Beşiktaş Sporting Lizbon şokunun ardından Galatasaray maçı ile lige döndü ve iyi bir tepki verdi… Ardından Kupa maçında Karabük ile karşılaştı ve rahat bir oyunla bu maçı da kazandı. Geçmişle kıyasladığımızda bu iyi bir tepkiydi Beşiktaş için… Aralık ayında Avrupa’dan elenip bunun verdiği travmayı atlatmak son yıllarda Beşiktaş için kolay olarak bahsedebileceğimiz işler değil. Ancak şunu söylemek gerekir Beşiktaş için Şubat ayında elenmektense Aralık ayında elenmek daha iyidir… Beşiktaş için bu sezon Şampiyonluk önceliktir. Bu kadro bu oyunu tutturmak ve olgunlaşmak için 3 sezondur bekliyor… Bu 3 sezonun karşılığını bu sezon görmek zorunda…

Osmanlı maçı Fenerbahçe’nin maç fazlası ile liderlik koltuğuna yerleştiği esnada ligin ilk yarısını lider kapatmak anlamında son haftaya girerken elbet önemliydi. Güneş’in en çok istediği şey şu an bir an evel ilk yarıyı lider kapatmak. Kötü oyunla da olsa Beşiktaş’ın önünde bu hedef için sadece bir maç kaldı.

OSMANLISPOR MACINDA ROLLER DEĞİŞTİ

Osmanlıspor evinde oynadığı maçlarda karnesi en kötü olan takım. 8 maç oynamışlar, 1 beraberlik ve 1 galibiyet almışlar şimdiye kadar. Beşiktaş ise liderliğini deplasmanda kazandığı puanlara borçlu neredeyse… 3 sezondur stadsızlıktan muzdarib takım deplasmanda oynamayı öğrendi bu vesile ile… Pas yüzdesinde ise Osmanlı evinde oynadığı maçlarda karnesi düşük olan takımlar arasında. Beşiktaş ise liderliğini ve gösterişli oyununu yüksek pas yüzdesine borçlu.

Ne var ki Pazartesi günü roller değişmişti… İlk yarıda Osmanlıspor Mehmet Güven ,N’diaye, Aminu ve Tsidel ile Beşiktaş kalesini ablukaya aldı. Osmanlı bütün sezon yapamadığı pas yüzdesini bu maça saklamışçasına Beşiktaş’ın üstüne geldi. Beşiktaş’ın her iki kanadı da ilk yarı felçti. Özellikle İsmail ve Olcay’ın kanadından Muhammed ve Aminu etkili olacaktı. Muhammedin sağ kanatta oynayıp sol ayağıyla etkili olduğunu belirtmek gerekir.

Osmanlı işin sırrını çözmüştü. Ön alanda baskı ve Beşiktaş defansının arkasına atılan toplar. Bir golüde Rusescu ile bu toptan buldular. Ancak Osmanlıspor’un baskıda asıl belirleyiciliği Beşiktaş ortasahasının kırılganlığı ve dirençsizliğiydi…

Sorun Beşiktaş defansının ağırlığı gibi gözükse de aslında Atiba dışında orta saha ve hücum oyuncularının baskıya yeterli tepkiyi verememesiydi. Göbekte Oğuzhan ve Sosa’nın kanatlarda ise Olcay ve Quaresma’nın hafif kalmasıydı. Beşiktaş savunmada dirençsiz kalınca haliyle oyunun boyu da uzadı. Ve kalesinde iki gol gördü… Kasımpaşa ve Rizespor maçında Beşiktaş’ın problemi aynıydı. Ancak Beşiktaş’ın geçen yıldan farkı bölük pörçük atak geliştirse de bu ataklardan gol bulabilmesi. Bu bölük pörçüklükte ilk yarıda etkili tek orta Gomez’in kafasından golü getirdi.

İkinci yarı ise Beşiktaş’ın alışıldık tepkisi ile başladı. Bu ikinci yarı tepkisi 45-60. Dakikalar Bilic’ten bu yana gelen bir alışkanlık. Osmanlı maçında da tekrarlandı ve bu baskıdan Sosa’nın güzel şutu geldi… Bu dakikalar Beşiktaş’ın oyunun boyunu kısalttığı dönemlerdi elbet.

BEŞİKTAŞ’IN BÜYÜK ÇARESİZLİĞİ

Beşiktaş’ın büyük çaresizliği bu dirençli bir orta saha ve etkili hücum yapan bir takımla karşılaştığında oyun boyu 60 metreye çıkıyor. Beşiktaş bu takımlara pres anlamında karşılık veremediğinde bu oyuna mahkum kalıyor. Savunmada ağır oyunculara sahip olunca da işler karışıyor. Kalesinde iki golü birden görebiliyor.

En önemlisi bu oyunu Oğuzhan ve Sosa hiç sevmiyor. Her ikisi de etkisiz kalıyor ve oyunda etkili olabilmeleri için 30-40 metre arasında oynamaya ihtiyaç duyuyor. Pazartesi günü için hariç. Pazartesi Sosa’nın günüydü. İki şut iki gol…

POZİSYON YOK, SOSA VAR…

Ki bu da Pazartesi akşamın ilginçliklerinden biriydi. Zira Beşiktaş taraftarları takımlarından yana pozisyona girip bolca kaçırmalarından yana dertlilerken Osmanlı maçında pozisyon yok ancak 3 gol var . Sosa var.

OĞUZHAN VE SOSA FARKLI FUTBOL KARAKTERİNDE OYUNCULAR

Bu arada Oğuzhan ve Sosa oyuncu tiplemesi anlamında birbirine yakın oyuncular ve birbirleri ile oynamayı sevebilecek oyuncu tipi gibi dursalar da aslında çok öyle değil. Oğuzhan “bir arada” oynamayı seven bir oyuncu… Sosa ise “en iyi tek pası" arayan bir oyuncu ve oyunu kendi üzerine kurulmasını seven bir oyuncu. Ama ikisinin de ortak bir özelliği var iyi niyetlerine rağmen hala savunmayı sevmiyorlar…

GÜNEŞ EZBERİNİ BOZDU

Pazartesi akşamının ilginçlikleri yalnız bunlar değildi. Güneş ilk değişikliğini Kerim Frei ile yaptı ve Olcay’yı çıkardı ki Olcay çıkacaksa ilk tercih G. Töre oluyordu. Ardından Necip’i oyunu soktu , ki bu seferde Sosa’yı değil Quaresma’dan yana tercihini kullandı. Sosa’yı oyunda tutma tercihi Güneş’e galibiyeti getirecekti. Son olarak oyuna Cenk’i sokup Oğuzhan’ı alması ise yine alışılmış tercihlerin dışındaydı.

Güneş’in Sosa’yı oyunda tutma tercihi Osmanlı maçını kazandırdı ona… Konya maçı bu maça benzemeyecektir… Muhtemelen çok daha etkili bir Beşiktaş izleyeceğiz… Güneş devreyi kazasız kapatırsa büyük bir oh çekecektir.