Roboski katliamının ikinci yılına yeni girdiğimiz günlerde ikinci yıl cezalandırmasıyla karşı karşıya kalmıştık. Milliyet gazetesinden Namık Durukan katliamın birinci yıl dönümü vesilesi ile sınırda katliamdan sağ kurtulmuş olan Servet Encü ile kamuoyunun dikkatini çekecek şekilde bir röportaj gerçekleştirdi. Katliama başından itibaren tecrit uygulayan devlet bunun bir kere daha kırılmasına sessiz kalmadı ve Servet Encü ve dört köylümüze 2000 lira para cezası kesildi. Hani derler ya yıl nasıl başlar ise o şekilde devam eder. Bu söz bizim yaşadığımız katliamı dillendiren herkes için istisnasız böyle gelişti.

Katliamın başından itibaren yapılanlara sessiz kalmadık, adalet mücadelemizi aralıksız sürdürmeyi başardık. Her perşembe gittiğimiz mezarlıkta, gelinen süreçleri değerlendirmek için katliamın 55. haftasından itibaren Perşembe değerlendirmelerini başlattık.

Newroz süreci ile birlikte sayın Abdullah Öcalan çözüm sürecinin başlangıcı başlatan çağrısını İmralı gerçekleştirdi.

Böylesi süreçlerde aslında bir şeylerin biraz daha olumlu gelişmesini doğal olarak bekleriz, fakat AKP‘nin süreci istismar edeceğinin ilk sinyali olan ve bizim için ise katliamın devamı niteliğinde olan Meclis Alt komisyon kararı da aynı günlerde geldi. Karar tamamen AKP’yi aklamaya dönüktü ve her şeyi kazaya ve irtibat kopukluğuna bağlıyordu.

Takvimler 11 Mayıs’ı gösterdiğinde daha önce de denediğimiz ve devletin kolluk güçleri tarafından çok sert engellemesiyle karşı karşıya kaldığımız ve hatta birçok aile ferdimizin yaralandığı katliam bölgesine gitmek isteğimizi gerçekleştirdik. Roboski katliamının 500. gününe giriyorduk. Ailelerimiz çocuklarının katledildiği yeri görmek ve karanfil bırakmak istiyordu. Yetkililere derdimizi anlatmamıza rağmen katliam bölgesine gidemeyeceğimiz söylendi. Bunu kabul etmedik. Çocuklarımız, kardeşlerimiz, babalarımız katledilirken hiçbir sınır tanımamışlardı. Fakat biz yakınlarımızın katledildiği bölgeye karanfil bırakmak istediğimizde birden sınırı hatırlayıverdiler. Tüm yapılanlara karşın askeri aşarak katliam bölgesine giderek karanfillerimizi bırakarak, anmamızı gerçekleştirip katliam bölgesinden ayrıldık.

GEZİ DİRENİŞİ CEZASI

Gezi direnişinin belli bir bölümünde Kürt hareketi Gezi direnişi hükümete karşı geliştirilmiş meşru bir harekettir ve bu direnişe destek verilmelidir dediğinde, hareketin cezalandırılması için o dönemde üç şey gerçekleştirildi.

1) Roboski yaylasında provokasyon için asker tarafından gerilla taciz edildi. Bu tacizi Roboski halkı boşa çıkardı.

2) 500. Gün ile ilgili 110 kişiye 3000 lira ceza kesildi ve mahkemeler açıldı. Bu mahkemeler hala devam ediyor

3)Roboski katliam dosyası sivil yargıdan alınarak askeri yargıya taşındı.

1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜNDE İMZA KAMPANYASI

Bir yıldır yanımızda bulunan barış aktivistleri 1 Eylül dünya barış gününde ‘’Roboski’de askeri yargı istemiyoruz’’ imza kampanyasının startını verdiler. Cumhurbaşkanına gönderilmek üzere başlatılan kampanyanın üç temel isteği bulunuyordu.

1) Katliam dosyasının askeri yargıdan alınması ve sivil yargıya iadesi

2) Sivil yargıda adil bir yargılamanın olabilmesi için yasal düzenlemeler yapılması

3)Roboski halkına hükümetin çeşitli mekanizmalarıyla gerçekleştirdiği saldırıların önlenmesi.

GÖRÜŞMELER HÜKÜMETİN İSTİSMARINA DÖNÜŞTÜ

En son hükümetin Sayın Öcalan’ın çağrısı ile oluşturduğu mecliste çözüm komisyonu daha önceki hükümetin tüm oluşturduğu komisyon ve görüşmelerin özeti niteliğinde idi. Tüm önceki görüşmeler gibi yine AKP’nin çoğunluk olduğu komisyon, bir kez daha bizi dinledi. Bir kere daha her şeyin manipüle aracı olarak kullanıldığını gördük.

Hazırlanan raporda Roboski ya da barış üzerine, çözüm üzerine bir tane bir şey olmadığını bir kere daha gördük. Hele insan hakları başkanının 93 yılında Şırnak’ta gerçekleşen iki katliamı örnek olarak göstererek yaptığı konuşma televizyonda yayınlandı ki orada şunu gördük, AKP bizim ile yaptığı tüm görüşmeleri katliamı manipüle için yaptığını açıkça ortaya koyuyor. AKP aileler ile görüşüyor o zaman katliamı AKP gerçekleştirmemiştir demek istiyor.

ROBOSKİ KENDİ ACISI İÇERİSİNDE KAYBOLMADI

Tüm coğrafyanın acılarını kendi acılarımız olarak bildik. Sündüs katliamında yakınlarını kaybeden aileleri her fırsatta ziyaret ettik. Elimizden geldikçe Sündüs yaylası katliamını yapanları deşifre ettik. Lice, Gezi katliamı mağdurlarıyla biraraya geldik. Birlikte katliamcılara hesap soracağımızı haykırdık. Gever’de katledilen canlarımızın aileleriyle bir araya geldik acılarını paylaştık. Birlikte mücadele edilmesi gerekliliğini her seferinde vurguladık. Ancak kendi acılarımız içerisine gömülmediğimizde ve mağdurlar biraraya geldiğinde katliamcılardan hesap sorulacağı bilinciyle hareket ettik, hareket etmeye devam ediyoruz.

ROBOSKİ İÇİN ADALET YERYÜZÜ İÇİN BARIŞ DERNEĞİ

ROBOSKİ-DER ile ilk mücadele örgütümüze de kavuşmuş olduk. Roboski-der sadece yaşadığımız katliama karşı değil yaşadığımız coğrafyanın bütüncül sorunlarına cevap olacak şekilde oluşturduğumuz öz örgütümüzdür. Biz Roboski-der ile sadece katliama karşı değil, köylere geri dönüş için de mücadele edeceğiz, mayınlara karşı da ayrıca mücadele vereceğiz.

Derneğimiz ekolojik mücadeleyi savunur, ne doğayı ne insanı ön plana alır, her ikisini birbirinden koparmaz. Cins ayrımına karşı amansız mücadele verir. Tüm evrensel bildirgeleri kabul eder. Barışçıl mücadele tarzını benimser.

ROBOSKİ-DER olarak, katliamlara maruz kalmış olan topluluklara birlik çağrısı yapıp, katliamcı zihniyete karşı birlikte hareket etmeyi öneriyoruz. Bu zamana kadar amasız fakatsız yanımızda mücadele veren tüm dostlarımıza ayrıca teşekkür ediyoruz. Birlikte Roboski şahsında tüm katliamları boşa çıkaracağız

Roboski için adalet, yeryüzü için barış istiyoruz.