu değil milletvekilliği için.

Israr olursa?

(Gülüyor) Bunlarla ilgili kestirip atmak, peşin konuşmak tabii ki çok doğru olmaz, önümüze görevler gelirse asla görevlerden kaçmayız fakat ilkelerimiz, tüzüğümüz bunlar hepsi bizi bağlar tabii ki.

Siyasetteki yoğun mesainiz nedeniyle yapamadığınız ancak şimdi mümkün olan neler var?

Ailemin dışında arkadaşlarımla doğa yürüyüşlerine çıkıyorum, bisiklet turlarına katılıyorum fırsat buldukça. Bunlar uzun yıllardır yapamadığım, fırsat bulamadığım şeylerdi. Sosyal faaliyetlere şu sıralar ağırlık vermiş durumdayım ama tabii ki kongre hazırlıkları ve siyasi çalışmalar nedeniyle bunları da fazla sürdürmem mümkün değil. Parti çalışmaları da bir yandan devam ediyor. 

Gezilerinize ailenizi de dahil edebiliyorsunuz sanırım artık. Geçtiğimiz günlerde Irak Kürdistanı'ndaydınız, neler yaptınız?

Mahmur kampını ziyaret ettik, ailemle birlikte. Mahmurlular biliyorsunuz kendi köylerinden yaşam yerlerinden uzaktalar. Çözüm sürecinin bir parçası olarak aslında Mahmur’dan geri dönüşlerin olması gerekiyor. Fakat onlarla ilgili hiçbir düzenleme bu güne kadar yapılmadı. Onların da talepleri var tabii. Her şeyden önce Sayın Öcalan’ın serbest kalmasını bekliyorlar. Anadilde eğitim yapabilmenin koşullarının oluşmasını istiyorlar. Çünkü şu anda bulundukları Birleşmiş Milletler kampında anadillerinde eğitim yapıyorlar. Ayrıca geldiklerinde kimliklerinin, kültürlerinin tanınıyor olmasını bekliyorlar talepleri var. Bunların hiçbiri konuşulmadığı, tartışılmadığı için şu anda geri dönüş gündemlerinde değil. 

Bekledikleri koşullar sağlanırsa...

Tabii dönmek istiyorlar. İstekleri var fakat nasıl dönecekleri meseledir onlar açısından. Tartışma konusu odur. Bizler de hem onları ziyaret edip hem bir kez daha durumlarını yerinde inceledik hem de tartışma konuşma fırsatımız oldu. HDP Eş Genel Başkanlığı ve Grup Başkanlığı görevlerim olmadığı için biraz daha bu tür çalışmalara yoğunlaşma fırsatı buldum.