Adı Aynur, tıp fakültesi son sınıf öğrencisi ve benim de bizzat yakından tanıdığım bir isim.. Aynı zamanda benim gibi aynı mesleğin adayı.. Aynur, bende tebessümleriyle hafızamda kendine yer eden bir yoldaş oldu. Ve hala ondan bahsederken aklıma ilk gelen tebessümleri oluyor. Samimiyeti, sıcakkanlılığı ve bilgisiyle örnek alınabilecek birisi.. O şimdi teoride inandığı mücadeleyi pratiğe döktü.

Aynur’un Rojava’ya gittiğini öğrendiğim gün biraz şaşırdım. Fakat, onun tebessümlerini aratmayacak bir tebessüm oldu yüzümde. Çünkü Aynur hayallerini gerçekleştirdi. Sadece Kobanê’yi değil, aynı zamanda kendini de özgürleştirmek için gitti. Tebessümle birlikte içimden ‘ne mutlu’ dedim.

Aynur’u en son Rosi Da ile birlikte sunduğumuz ‘tutsakların sesi’ radyo programına konuk etmiştik. Orada hem onu dinleyip, hem de karşılıklı güzel bir sohbet etme imkanımız oldu.

Aynur çok duyarlı ve mücadele ruhlu bir insan. İstanbul’da okuluna devam ederken aynı zamanda sürekli hasta tutsaklara dayanışma mektubu gönderir, çevresini de mektup göndermesi için teşvik ederdi. Ve o mücadelesini de bizimle radyo programında paylaştı. Son olarak Rojava’da IŞİD terörünün artması ile birlikte mücadele saflarına katıldı.

ROJAVA KADIN DEVRİMİDİR!

Dünya’da her alanda erkek egemen zihniyetin hakim olduğu gibi savaş alanında da erkek egemenliğinin hüküm sürdüğünü biliyoruz. Rojava direnişi aynı zamanda erkek egemen zihniyete karşı verilen bir mücadeledir. Rojava’da kadınların verdiği mücadele, erkek egemen zihniyeti geride bıraktı. Ve Rojava artık bir ‘Kadın Devrimidir’.

Bu devrime Kadınlar, LGBTİ’ler, Sosyalist hareketler, Aleviler ve tüm ezilenler sahip çıkmalıdır. Rojava’nın özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür, halkların özgürlüğüdür, Ortadoğu’nun özgürlüğüdür. Rojava’yı özgürleştirmenin yolu mücadeleden, birlikten ve dayanışmadan geçer.

Rojava’da özgürlük mücadelesi veren tüm kadınları, yoldaşları ve Rojava halkını saygıyla selamlıyorum..