Bugün oturdum manyak güzel bir hikaye yazdım.

Bazen kendi yazdığım kelimeler sanki damardan bana iyi gelen kafamı güzel yapan bir şeymiş gibi kendine tiryaki ediyor, sürekli dönüp dönüp okuyorum. Sanki hiç tanımadığım birinin kanlı canlı kelimeleriymiş gibi.

Bugün hikaye yazmama sebep Netflix’te seyrettiğim mini dizide beni tetikleyen sahne oldu.

1800’lü yıllarda Kanada’da gerçekleşmiş bir cinayetin hikayesini Margaret Atwood kitaplaştırmış.

Cinayet olayında kadının “suçlu mu, suçsuz mu?” olduğu üzerine yoğunlaşmış roman.

Alias Grace adıyla mini dizi haline getirilmiş roman.

Dizide başına dünyanın bütün kötülükleri gelen başroldeki kızın en yakın arkadaşı Mary hizmetçilik yaptıkları evin büyük oğluna aşık olmuştu. Oğlan buna bir de yüzük vermiş, seninle evleneceğim diye.

Kız hamile kalınca eline 5 dolar tutuşturuyor, bu arada aylıkları 2 dolar. Geçmiş yüz yılda geçen bir hikaye bu ama yine de sefil bir para. Mary diyor ki arkadaşına, “Düşünebiliyor musun? Çocuğuna biçtiği değer 5 dolar. Ya da gidip kendimi bir yerlerde boğacakmışım.”

Mary, fahişelerin gidip çocuk aldırdığı bir doktorda çocuğunu aldırıyor, evdekilerden gizli. Sabahına da kanamadan ölüyor.

Grace o kadar üzülüyor ki tek dostunun ölmesine, bir an pencereyi açmayı unutuyor. Oysa pencereyi açarsa ruhunun dışarı çıkıp gideceğine inanıyor.

Arkadaşının ölümü çok üzüyor Grace’i ve cenaze günü uzun süre baygın kalıyor. Ayıldığı zaman kendini Mary zannediyor, kaybolduğunu düşündüğü arkadaşı Grace için panikle etrafta koşturuyor.

İnsanlar “Mary öldü, Grace sakin ol” dediklerinde de her seferinde bayılıyor ve ayıldığı zaman neler olduğunu hatırlamıyor.

Ben de o neşeli Mary’nin kanlar içinde uyanışını görünce içimde bir yer kanadı sanırım. Durdurmak için oturup bir hikaye yazdım, sonra diziyi gecenin geç saatlerine kadar oturup bitirdim. Ve konusuna hayran kaldım.

Mary öldükten sonra evin büyük oğlu geceleri artık Grace’in ne bildiğini öğrenmek için belki, her gece kapısını zorluyor, evin hanımefendisi ise İncil’e el bastırıyor, bildiklerini kimseye söylemesin diye.

Sonunda evde hizmetçilik yapan Grace’den başka bir çiftliğe göndererek kurtuluyor aile.

Ve Grace’in tanımıyla yeni gittiği evde “Kadın Katil” oluyor.

Gazetelerde resmi ve hikayesi yayımlanıyor aylarca.

Hapishanede kaldığı müddetçe her sabah hapishane müdürünün evine gidiyor ailenin işlerine yardım etmek için Katil Kadın.

Grace’in dediğine göre orada bulunan hanımlar her zaman yan gözlerle kadını izliyorlar iş yaparken. Çünkü Kadın Katil’i merak ediyorlar.

Davası çok ses getiriyor genç kadının. Aslında henüz 16 yaşında tutuklandığı zaman.

Kanada’ya ailesi ile birlikte geldiğinde annesi yolda ölüyor. Kardeşlerine ve alkolik babasına bakıyor genç kadın. Babası sinirli biri onu öfkeyle duvara çarpıp bayıltıyor bir seferinde. Ona baygınken tecavüz ediyor. Dudaklarından öpüp özür diliyor ertesi sabah.

Suçluluk duyduğundan belki kızına bir iş bulup evden uzaklaşmasını sağlıyor.

Böylece ilk hizmetçilik işine Mary’nin bulunduğu evde başlıyor genç kadın.

En mutlu zamanlarını da orada geçiriyor.

En yakın arkadaşının ölümünden sonra ise oradan ayrılıp başka bir evde hizmetçilik yapmaya başlıyor.

Bu ev yöre halkının uzak durduğu, küçümsediği günahkar bir ev.

Çünkü, kahya kadın evin bekar sahibi adamla yatıyor.

Adam evin hizmetçilerini taciz etmekle ünlü biri.

O evde nefes almadan çalışmaya devam ediyor. Tuvaletleri temizliyor, yerleri ovuyor, kahya kadının saçlarını tarıyor, evin sahibi evde olmadığında yalnız uyumaktan korkan kadının koynunda yatıyor.

Kahya kadına hizmet etmekten gocunmuyor Grace çünkü onu ölen arkadaşı Mary’ye benzetiyor.

Fakat bir gün kahya kadının annesi ve Mary gibi belirtiler gösterdiğini görüyor.

Onun patronu ile yatıp hamile kalmasından, üstüne üstlük bir de kendisine hanımlık taslamasından o günden sonra hiç hoşlanmıyor.

Çünkü kahya kadının patronu ile yatmasını onaylamıyor.

Onun da Mary gibi kapı dışarı edileceğini düşünüyor.

Ondan nefret eden sadece Grace değil, kadınlardan emir almaktan hoşlanmayan evin erkek hizmetçisi de kahya ile sürekli kavga ediyor.

Erkek hizmetçi ikisinin de kovulacaklarını anlayınca bir sırrını paylaşıyor Grace ile, evin ahalisini öldüreceğini söylüyor.

Tüm bunları önce avukatına sonra kendisini hapishaneden kurtarmak için şehre getirilen psikiyatriste anlatıyor Grace.

30 sene akıl hastanesinde ve cezaevinde kalıyor.

Akıl hastanesinde doktorlar ve hademeler ona tecavüz ediyorlar. Her muayene akıl hastanesinde tecavüzle sonlanıyor.

Hapishanede hücre cezası olarak tabuta konuyor, kırbaçlanıyor.

Ne zaman yalnız kaldığını hissettin diye sorduğunda psikiyatrist, cezalandırma zamanlarında diyor. Tımarhanede ve hapishanede cezalandırıldığım zamanlarda yalnız olduğumu hissettim en çok diyor.

Psikiyatristle yaptıkları konuşmalarda genç kadın tüm konuşmaların hakimi oluyor. Aklından geçen her şeyi söylemiyor doktora, onun her sorusuna cevap vermiyor.

Doktor terapi seansları boyunca sanrılar görüyor genç kadınla ilgili, onun şık giyimli yanında durduğunu, sevgiyle adama sarıldığını hayal ediyor.

Seanslarının sonunda Kadın Katil’in avukatının görüşlerini de almak istiyor.

Avukat, onun da kendisi gibi Kadın Katil’le uzun saatler geçirdiğini hatta ona kadının aşık olduğunu, kendisinin de bazen etkilendiğini itiraf ediyor.

Binbir gece masallarındaki gibi kadının hikayeler uydurmayı sevdiğini böylece tıpkı masaldaki kız gibi hayatta kaldığına inandığını söylüyor.

Doktora da hikayeler anlattığını, aslında kadının gerçekten cinayet işlediğine inandığını söylüyor.

Son bölümü anlatmayayım, aslında ben hiçbir şeyi sonunu merak ettiğim için tamamlamam ama yine de başkalarına engel olmak istemem.

Bu dizide her bölümün başına bir kitapta bölümlerin başına konan alıntılar gibi alıntılar konmuş. Çoğu Emily Dickinson’a ait.

Çoğunda zihinden bahsediyor yazar. Zihnimizin odamız olmasından. İki yarıktan bahsediyor ve o yarıkları birleştirmekten.

Ben de filmi seyrederken, kendi zihnimizin yarattığı dünyalarda yaşadığımızı ve bilgimizce bu dünyayı şekillendirdiğimizi düşündüm.

Aslında bu bilgimi net olarak bu dizide gördüm.

Grace zihinsel olgunluğa erişmeden güvenli sulardan yani ailesinden ayrılmak zorunda kalıyor. Ailesinde dengeyi sağlayan babasının öfkesini kontrol eden anne ölünce baba kontrolden çıkıyor.

Babanın zihninde bir Grace var. Onun zihninin yarattığı dünyada bir kız.

Şehir Meclisi üyesinin evindeki hizmetçilik günlerinde onların zihinlerinde o devrin hizmetçi kavramının oluşturduğu dünyaya dahil oluyor Grace, hayatının minicik baharını orada tanıyor.

Mary.

Onu seven, neşeli ailesi ayaklanmada öldürülen gizli liberal Mary.

Ama ayaklanma yapan insanların mağlup olduklarını fısıldıyor bir konuşmalarında Grace, itiraz ediyor Mary, hayır, diyor sadece henüz zafer kazanmadılar.

Grace içgüdüsel olarak parlak zekasını yaşamak için kullanıyor.

Hikayeler anlatıyor, Mary’nin ona öğrettiği gibi.

Herkesin zihninde bilgisince bir Grace var.

Kadın Katil olduğu evde kahya, işe kendi aldığı kız hamile kalınca işten atmak istiyor.

Grace diyor ki ona aşık doktora, beni tehdit olarak görüyordu. Çocuğuna hamile olduğunu söylemeden önce beni evden uzaklaştırmak istiyordu.

Cinayete ortaklık ettiğini söyledikleri ve idam edilirken Grace’in şeytan olduğunu haykıran genç uşak hakkında ise Grace öfke hissetmiyordu.

Yolculuğunda insanın yapması gerektiğini yaptığını söyledi doktora, o yol idam ipi kadar kısa olsa bile dedi.

Bu yolu, idama mahkum olarak kendisinin de gayet iyi bildiğini söyledi.

Uşağın bu yolu yalnız yürüdüğünü onu anladığını söylüyor, Grace.

Bir bölümde kadınların çeyizinde üç örtünün olması gerektiğini söylüyor.

Cennet Bahçesi bunlardan biri.

Örtüler kadınlar için önemli.

Örtüler yataklara örtülüyor.

Yataklar önemli.

Yataklarda doğuyor insanlar, orada sevişiyorlar, yataklarda ölüyorlar.

Grace de kendi Cennet Bahçesi örtüsünü yapıyor. Ama onu biraz geleneksel halinden değiştiriyor.

Cennet Bahçesi peacwork’ten yapılan bir örtü. Ortasında kocaman bir ağaç var. Yılanlar koydum, diyor Grace ben önlem aldım bahçemde diyor.

Bir tanesi, regl olduğu zaman Mary’nin verdiği kırmızı iç etekliğinden bir parça.

Bir tanesi, Mary’nin ona hediye ettiği beyaz işli mendilden bir parça.

Bir tanesi, boynundaki beyaz eşarptan bir parça, cinayet işlendiğinde kahya kadını boğmak için kullandıkları iddia edilen.

Bir tanesi, cinayetin işlendiği Katil Kadın olduğu eve ilk geldiği gün kahya kadının giydiği pembe elbiseden bir parça, cinayetlerden sonra evden kaçarken Grace o pembe elbiseyi giymişti.

Grace kendisine hipnoz yapıldığında aslında kişiliğinin ikiye bölündüğü ve o yüzden bazı anları hatırlamadığı anlaşılıyor.

Ancak o zamanlar bu da güvenilir bir bilgi değil.

En güvenilir bilgi doktor için bile kadınların güvenilmez yaratıklar olduğu.

Doktor hipnozun sonunda Kadın Katil hakkında rapor yazmayacağını söylüyor. Çünkü elde ettiği bilgilerden emin olamıyor.

Grace’in başka adamlarla yatıp yatmadığını merak ediyor. Gönüllü olup olmadığını ve bu hipnoz olayında sırf ondan intikam almak için böyle çok kişilikli bir durum uydurduğunu düşünüyor.

Yani doktorun meslek kimliğine cinsel kimliği tecavüz ediyor.

Güzel günlerde görüşelim. Görüşmelerimiz iyiliklere vesile olsun.