ANF'nin verdigi habere göre YPS savaşçısı Roboskili Bedel Encü (20) Silopi'de yaşanan şehir savaşında yaşamını yitirdi. Roboskili Bedel Encu'nün  ailesinin demesi ile bir Nisan ayında doğmuştu ve yine bir Nisan ayında yaşamını kaybetti. Acılı ailesine ve Kürt halkına başsağlığı diliyorum.

Savaş seviciler pek neden ile ilgilenmez, onlara ölüler ve cenazeler yeter. Yaşamak için ölüler ve cenazeler yetmeyenler için soruyorum Bedel Encü neden dağa çıktı, sıcak yatağını, dizinin dibinde oturduğu annesini bırakıp neden dağa çıkmıştı?

Bedel Encu, 28 Aralık 2011’deki Roboski katliamında birçok yakınını kaybetti. Kuzeni katliamda yakınlarını kaybeden Bedel'in çok değiştiğini gece gündüz kaybettiği yakınlarını düşündüğünü, katliamın ardından birkaç ay sonra kimseye söylemeden dağa gittiğini söyledi. Eğer onurlu bir barış süreci geri gelmez ise bugün de Roboski'de yakınları olan Bedel için mutlaka başka birileri de dağa çıkacak. Şimdi Bedel'in dağa gitmesinin bu şekilde yaşamını kaybetmesin de tek nedeni, sebebi devlet değil midir? Aksini kim düşünebilir ..

Bu konuda şu an Türkiye devleti tarafından esir alınmış olan HDP Eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş ne demişti: "Hukuk dışına çıkmış, yasa dışına çıkmış, ahlak dışına çıkmış bir devlet şiddetini destekleyerek, biz nasıl şiddeti bitirebiliriz? Silopi'de 35 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 'Şiddeti bitireceğiz, PKK'nin belini kıracağız' dediler. Silopi'de 35 gün sonra sokağa çıkma yasağı kalktı. Şu anda, elimizde yüzde 100 net rakam yok ama 500'den fazla Silopili genç dağa çıkmış. Cizre'de sokağa çıkma yasağı bitecek, kaç Cizreli çocuk dağa çıkacak? Bu operasyonlar başladığında kaç PKK'li vardı bilmiyoruz, ama şundan artık eminiz, operasyonlar veya sokağa çıkma yasağı bittiğinde bunun birkaç katı daha genç dağa çıkmış olacak."

Devlet şiddetinin doğurduğu sonuçlara değinirken de Demirtaş yine çözümün sadece silahların susması olmadığını belirtmişti. Çözüm Kürt halkının ve diğer halkların haklarının teslimi ile mümkün. Bir gram dahi sizde samimiyet ve insanlık kalmışsa bu savaşı harlamak yerine ölümleri durdurmak için uğraşırsınız, bu yüzden tekrar başlayan savaş bir an önce durmalı, rehin alınan Kürt siyasetçiler serbest bırakılmalı, çözüm süreci kaldığı yerden devam etmeli.

Bugün belki bu savaşın üzerinden tekrar iktidarınızı inşa ettiğinizi zannede bilirsiniz ki Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi çözüm olmasa darbe dinamiği sonsuza kadar devam eder .Yani bugün bu çetenin adı FETÖ olur, yarın işbirliği yaptığın Ergenekoncu ve Jitemci unsurlar olur, yani adı değişse de savaştan beslenip illegal şekilde varlığını sürdüren gruplar varlığınıza öyle bir yönelir ki sizi o zaman belki ne enişte kurtarabilir, ne de Rusya...

PKK ile mücadele adı altında Kürt halkının varlığına yönelen bu savaş sona ermezse bu yapılanlardan dolayı intikam almak için Haydar Goyi'ler, Tirej Zilan Roboski'ler dağa çıkmaya devam edecek.

90'lar, Roboski'ler, şehir savaşları bugün yaşanmasa Haydar Goyi'ler, Tirej Zilan Roboski'ler, yaşamlarını Cemil Cabbar Encü, Bedel Encü olarak, batıda olduğu gibi yaşayıp normal ölümler yaşayacaklardı. Ailelerin yası ise üç gün bilemedin beş gün sürer ve herkes normal yaşamına devam eder giderdi. Savaşın sürdüğü Roboski ve birçok yerde her yeni yaşanan ölüm bitmeyen bir travmayı ve yasları beraberinde getirmeye devam ediyor.

Bugün Roboski şehitlerinin sayısı ikinci katliamda yaşamlarını yitiren Yılmaz ve Vedat'tan sonra otuz yedi kişiye yükseldi. Bedel Encü'nün ailesi eğer yerinde bulabilirse Silopi kaymakamının izni ile çocuklarını alıp toprağa verecek. Roboski ailelerinden öğrendiğimiz kadarı ile birkaç gündür cenazeler verilmiyor. Bir an önce bu ayıptan vazgeçip Roboski ailelerinin çocuklarının cenazesi verilmeli ki geç olmadan cenazelerini toprağa verip, bitmeyen yaslarına bir yenisini ekleyebilsinler.

Bu vesile ile bir kere daha yetkililere sesleniyorum. Türkiye devleti artık bu coğrafyanın bağrına savaş tohumları ekmekten vazgeçmeli. Kutuplaştıran politikaları terk etmeli. Bin yıldır birlikte yaşıyoruz dediği Kürt halkının haklarını teslim etmeli, Kürt halkına karşı insanlığın en acımasız düşmanları olan Işid ve El-Nusra gibi teröristler ile ittifak yapmaktan vazgeçmeli ve bir arada yaşamanın gereği olarak Kürt halkı ile müzakerelere bir an önce geri dönmelidir.

Devletin içerisine girdiği bu yanlış yöntem ile çözülmeyen kangrenleşen Kürt halkının sorunları ile gelecekte hesaplaşmasının çok zor olacağını hatırlatmak isterim. Kürt halkı ile Türkiye devletinin hukukunun devam edebilmesi için bir an önce bu yanlıştan dönülmeli. Tüm bu yaşananlardan sonra devlet ile Kürt halkının hukukunun sonsuza kadar rezervinin garanti olmadığını artık söylemek gerekiyor. Işid, El-Nusra, Amerika ya da Rusya ile ilişkilerin sonsuza kadar böyle olmayacağını geçici olduğunu iyi biliyorsunuz, burada kalıcı olan ve birlikte yaşamak zorunda olduğunuz kesim Kürtler, bu yüzden nasıl bir deliliğe sürüklendiğinizi görün ve ona göre hareket edin, yoksa bu deliliğin dönüşü yok...